3.3

249 30 20
                                    

Ben Kakucho Hitto. Beni kurtaran çocukla uğraşmayı seviyorum.

Küvete yanına atlarken aklımda onu çıldırtmak vardı ve başardım.

Bi takım çılgınlıklar yapıp boşaldıktan sonra İzana üzerime yığıldı.

Bi süre soluklandıktan sonra kafasını kaldırdı ellerini boynuma götürdü. Her hareketinden tahrik olabiliyordum. Evet elini boynuma götürmesinden bile...

Sonra gözlerimin içine baktı sakince. Ben de onun gözlerinin içindeki acıyı görmeye çalıştım bi süre. Sadece gözlerinin içinin güldüğünü görünce vazgeçtim güzel gözlerinde acı aramaktan.

Bembeyaz kirpikleri ve mor gözleri mükemmel bi uyum içerisindeydi. Onları tamamlayan bembeyaz kısa saçlarıyla tam bi melek kadar güzeldi.

- Niye bu kadar tapılası duruyorsun Kakucho? Niye her seferinde sana kendimi kaptırmak zorundayım? Yanlış anlama pişman değilim. Sadece merak ediyorum.

Söylediği sözler içimi titretirken daha da mutlu oldum. Her zamankinden daha mutlu.

Dudaklarımız tekrar tekrar buluşurken kalbimin hızlanmasına engel olamıyordum.

Daha da tahrik olurken elim kalçalarına gidiyordu.

Sıktığım kalçalarıyla ağzından minik inlemeler çıkarken beni kendine daha da bastırdı.

En sonunda nefessiz kalıp dudaklarımızı ayırdık. Artık gözlerim baygın bakıyordu. O kadar zevk almıştım ki...

Bi süre suratıma dikkatlice baktı İzana. Hemen sonra sol gözümdeki yaraya dokundurdu parmaklarını. 17 sene önceki trafik kazasından kalma yaraya...

Yaramın olduğu bölge çok hassas olduğu için mırıldandım.

Dudaklarını yaramın üzerinde hissedince nefessiz kaldığımı hissettim.

Ağzımdan minik bi inleme çıkınca geriye çekildi.

- Canını mı yaktım? Özür dileri-

Bi anda altıma aldım onu. Şuanda bütün duyguları beraber yaşıyordum. Ağlama isteğim artarken bi süre onu izledim.

- Daha önce herkes bu yarayı kusur olarak gördü İzana. Ben dahil. Ama sen- hığk-
- Lan niye ağlıyorsun şimdi?
- Sen benim dokunmak bile istemediğim yarayı öptün.

Sıkıca sarıldı bana. Sadece sarıldı. Zaten ihtiyacım olan da buydu.

17 yıl önceki trafik kazasında ailemi kaybetmiştim. Ve bu yara da o günden kalmıştı. O zamandan beri bu yaradan nefret ettiğim için aynaya bile bakmak istemiyordum.

Herkes sol gözümdeki yara izinin iğrenç olduğunu hatırlatıp durdu bana. Zaten biliyordum. Bana bunu hatırlatmak zorunda değillerdi. Bana o günü hatırlatmak zorunda değillerdi.

Kulaklarım uğuldamaya başladı.

" - Anne, baba! Lütfen kalkın!! "

O gün geldi aklıma. Ambulansların sesleri. İnsanların bağırışları. Kan gölünün içinde yatan annem ve babam. Beni onlardan ayırmaları...

" - Anne, ben korkuyorum. Bi abla beni götürüyor. Gel de beni al. Anne n'olur kalk! Baba, anneme bir şey oldu. Normalde beni yabancıların götürmesine izin vermez. Hemen kalkar gelir beni alırdı. Baba? Baba! Hadi kalkın! "

Beni onlardan uzaklaştırırlarken son kez bağırışım geldi aklıma...

" - Anne, kafam kanıyor. Bu senin için önemli dimi? Hadi kalk beni iyileştir. "

O günden sonra onları bi kere bile göremedim.

Ellerim titriyordu. Ve en sonunda dayanacak gücüm kalmayınca İzana'nın üzerine yığıldım. Bana sarılıp bi süre bekledi.

- Kalk da temizlenip içeriye geçelim. Hasta olacaksın Kaku.

Gücümü toplayıp küvetin köşesine oturdum ve onu kucağıma çektim.

- Seni seviyorum İzana.

Bunu ona söylemem gerekiyordu. Onun bunu bilmesi gerekiyordu.

Bana da sıkı sarıldı. Beni asla bırakmamasını diledim.

Dün bölüm yazmaya üşendim. Kusura bakmayınn.

Herkese iyi okumalar. Ben de Tokyo Revengers'in yeni bölümünü okumaya kaçıyorum. :D

İZAKAKUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin