22

622 40 7
                                    

"Buna göre Orta Doğu ve Hazar bölgesinin stratejik önemi bölgenin bol petrol ve ham maddeye sahip olmasından kaynaklanır."

Havle hoca akıllı tahtadan açtığı Orta Doğu ve Kafkasya haritasıyla bize hiç ilgimi çekmeyen konular anlatırken gözlerim yarı kapalı onu dinliyordum. Ödevi pazara bırakmadan yapmıştım, bugün cumaydı. O komünist aptalla bir daha ne konuşacak ne de yüz yüze gelecektim. Zaten aynı sınıfta olmamıza rağmen konuşmuyorduk. Ben, Turanlarla birlikte cam kenarında en arka sırada otururken o kapı tarafında ne önde oturuyordu. Bu konu da bile birbirimize çok zıt olmamız ilginçti.

Kısa siyah saçlarım sınıfın soğuk olmasına rağmen beni terletiyordu. Oflayıp saçlarımı toplarken kıskaçlı tokamla tutturdum. Muhtemelen çirkin gözüküyordu ama terlemekten iyiydi.

Siyah kahküllerimi alnımdan çektim. Daha iyiydi şimdi. Havle hocanın kulağa ninni gibi gelen boş sözlerini dinlediğim sırada yanımda oturan Atlas camdan dışarıyı izliyordu. 

Ona bir bakış atıp sırıttım, 12-F'nin beden dersiydi. Kızlar güzel diye onları gözetliyordu şerefsiz.

Sınıfımı severdim lakin birden bire Miranların topluca gelmesi sinirimi bozmuştu. Zaten çocuğu sevmiyordum, bir de yetmezmiş gibi işlerime burnunu sokuyordu. Onunla başından beri bu kadar mesajlaşmam hataydı. Aptalın tekiydi işte, her insanla dost olmamayı öğrenmeliydim.

"Süveyş kanalının deniz ulaşımındaki kullanımının artmasıyla-" 

Hoca birden duraksamış , arka sıralardan birine bakmıştı. Kaşlarını çatıp "Telefon mu o?" demesiyle kaşlarımı kaldırdım. Birisi fena halde sıçmıştı çünkü Havle hoca okulun en arıza öğretmenlerinden biriydi.

"Yok hocam.." Diye mırıldanan Faruk'a bakıp hafifçe sırıttım. Sınıf sessizleşmişti birden. Hoca sinirle ona yaklaşmış, telefonunu çekip almıştı. 

"Kime yazıyorsun derste, sevgiline mi?"

Gülecektim ama kendimi tuttum. Hoca böyle sinirliyken gülersem ihale bana patlardı çünkü.

Hoca mesajlarda gezinmeye başladığında Faruk özür dileyip telefonu almaya çalışıyordu. Telefonu kapatan kadın öğretmen masasına yürüyüp telefonu üzerine koyarken söyleniyordu.

"O kadar işsiz o kadar boşsunuz ki şaşırıyorum gerçekten. Boş beleş dolaşıyorsunuz. Bir de utanmadan derste telefonla oynuyorsun. Sen bu gidişle coğrafyayı nah öğrenirsin!"

Hocanın son sözüyle ağzımdan istemsiz bir kıkırdama çıkmıştı. Bir erkek sesi daha geldiğinde dişlerimi sıktım, yavaşça dönüp acıyarak bana bakan sınıf arkadaşlarıma baktım. Hoca da öfkeyle bir bana bir de sağ ön sıraya bakıyordu.

"Çok mu komik geldi bu size?" dedi hoca gözlerini kısarken. Şimdi yarrağı yemiştim işte. Ağzım açık kalırken önümde oturan Turan ve Nihal gergince dudaklarını ısırıp bana bakıyorlardı.

"Miran ve Bilgehan." dedi hoca kollarını birleştirirken. "Soyadınızı ve numaranızı söyleyin. " dedi. Kaşlarımı kaldırdım, biraz önceki erkek kahkahası Miran'dan gelmişti demek ki.

"Hocam.." dediğim sırada elini kaldırdı. "Numaranı söyle." içimden küfür edip numaramı söylediğim sırada listeye bakıyordu.

"Bilgehan Türk mü?" dedi. Başımı salladım. "946, Bilgehan Türk. 1094 Miran Adar." Hoca A4 kağıdını karaladığım sırada bir ses "Hocam ne yapacaksınız?" diye sordu. Şoktaydım hala, bu yüzden ne diyeceğimi bilemedim.

"Tutanak tutup disipline vereceğim, ne yapmamı bekliyorsun?" dediğinde hızla ayağa kalktım. "Hocam güldük diye tutanak mı tutacaksınız gerçekten?" dedim isyan edercesine. Miran da ayağa kalkmıştı.

"Son zamanlarda çok gözüme batıyorsun Bilgehan. Gıcık oluyorum sana farkında değilsin. Bu benden yediğin kaçıncı tutanak ben unuttum artık." 

"Hocam böyle bir şey için tutanak tutulmaz. Sicilimize işlerse ne yapacağız?" diye soran Miran'a karşı umursamazsa  omuz silkti. "Orası beni ilgilendirmez."

Korkulu yüz ifademi fark eden Nihal iç çekip söze atladı. "Hocam bence bir şans verin. Ceza olarak başka bir şey seçin, bir daha tekrarlanırsa tutanak tutarsanız." 

Bizim grup hızla başını sallayıp onay verirken Serhat ve Jiyan'dan da onay gelmişti. Hoca duraksayıp bakışlarını üzerimizde gezdirirken başını salladı. 

"Tamam." dedi doğrulurken. "Avrupa ülkelerinin kapsamlı tanıtımını en az 20 sayfa olacak şekilde hazırlayıp beraber sunacaksınız. Bilgilerin hepsine kitaplardan ulaşacaksınız. Kaynak ve sayfa sayısı istiyorum. Ödevi diğer derse istiyorum. Sakın internetten bakmayın, yakarım ikinizi de."

Tehdit edercesine kalemini doğrulturken ne kadar istemesem de susup onay vermek zorunda kaldım. Bir kez daha kınama cezası yersem okuldan atılırdım. "Aranızda Miran ve Bilgehan'a katılmak isteyen var mı?" diye sordu hoca kaşlarını kaldırarak. Kimseden ses çıkmazken "Güzel." diye mırıldandı ve anlatmaya devam etti.

Oflayarak yerime oturdum ve titreyen ellerimle yüzümü ovuşturdum. Geri zekalı, ben hadi gülmüştüm de ona noluyordu? Hem başıma iş çıkmıştı hem de bu işte o da vardı. Göz ucuyla ön sıraya baktığımda omzunun üstünden bana baktığını fark ettim. Aynı zamanda Havin'de bana bakıyordu.

Kaşlarımı çatıp sinirli bir bakış atarken göz devirdim ve tekrar önüme döndüm.

Önümüzdeki Coğrafya dersi Pazartesi'ydi. Yağmurdan kaçarken doluya tutulmuştum, harikaydı gerçekten.

Dağ Çiçeği / TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin