\Yıldız/
Nasıl bilmiyorum ama bizim süremiz bittiğinde, diğerlerinin yanına oturmuş birinin bir şey söylemesini bekliyordum.
Herkes korkuyordu, herkes acı çekiyordu ve ben bunun yenin farkına vardığım için kendime kızıyordum. Nasıl da bu kadar kör kalabilmiştim arkadaşlarıma karşı aklım almıyordu!
Öncelikle herkesin favorisini ısmarladım, herkesinkini bir tepsiye alıp masaya bıraktım bana bakmalarını sağlayarak.
"Öncelikle hepinize burada olduğunuz için teşekkür ederiz. Grupça bizi desteklemeniz gerçekten çok ince. İkinci olarak bahsetmek istediğim şey biraz kişisel, kendi gözlemlerime bakarak kendi adıma konuşacağım kısacası. Tam olarak ne olduğunu bilemem, çünkü nedense grubumuz bu son zamanlarda biraz kopuk geliyor bana. Hoş ben de şimdiye kadar fark etmemiştim. Ali'nin burada sahneye almasını ben sağladım, yardım istemişti ve tabii ki de geri çevirmedim. O bizden uzaktaydı ve normal olarak bizim burada olduğumuz gibi iletişim içinde değildi ama yine de onunla benim şu anda bu masada bulunanların son 7 ay içinde neler yaşadıkları hakkında eşit miktarda bilgimiz var. Sormak istiyorum size, biz ne zamandan beri birbirimizden bir şeyler saklar veya yalan söyler olduk?"
Nefes almak ve dediklerimin iyice işlemesi adına mola vermişken önümde beni bekleyen votkamı diktim. Öykü benim hakkımda 'bu ne saçmalıyor' diye söylenirken Selim ise onu duymazdan gelerek başını eğmiş düşünceleriyleydi. Kaan ve Yalçın ise olayın pek içinde olmadıklarından daha rahat benim diyeceklerimi bekliyorlardı. Eminim ki bu beni prova dışında ilk defa bu kadar ciddi görüşleriydi. Devam etmek ne kadar istesem de bizimkilerden hala ses çıkmayışı sinirimi daha çok alt üst etmiş ve hevesimi de kaçırmıştı. Yalçın'ın daha başlamamış olduğu bardağı da dikip
"Zaten kime konuşuyorsam..."
diye son sözlerimi de söyleyerek bir hışımla Nycto Club'tan eşyalarımı dahi almayı düşünmeden çıkmıştım.
Büyük bir hayal kırıklığı yaşıyordum, o kadar onların yüzüne karşı söylememe rağmen yine de ağızlarının bıçak açmaması, bunu ben dile getirmeden önce bir tek Ali'nin yanıma gelmesi...Diğerleri neredeydi? Yoksa kendi aralarında biliyorlar da bir ben mi bîhaberdim? Ya da hiç kimse mi bilmiyordu da kimden ve neyden bahsettiğimi kimse anlamıyordu? En kötüsü de, acaba ben mi çok tepki veriyordum onlar için normal olan şeylere?
Kafamın dolu olup da ellerimin boş olması çok yoruyordu beni. Tek elimde olan şey arkadaşlarımken onları da benden uzakta hissetmek, benden uzaklaştıklarını düşünmek korkutuyordu beni. Onları tekrar görmek istemiyordum, eşyalarımı almak için de kulübe geri dönmeyeceğimden tek yapabileceğim şeyin yürümek olduğunun farkına varıp yola koyuldum nereye çıkacağımı bilmeden. Kampüse dönemezdim ancak belki boğazın oralara çıkarsam yakınlarındaki parklardan birinde oturabilirdim. Sonrası gelirdi elbet sırayla.
Bir sokaktan diğerine geçiyor, tanıdık yerler görmeye çalışıyordum. Havanın çok soğuk olmadığına şükrediyor, gecenin karanlığında ürkerek karşıma biri çıkmasın diye de dua ediyordum, ne kadar bir kurtarıcı beklesem de.
_____________________________________________
woaaaa iki senedir buraya uğramıyormuşum, bunun üzerine yarın bir bölüm daha atacağım
sizce yıldız gece gece boş sokaklarda ne yapacak?
istediği gibi bir kurtarıcı gelecek mi?
peki ya diğerleri?umarım beğenmişsinizdir, sağlıcakla kalın!
![](https://img.wattpad.com/cover/234858876-288-k240785.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
✧ phosphenes ✧
ChickLito sadece onun arkadaşıydı ya da kendilerini kandırıyorlardı her ikisi de farklı şekillerde b×g texting