Lana gözlerini yavaşça açtı. Odadaki perdeler sıkı sıkıya kapatılmıştı.
Gözlerini geri kapatıp yatağın diğer tarafına döndüğünde hissettiği soğuk ile gözlerini geri açıp üstüne baktı.
Rahatsız edici kıyafetleri gitmiş, yerine rahat siyah bir gecelik gelmişti.
Bu kıyafetleri ona kimin giydirdiğini merak ediyordu.
Umarım o pislik kıyafetlerimi değiştirmemiştir diye düşündü Lana.
Yataktan yavaşça kalkıp büyük odanın tuvaletine gitti. Duşunu aldıktan sonra banyoda bulduğu temiz bornozu giydi.
Saçlarını iyice kurulayıp açık bıraktı ve dolaba ilerledi. Dolapta kanlı gömleği ve pantolonu dışında başka bir şey yoktu.
Üstündeki bornozu umursamadan odadan çıktı ve Lloyd'u bulmak için odaları dolaşmaya başladı.
"Sonunda uyanmışsın. Bir an akşama kadar uyuyacağını düşünmüştüm."
Merdivenlerden ineceği sırada duyduğu tanıdık ses ile arkasını döndü.
Lloyd kollarını kavuşturmuş, vücudunu beyaz duvara yaslamış ona bakıyordu.
Sonra genç kadının üstündeki bornozu fark etti. Kadına yavaş adımlarla ilerledi.
Bornozun kemerinden tutup kadını kendine çekti.
Lana'nın dudaklarının arasından titrek bir nefes firar etti.
"Bornozla etrafta dolaşmaya devam edersen kurt kuzuyu kapabilir Gentry. Dikkatli ol."
Aralarındaki bu güçlü çekimi hissetmemek olanaksızdı.
Lana gevşemiş olan kemeri sıktıktan sonra Lloyd'un arkasından ilerledi ve onunla birlikte salona girdi.
Büyük salonda çalışan insanlar vardı.
Fakat Lana durmadı. İnsanların içindeki bornozlu halini umursamadan adamın peşinden yürümeye devam etti.
"Lloyd!"
Lloyd arkasını döndü ve kadını odadan çıkarmak için kolundan tuttu.
Herkesin içinde bornozla duruyordu.
"Neden hala bornozla geziniyorsun? İnsanların içindeyiz farkında mısın?"
"Dedim ki bugün herkesin içinde bornozla gezip kendimi rezil etmeliyim. Ne saçmalıyorsun sen, giyecek kıyafetim yok sanki keyfimden geziyorum bornozla."
Lloyd sabır dilercesine başını yukarı kaldırdı ve derin bir nefes aldı.
"Belki de keyfinden geziyorsundur."
"Kaşınıyorsun Hansen. Kendini bana kaşıtma."
Lloyd gözlerini devirip kadına döndü.
"Benim odamdan al."
"Tamam, odan nerede?""Koridorun sonundaki oda."
Lloyd daha sonra arkasını döndü ve bağırdı.
"Manzara hoşunuza mı gitti beyler? Bakmayı kesin ve işinize geri dönün."
Lloyd sinirle Lana'yı salonun kapısından dışarı sürükledi.
Genç kadın herkesin içinde bornozla geziyordu ve bütün erkekleri kendine hayran bırakmıştı.
Lloyd'un çenesi kasılıyordu ve mavi gözleri sinirden koyulaşmıştı.
Lloyd odanın kapısını açtı. Oda Lana'nın kaldığı odaya göre biraz daha küçüktü.
Lloyd malikanedeki en büyük odayı Lana'ya vermişti.
Tabii Lana'nın bundan haberi yoktu. Uçaktan indiklerinde Lana, Lloyd'un kucağında uyumakla meşguldü.
Lloyd ona tam olacak beden bulmaya çalıştı fakat hepsi kendi bedeniydi.
En sonunda L beden gri bir tişört ve siyah eşofman altını kadına uzattı.
Lana odanın içinde bulunan tuvalete ilerledi ve üstünü değiştirip odaya geri döndü.
Tişört oversize beden tişört gibi durmuştu. Tişörtün etekleri diz kapağının biraz üstünde bitiyordu.
Fakat eşofman altı genç kadının belinden düşüyordu.
"Eşofman belimden düşüyor Lloyd."
Lloyd, kadının önünde eğildi ve eşofmanın paçalarını biraz kıvırdı.
Eşofmanın belindeki ipi de iyice sıkıp bağladı.
Lloyd ayağa kalktığında ve kadınla göz göze geldiğinde, aklından tek geçirdiği şey kadının dudaklarının kendi dudakları ile karışmasıydı.
435 kelime.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vanish || Lloyd Hansen
Fanfic●𝐂𝐡𝐫𝐢𝐬 𝐄𝐯𝐚𝐧𝐬 𝐢𝐜̧𝐢𝐧𝐝𝐞 #22 ●𝐁𝐚𝐬̧𝐥𝐚𝐧𝐠𝛊𝐜̧ 𝐓𝐚𝐫𝐢𝐡𝐢: 13.09.2022 ● 𝐋𝐥𝐨𝐲𝐝 𝐇𝐚𝐧𝐬𝐞𝐧, 𝐛𝐞𝐧𝐦𝐞𝐫𝐤𝐞𝐳𝐜𝐢 𝐛𝐢𝐫 𝐬𝐨𝐬𝐲𝐨𝐩𝐚𝐭𝐭𝛊. ● 𝐇𝐞𝐫𝐤𝐞𝐬𝐢 𝐩𝐚𝐫𝐦𝐚𝐠̆𝛊𝐧𝐝𝐚 𝐨𝐲𝐧𝐚𝐭𝐦𝐚𝐲𝐚 𝐛𝐚𝐲𝛊𝐥𝐚𝐧 𝐛𝐢𝐫 �...