Sana - Kendimden Hallice
Kapıyı kilitleyerek binadan çıktığımda yağmur çiseliyordu. İstemsizce gülümsedim, sonbahar en sevdiğim mevsim olabilirrrr.
Sakince kulaklığımı takarak Kadıköye gitmek için marmaraya bindim. Yaklaşık 1 saat sonra Selim Abi'nin dükkanına gelmiştim.
Açık kapıdan içeri girerek derin bir nefes aldım. İşte buydu bana yasadigimi hissettiren, kitapların kokusu.
"Selamünaleyküm Selim Abi." Sobanın başında gözlerinde gözlüğü takılı, büyük bir dikkatle elindeki kitaba bakıyordu. Sesimi duyunca gözleri mutlulukla ışıldayarak beni buldu. Toparlanıp ayağı kalkarken konuştu.
"Hoşgeldin kızım hoşgeldin." Gülümseyerek kafamı eydiğimde o da gülümsedi. Üstümdeki kabandan kurtularak sobanın üzerindeki sıcak çaydan bir bardak da kendime doldurarak Selim Abi'nin karşısına oturdum.
"Ee Abi getirdi mi Kemal yeni kitaplar?" O kadar merak ediyordum ki yeni gelenleri iki gündür acaba bu sefer hangi kitap gelecek diye kafa yoruyordum.
Selim Abi'yi sahafları gezerken keşfetmiş, ve insanlara karşı olan sıcak tavırları sayesinde sık sık gelmeye başlamıştım. Çoğu zaman bende kitap getiriyordum. Ancak 1 ay önce aldığım her kitabı aynı kişinin göndermiş olduğunu öğrendiğimde büyük bir şok geçirmiştim.
O kadar güzel ve anlamlı satırların altını çiziyor ve sayfanın kenarlarına notlar bırakıyordu ki artık kitapları okumak için değil onun yazdığı notları okumak için alır olmuştum. Bir çok kez acaba cidden bunu yazacak kadar ne yaşadı dediğim oluyordu.
Fakat asla onca şeyi deli bir adamın yazdığını düşünmüyordum.
"Getirdi kızım getirdi sana da selamı var keratanın sevmiş seni." Sözleri gülümsememi sağlamıştı yine. Kemal Selim abinin dediği gibi deli dolu olsa da kafa dengi akıllı bir çocuktu.
"Abi Ben bi kitaplara baksam sorun olmaz di mi?" Biraz utanmıştım sorarken doğrusu. Sanki Selim abiyi görmek istemiyormuş da sadece kitaplara gelmişim gibi hissettirmek istemiyordum. Alınmasından da korkuyorum açıkçası.
Çünkü Selim Abi benim için gereğinden fazla değerliydi. Benim için bir Abi bir amca bana bir şey olsa merak edecek tek kişi olarak görüyordum, ve bana kızım demesi...çok hoşuma gidiyor. Bu kelimeyi duymayalı çok oluyordu...
Kasları yalandan çatılırken konuştu tekrardan " Saçma sapan konuşma Ayla, tabiki de bakabilirsin zaten senden başka alan yok biliyorsun. Herkes senin gibi merak etmiyor kızım kimsenin okuduğu kitapları okumayı. Herkes yeni kitapların Herkes sıfır kitapların peşine düşmüş. Hepsi bir haber burada yatan hazinelerden..." son cümlesinde gözleri dolmuş ve karşısındaki kitaplığa dalmıştı.
Evet çoğu kişi çok sevsede sahaflara olan ilgi çok azdı.
"Sıkma canını abim ya Lütfen. Ben konuşuyorum bir kaç arkadaşımla öğretmen olanlar var dedim ya hani okullardan çocukları getirsinler diye uğraşıyorum. Merak etme sen hem kimse olmazsa ben yeterim ya."
Bir kısımda yalan söylüyordum. Çünkü pek arkadaşım olduğu söylenemez. Bir kaç tanıdığım yurttan arkadaşlarım vardı ancak onlarla da görüşmeyeli yıllar oluyordu. Üniversitede ise Çoğu zaman derslere giremiyor çalıştığım yerlerde fazladan mesai yapmak zorunda kalıyordum.
Ama yine de dert değildi. Belki öğretmen arkadaşlarım yoktu ama Selim Abi için okullarla konuşmaya gittiğim doğruydu. Bir kaç okula sahaf kültürünün ölmemesi için bu tarz mekanlara gezi düzenlemelerini istedim. Geri dönüş alamasam da...
Bana tekrar gülümseyerek baktığında bende ona tebessüm ederek küçük dükkanın arka tarafında kalan raflara doğru ilerledim. Genelde yeni gelen kitapları ilk oraya koyardı Selim Abi.
Kemal'in getirdikleri her seferinde sağda ufak pencerenin önünde olurdu. Yine orada üst üste kitap yığınına gördüğümde daha hızlı ilerledim.
Yere çömelerek kitapları tek tek incelemeye başladım. Hızlı hızlı sayfalara bakıp yine satırların altını cizmis mi, Yoksa not bırakmış mi diye bakmaya başladım.
Son kitaba da kaba taslak bakarken dikkatimi son sayfadaki ufak not kağıdı çekmişti. Sayfaya yapıştırılan küçük not kağıdında şöyle yazıyordu;
"Meraklı hayranıma,
Bu kitapda altı çizili hiçbir satır yok. Rica etsem sen çizer misin?"
...
Notta ne yazsin diye o kadar düşündüm ki
Acaba dedim direkt numarasını mi verse?
Ama saçma olurdu çok hızlı olurdu
Bende dedim ki biraz yavaş ama romantik gidelim
Çok içime sinmeyen başladı ya
Yazdıkça yazasım geliyor özellikle Selim Abinin sahafını gözümde canlandırdığım zaman waowww diyorum
İşte yazmam gereken kurgu buymuş
Yavaş yavaş ama hissederek gitmek istiyorum
Sadece öpüp sarılarak değil de sadece iki cümle ile bile insanın içinde nasıl kelebekler uçarmış göstermek istiyorumm
O ZAMAN LESTT GOO GÜLLERRİMM
OY ATSANA AYOL
SEVİLİYORSUNUZZZZZZ ÖPÜLDÜNÜZZZZ :**
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAHAF PRENSİ | TEXTING
General FictionAkıl Hastası: Sen söyle umudum lütfen Akıl Hastası: Sen dersen yaparım Akıl Hastası: Bırak beni de lütfen... Kalan Umudum: ben çok kovuldum İlkay Kalan Umudum: çok kez de terk ettim o çöplükten evleri Kalan Umudum: Ama anlıyorum ki soğuk olsa b...