1.bölüm/Arkadaşlık

317 11 24
                                    

Ciel sabahın ilk ışıklarıyla gözünü açmıştı.Normalde bu kadar erken uyanmazdı Sebastian uyandırırdı ama nedense bu gün kendisi kalkmıştı.Yatakta oturur pozisyona gelip esnedi ve odasını gözden geçirdi.Tam o sırada kapı açıldı ve içeri Sebastian girdi.Ciel'i uyanık görmeyi beklemiyor olmalıydı ki,birkaç dakika duraksadı kendisine geldiği zaman yüzüne sinsi bir sırıtış yerleştirip Ciele yaklaştı.Ciel,Sebastian yaklaşana kadar gözlerini ondan çekmedi.Sebastian yaklaştı ve konuşmaya başladı

"Günaydın Lordum" Ciel bişey demedi,Sebastianda demesini beklemiyordu zaten.Normal huysuz Cieldi işte.Sebastian kenarda duran ütülenmiş ve katlanmış kıyafeti aldı ve Cielin önüne eğilip giydirmeye başladı.Ciel Phantomhive yirmili yaşlarında olmasına rağmen hala kendisini kahyası giydiriyordu,kendisi giyemediğinden değildi,bu eskiden gelen bir alışkanlıktı.

Sebastian işini bitirip ayağa kalktı konuşmaya başladı: "Efendim,kahvaltı hazır." Sebastianın sesini duyan Ciel sonunda kafasını ona çevirdi ve yüzüne baktı.Birkaç dakikalık sessizliği Ciel bozdu: "Tamam,hadi gidelim". Sebastian kafasını sallayınca Ciel ayağa kalktı ve aşağı inmeye başladılar.Son basamağa geldiğinde kopan gürültüyle bir kaç dakika durdu ve malikaneyi süzdü genç çocuk,sesin nerden geldiğini adı gibi biliyordu. Sebastianda gürültüyü duymuştu duyulmicak gibide değildi zaten.Sebastian iç çekti ve sesin geldiği yere yani mutfağa ilerledi.

Sebastianın aksine Ciel umursamadı ve kahvaltı masasına ilerledi, oturup kahvaltı etmeye başladı.O,kahvaltısnı ederken Sebastian aniden yanında belirmişti.Ancak Ciel hiçbir korku belirtisi göstermedi,alışmıştı çünki Sebastianın kaybolup aniden belirmesine.Kahvaltısını edip masadan kalktı genç lord. Önce yukarı çıkıp işleriyle meşkul olmak istedi ama kararından vazgeçti.Onu bu kadar kararsız gören Sebastian birkaç dakika bekleyip Cielin karar vermesini beklemişti.Tam sabrı tükenmeye başlamışken Ciel konuşmaya başladı:

"Sebastian,bu gün izinlisin, git ne istersen yap" Sebastian lorduna karşı gelemeyeceği için kabul etti ve genç lordun önünde eğilip kayboldu.Ciel bir kaç saniye kaybolan kahyasının arkasından öylece baktı ve daha sonrada kendiside harakete geçip yukarı çıktı,üzerini giydi ve paltosunu da alıp dışarı çıktı çıkmadan önce herkesi malikane konusunda tembihlemeyide unutmadı.


Ciel dolaşa dolaşa yakınlardaki bir ormana gelmişti.Biraz derinlere bakmaktan zarar gelmeyeciğini düşünüp ormanın içine girdi.Ormanın içinde dolanırken bir ses duydu,bu ses şarkı söylüyordu ve kulağa çok hoş geliyordu.Ciel merak edip bakmaya karar verdi.Geldiği yer küçük bir açıklıktı ve çok güzel görünüyordu.

Ciel açıklığı süzmeyi bırakıp sesin kimden geldiğini anlamak için etrafa dikkatlice baktı.Derken gözüne birisine takıldı,Alois Trancy.Alois Cielden bir yaş büyük bir asilzadeydi.Ciel onu yıllardır görmemişti çocuğu şöyle bir süzdü. Alois pek değişmemişti hala altın sarısı saçları ve beyaz teniyle güzel görünüyordu.Genç lord biraz düşündü ve yanına gitmenin kötü bir fikir olmicağına karar verdi ve Aloisin yanına yaklaştı.Alois adım seslerini duyup şarkı söylemeyi bıraktı ve kafasını kaldırdı.Genç lordu beklemediği belliydi bu yüzündeki şaşkın ifadeden belliydi.Ciel yaklaştı ve Aloise bakmaya başladı genç çocuk bunun *bir otura bilirmiyim?* Sorusu olduğunu anladı ve biraz kenara kaydı Cielde yere Aloisin kaydığı yere oturdu. 

İki gençde sessizce otururken sessizliği Ciel bozdu:

Ciel:Naılsın Trancy?

Alois:Bana Alois diyebilirsin.

Ciel:Peki

Alois:Soruna gelicek olursak iyiyim.Sen nasılsın?

Ciel:bende iyiyim teşekür ederim

Konuşmadan sonra iki gençde tekrar susmuştu.Cielin suskunluğunun sebebi konu bulamamasıydı.O konu bulmaya çalışırken bu sefer sessizliği Alois bozmuştu

Alois:Ciel?

Ciel:Efendim?

Alois:Ben bu düşmanlıktan sıkıldım arkadaşlığa ne dersin?

Ciel beklemiyordu ama tabikide kabul edecekti.Zaten dönüp baktığında eskiden ettikleri kavgaların hepsi çocukcaydı.Kafasını kaldırdı ve Aloise baktı Alois yüzüne beklenti dolu bakışlarla bakıyordu.Gülümsedi ve kafasını olur anlamında salladı.Aloisde gülümsedi, ve sohbet etmeye başladılar.

Alois:Nişanlın nasıl Ciel?

Ciel:Artık nişanlı değiliz.

Alois:Bilmiyordum affedersin

Ciel:Önemli değil merak etme.

Alois:Neden ayrıldınız peki?

Ciel:beni aldattı

Flashback

Ciel  gezintiye çıkmıştı biraz şehirde gezdikten sonra bir dükkanın önünde soluklanırken Ciel Elizabethi başka bir erkekle sarılırken görmüştü.Herşey buraya kadar normaldi  çocuk arkadaşı olabilirdi.Tam bu sırada sarılan ikili ayrılmış ve çocuk Elizabethin duğına bir buse kondurmuştu.İşte bu dananın kuyruğunun koptuğu yerdi,Ciel o gün bişey dememiş ve eve gitmişti ertesi günde apar topar Midford malikanesine gitmiş ve Elizabethle olan nişanını bozmak istediğini söylemişti.Bayan midford ilk önce şok olmuş ve daha sonra bunun sebebini sormuştu.Cielde herşeyi anlatmıştı. Bayan Midfordun yüzünde korkunç bir ifade belirmiş ve Cielden özür dileyerek artık onunla nişanlı olmadığını söylemişti.Bunun üzerine Ciel malikaneden ayrılmış ve bir daha da oraya gitmemişti.Hayır Ciel üzgün falan değildi zaten Elizabethi sevmemişti onu kardeşi olarak görüyordu. En kısa zamandada uygun bir dille ayrılmak istediğini söyleyecekti ama artık uğraşmak zorunda değildi.Phantomhive Şirketide artık başka biriyle evlenmesine gerek kalmayacak kadar iyiydi. 

*Flashback son*

Alois bunun üzerine bişey dememiş ve havadan sudan konuşmaya devam etmişlerdi.

*Akşam saat 19:00*

Akşam yemeği saatiydi iki gençde sohbete dalmış ve saatin farkına varamamıştı.Geç olduğunu anladıklarındaysa ayaklanmış ve ormanın çıkışına gelmişlerdi ormanın çıkışında vedalaşmış ve evlerine gitmişlerdi.

Ciel eve vardığında kapıyı çalmış ve kapıyı Sebastian açmıştı.Sebastian Ciele nerde olduğunu sormak istedi ancak vazgeçti.Cielde bişey demeden içeri geçmiş ve hazır olan masaya geçip yemek yemişti.Yemeğini bitirip yorgun olduğunu ve banyo yapıp uyumak istediğini söylemişti. Kalkıp odasına çıkarken Sebastianı durdurmuş ve kendisinin halledebileceğini söylemişti.Sebastian tam itiraz edecekken "itiraz istemiyorum" demiş ve odasına çıkmıştı.

Ciel banyo yapıp üzerini giydikten sonra saati kontrol etti 21:00 uyuma vakti.Battaniyeyi kaldırp altına girdi ve kendisini uykunun sıcak kollarına bıraktı

-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Kitabı bir arkadaşımın ricasıyla yazıyorum hatalarım varsa mazur görün 

yorum yapıp oy kullanmayı unutmayın


Adios :)

Love of the DevilHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin