Jennie okul kapısından içeri girerken soobin ile karşılaştı. Onu görmezden gelip yanından geçecekken soobin onu bileğinden sertçe tutup kendine çevirdi;
Jn: bileğimi bırak!
Sb: bırakmazsam n'olur?
Jennie bileğini onun elinden kurtarmaya çalışırken soobin aptalca sırıtıyordu;
Sb: n'oldu? Canın mı acıyor?
Jn: bıraksana gerizekalı!
Sb: hey! Bir dakika senin sevgilin vardı nerde o?
Jn: sanane bırak beni!
Sb: oyy kıyamam yok mu o burda?
Th: sevgilisi yoksa abisi var!
Taehyung okula yeni gelmişti soobin'in jennie'nin bileğini tuttuğunu görünce öfkeden deliye dönüp soobin'e yumruk attı. Taehyung'un attığı yumruk fazla sert olmuştu ve soobin yere yapışmıştı. Jennie ufak bir çığlık atmıştı. Taehyung , jennie'nin çığlığını duymazdan gelip çantasını kenara atıp soobin'in yakasından tutup ayağa kaldırdı;
Th: sen benim kardeşime dokunmaya nasıl cürret edersin?!
Elini tekrar havaya kaldırıp onu bir yumruk daha attı bu sefer daha ağır vurdu ve adamın yüzü kanamaya başladı. Ama taehyung çok sinirliydi ve duracak gibi de değildi. Taehyung yere çöküp soobin'in başının yanında durdu tekrar elini havaya kaldırıp vuracakken bir el onu tuttu.
Taehyung bu kişinin öğretmen olduğunu sanmıştı ama yanılmıştı bu jungkook'tu. Taehyung başını arkaya çevirdiğinde chaeyong'un jennie'ye sarıldığını gördü başını tekrar yukarı kaldırdığında jungkook ona "yapma" der gibi bakıyordu . Tae içinden bir küfür savurup elini jungkook'tan sertçe çekti ve ayağa kalktı sonra çantasını da alıp jennie'nin başını kaldırıp konuştu;
Th: iyi misin?
Jn: iy-iyiyim
Tae jennie'nin bileğini eline alıp bakmaya başladı. Jennie'nin bileği hem morarmış hem de kanıyordu. Taehyung başını chaeyong'a çevirip konuştu;
Th: onu revire götür.
Rs: peki
Taehyung arkasını dönüp gidecekken yerde yatan yüzü kan dolu soobin'e bakıp sırıttı eğilip kulağına fısıldadı.
"Kural 1: benim yakınımda olan hiç kimseye yaklaşmayacaksın" cebinden telefonunu çıkarıp ambulansı aradı
...
Lisa Jisoo'nun alnındakı bezi alıp yerine başkasını koydu. Yatağın yanındaki telefonunu alıp saate baktı saat 01.24'tü . Derin bir nefes alıp ayağa kalktı odadan çıkıp mutfağa indi ve kahve makinesini çalıştırıp beklemeye başladı. Lisa cafede yoongi ile kahve içerken jisoo lisa'yı aramış ve hasta olduğunu söylemişti. Lisa Yoongi ile buluşmalarını erteleyip eve hızlıca gelmişti eve girdiğinde jisoo'yu tuvalette kusarken görmüş ve onun elini yüzünü yıkadıktan sonra odasına yatırıp saatlerce başında beklemişti.
Lisa kahve makinesinin sesiyle kahveyi fincana doldurup salona geçti televizyonu çalıştırdı sevdiği dizilerden birisini açıp izlemeye başladı
Bi kaç saat sonra Jisoo gördüğü kabus ile sıçrayarak uyandı hemen yanındaki koltukta uyuyan Lisa, jisoo'nun sesi ile uyandı ve aceleyle jisoo'nun yanına geçtı.
Ls: sakin ol, sadece bir kabustu, kabus
Js: çok korkunçtu. Lisa çok gerçekçiydi.
La: tamam olur öyle şeyler sen sakinleş derin derin nefes al ver
