MADAM KELEBEĞİ
Şu fani dünyada seni seven biri varsa bu en büyük hazinendir, unutma.
~
Elimde tuttuğum kutuya bakarken aklıma düşen birkaç saat öncesine ait anlar kalbimi ağrıttı. Hayatım hiçbir zaman istediğim gibi olmamıştı yine de çabalamıştım. Koca dünyamı avuçlarımla kurmuştum, ellerimde kan izleri vardı. Kendi yara izlerimdi. Kayıplar vermiştim. Gözlerini aldığım annem, dışarıdan sert gözüken çehremin sahibi babamın gidişinden sonra yaralanan bir çocuk olmuş ve acılarımla büyümüş, izleri geçmeden yaşamaya devam etmiştim. Geçmesini beklememiştim ama yaralanacağımı da düşünmemiştim.
Gülümseyerek baktığım gözlere yaptığım evlilik teklifi bir hayat kurmak içindi. O ise benim hayatımın ortasına bomba bırakarak kaçmıştı. Gitmesine izin vermiştim. Harabeden yaralı kurtulan kalbim kanıyordu.
Oturduğum şoför koltuğunda koca bir enkaz gibi görünmem dışarıdan nasıl görünüyordu acaba? Kollarımı direksiyona sarıp çenemi yasladığımda elimdeki yüzüğe takıldı bakışlarım. "Niye beni kabul etmedin, ben kötü bir adam mıydım?" Beni parçalara ayırdığını bile bile yanımdan geçip gittiğinde onun için hazırlık yaptığım yerden hızlıca ayrılıp arabaya atlamış ve saatlerce leş gibi bir halde şehirde dolaşmıştım. Bu şehirde tanımamıştım onu ama sırf o istedi diye her şeyi geride bırakıp onun peşinden buraya kadar gelmiştim.
Kendime ettiğim küfürlerin haddi hesabı yoktu. "Ne salak herifsin Eflâh, dünyam olmasını istiyormuşum!" Elimi direksiyona geçirdiğimde içimdeki aslan kükredi. "O seni hiç sevmemiş ki, bırak istemeyi bir kere bile gözlerine sevgiyle bakmamış. Nasıl anlamadın aptal herif?!" Ve aslan sessizleşti. "Ben onu dünyam yaptığımı sanmışım ama ben yıllardır onun dünyasının dışındaymışım. Bugün de temelli kapı dışarı edildim işte!" Arabanın içinde yankılanan melodiye dolu dolu küfretmek istedim. Bizim şarkımızı zil sesi yaptığım telefonumu sessize alıp arayana bakmadan torpido gözüne fırlattım.
Arayanın can dostum Levent olduğuna emindim. Hazırlıklarda bana yardım etmişti, olanları duysa ne tepki verirdi acaba? Kesin fırçaladığı insan ben olurdum, salak olduğumu yüzüme vurmasına şuanlık hiç ihtiyacım yoktu.
"Seni ilk gördüğüm andan beri tek hayalimdi. Şu anı yaşamak ve bu adımı seninle atmak. Ben afilli sözleri pek beceremiyorum biliyorsun. Ama seni çok seviyorum Funda." Kutuyu açtığımda tekrar gözlerine baktım. "Hep seni seveceğim, seni mutlu etmek için elimden geleni yapacağım. Son nefesime kadar yanında olmama izin verir misin? Benimle evlenir misin Funda?"
Bana uzun gelen zaman dilimi, kalbime bıçaklarını batırıyordu. "Neden susuyorsun?"
Konuşması lazımdı, aklımı kaçırmamam için onun cevabına ihtiyacım vardı. Dakikalar süren ızdırap konuştuğunda biter sandım. "Seninle evlenemem Eflah."
Hatırladığım an, canımı yaktığında derin bir nefes verdim. Hayatına almasını istemiştim o an bir şeyi anladım; ben zaten onun kalbinde olmadığımı biliyormuşum.
Kahve gözlerimden akan bir damla yaşı hızla sildim. Değmeyecekti, ne anlamı vardı? Zaman geri gelir miydi, akreple yelkovan geri mi dönecekti o ana? Sol göğsümün altında atan ağırlık bana hiç yardımcı olmuyordu. Bakışlarımı yüzükten çekip tam karşımdaki dükkana çevirdim. O hayatımdan çıkıp gitmişken bana onu hatırlatan bu yüzüğü de görmek istemiyordum. Yüzük kutusu dışında bir şey almadan arabadan indiğimde değerli taşlardan oluşan takıların işlendiği dükkana ilerledim. Adımlarım aceleciydi, nedenini anlamadım. Antikacıları andıran dükkanın kapısını boş olan elimle itip içeri girdiğimde tepemdeki küçük ziller birbirlerine çarpıp mekana has bir ezgi oluşturdular. Pek büyük olmayan dükkanda tam karşımda boydan boya cam bir tezgah ve orada da çeşitli yüzükler, kolyeler vardı. Özenle yerleştirildiği belliydi. "Hoşgeldin evlat."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝑀𝑎𝑑𝑎𝑚 𝐾𝑒𝑙𝑒𝑏𝑒𝑔𝑖 (ᴛᴀᴍᴀᴍʟᴀɴᴅı) (WattpadRomanceTR Yarışma Kazananı)
Romance*WattpadRomanceTR Yarışma Kazananı* Alıntı; "Eflâh?" Saçlarını kulağının arkasına sıkıştırdığımda gözlerine baktım. "Kalbin çok hızlı atıyor." Sen dokunduğun için diyemedim. "Yaşadığımı bu gece hissetmeye başladım. Varsın hızlı atsın sol tarafım. Ba...