Jisoo'dan
Bugün diğer günlere göre daha geç uyanmıştım, kendimi yorgun hissettiğim için yavaş hareket ediyordum, üstümü değiştirip aşağıya, mutfağa girdim iki hap ağrı kesici içtikten sonra kahvaltıyı hazırladım. Mutfaktan çıkıp Lisa'yı uyandırmaya gittim. Odanın kapısını açtığımda karşımda Lisa'yı uyanmış ve saçlarını toplarken görünce kaşlarımı çattım çünkü ben uyandırmazsam hiç kalkmaz. Lisa'nın yanında ,aynanın karşısında durup konuşmaya başladım;
Js:sultanım siz ben gelmeden uyanırmıydınız?
Ls: suga olmasa uyanmazdım unnie
Js: suga mı ?
Ls: hıhı bugün onunla okula gidicem. Okul çıkışı da geç döneceğim suga ile dışarda yemek yiyeceğim
Js: ooo yoksa siz sevgili misiniz?
Lisa , yatağının üstünden telefonunu alıp cevap verdi;
Ls: evet. Bugün ilk buluşmamız olacak
Daha sonra odanın kapısına yöneldi;
Js: kahvaltı etmeyecek misin benimle?
Ls: yok aşağıda beni bekliyor ondan
Js: e kızım söyle içeri geçsin
Yanında durdum. Yanağımdan öpüp çantasını aldı ve koşarak merdivenlerden indi;
Ls: kusura bakma. Kahvaltıyı da okulda yapacağız
Js: sorun değil. Dikkat edin olur mu?
Ls: tamamm
Lisa evden çıkınca evde tek başıma kaldım merdivenleri yavaş yavaş inip mutfağa girdim. Telefonumu masaya bıraktığım sırada kapının zili çaldı. Kapıyı açtığımda taehyung duruyordu karşımda. Gülümseyerek bir adım geriye gittim ve konuştum;
Js: günaydın,hoşgeldin içeri girsene
Th: peki.
İçeri girdiğinde kapıyı kapattım. kapının önünde durmuş, duvardaki fotoğraflara bakıyordu;
Js: Neden orda duruyorsun? İçeri geçsene kahvaltı yapalım.
Th: Bu sen misin?
Eliyle işaret ettiği fotoğrafa baktım. Bu fotoğrafta ben ve halam Ayıcık kostümüyle poz vermiştik;
Js: evet burda lisa'nın doğum günüydü. Bizde onama sürpriz hazırlamıştık
Th: çok tatlı çıkmışsın
Gözlerimi fotoğraftan ayırıp ona döndüğümde göz göze geldik. Onun gözlerine bakarken kayboluyorum. Neden bilmiyorum ama onunla her gözgöze gelişimizde içimde anlam veremediğim birşeyler hissediyorum. Gözlerimi kaçırıp konuştum:
Js:mutfağa geçelim. Kahvaltı edip gidelim
Arkamı dönüp bir adım attığım anda beni kolumdan tutup kendine çekti;
Th: sen hiç aşkı istedin mi?
Js: n-ne?
Th: ben istedim hemde çok ama tam umudumu kaybedip aşktan vazgeçmişken sen çıktın karşıma ve şunu anladım; aşk istediğin zaman değil istemediğin zaman gelirmiş
Kalbim deli gibi atarken yüzümün ateş gibi yandığını hissediyordum.
Js: taehyung s-ssen ne dediğinin farkında mıs-
Th: evet lan evet 2 haftadır söylemeye çalışıyorum ama cesaret edemedim benden uzaklaşırsın diye ama şimdi sana söyleyecek cesareti buldum
Bir süre sessizce birbirimize baktık sonra Kolumdaki elini hafifçe çekip bir adım geriye gittim böyle daha rahat nefes alabiliyordum. Ağzımı açıp konuşacağım sırada üstüme doğru yürümeye başladı;
Js: taehyung senin bişeyin var iyi değilsin
Bir adım daha attığında duvara çarptım. Bir adım daha atıp ondan kurtulacakken kollarıyla iki tarafımı da kapatıp beni engelledi. Onun nefesini hissediyordum, kalp atış sesleri kulağıma geliyordu;
Js: tae ne ya-
Baş parmağını dudaklarımın üstüne koyup beni susturdu;
Th: seni seviyorum jisoo. Seninle arkadaş kalmak istemiyorum eğer benimle arkadaş kalmak istiyorsan konuşmayalım daha iyi. Cevabını hemen söylemene gerek yok ben okula gidiyorum sonra görüşürüz
Sonra yavaşça benden uzaklaştı. Üstünü düzeltip kapıya doğru ilerledi, kapıyı açıp dışarı çıktı ve yavaşça tekrar kapattı. Ben ise hala olduğum yerde durmuş şaşkın gözlerle arkasından bakakaldım.