*Trancy Malikanesi*
Alois her zamanki gibi erken kalkmıştı ve kahvaltı masasındaydı.Kahvaltısını bitirince yine çalışma odasına geçmiş ve çalışmaya başlamıştı.Tam o sırada kapı çalmıştı. Alois kafasını dosyadan kaldırdı ve *gir* diye emir verdi. Birkaç dakika sonra içeri elindeki mektupla Claude girmişti. Alois ona ve daha sonrada elindeki mektuba bakmıştı. kaşlarını yavaşça çatmış Claudun elindeki mektuba bakıyordu. Buz mavisi Gözlerini bu sefer Clauda çevirdi eliyle yaklaş işareti yaptı. Claude genç çocuğun isteğini yerine getirerek yaklaştı ve mektubu ona uzattı. Alois önce mektubun zarfını inceledi, gece mavisi bir zarf. Daha sonra mektubun kimden geldiğine baktı
Ciel Phantomhive
Bu onu daha fazla meraklandırırken mektubu açtı ve okumaya başladı:
Sevgili Alois,
Seni misafirim olarak ağırlamaktan onur duyarım.Beni kırmayıp bu gece saat 20:00 da akşam yemeğine gelirsen çok sevinirim
Ciel Phantomhive
Alois mektubu okuyup bitirdikten sonra yüzünde bir sırıtış belirdi.Ancak alaydan çok uzak bir sırıtıştı. Claude en çok buna şaşırmıştı işte. Alois Trancy kendisine düşmanı tarafından gönderilen bir mektuba gülmüştü ve bu alaycı değilde sıcak bir sırtış belirmişti.O bunları düşünürken Alois ayağa kalkmış ve konuşmaya başlamıştı:"hazırlan Calude Phantomhive malikanesini ziyarete gidiyoruz." Demiş ve Claudun yanından geçerek kapıdan çıkarak odasına doğru gitmişti.
Claude Aloisin arkasından şaşkınlıkla bakıyordu nasıl yani? Ciel Phantomhive düşmanını misafirliğe mi çağımıştı?. Claude daha fazla dikilmeden harekete geçti ve arabacıya giderek arabayı hazırlamasını söylemişti.Ardından kendisi içeri girerek Aloisi beklemeye başlamıştı.Bir saatlik bir bekleyişin ardından Claude merdivenlerden adım sesleri duydu kafasını kaldırıp sesin sahibine baktı. Alois üzerinde mavi ve siyahın hakim olduğu bir takım giymişti ve takım elbise üzerine mükemmel bir şekilde oturmuştu.O Aloisi süzerken Alois çoktan yanına varmıştı bile. Claude bunun farkına vardığı anda hemen Aloise paltosunu getirmişti. Alois siyah paltoyu alarak bir dakikada giymiş ve kapıya yönelmişti. Dışarı çıktıkları zaman arabanın hazır olduğunu görmüşlerdi ve hemen binerek Phantomhive Malikanesine doğru yola çıkmışlardı.
*Phantomhive malikanesi*
Alois atlı arabadan inmiş ve malikaneyi birkaç dakikalığına gözden geçirmişti.Tam o sırada kendisine uzanan el görüş açısına girdi. Claude önünde durmuş kendisine elini uzatıyordu. Kendisine uzanan eli tuttu ve arabadan indi. Clauda olanlardan habersiz... genç çocuğa ne zaman temas etse böyle hissediyordu.Ancak biraz fazla dikilmiş olacak ki Alois dönerek kendisine bakmıştı.Bunu fark edince hemen hareketlenmiş ve Aloisin arkasından gitmeye başlamıştı. Alois kapıya gelince kapıyı çalmış ve kendisine kapıyı Sebastian açmıştı ve kendisini içeri davet etmişti. Alois içeri girer girmez Cieli görmüştü.İki kahyada kavga çıkacak diye beklerken iki genç aniden sarılmıştı.İki kahyada şaşırmış gözlerle ikisine bakarken gençler gülümseyerek ayrılmış ve konuşmaya başlamışlardı:
Alois: Nasılsın Ciel?
Ciel: İyim Teşekkürler sen nasılsın?
Alois: İyiyim teşekkürler.
Ciel kapıda kaldıklarını fark edince konuşmuştu:"Kapıda kaldık hadi gelin akşam yemeği hazır"Alois gülümseyerek kabul etmiş ve paltosunu çıkararak Sebastiana vermişti Sebastian hala şaşkın bir biçimde paltoyu alıp asmış ve iki gencin arkasından adımlamıştı. İki genç de masada yakın oturarak sohbet etmişti. Ciel Aloise heyecanla birşeyler anlatırken kendisine çay servisi yapan Sebastianla elleri temas etmişti.Cielin konuşmayı bırakıp yanakları kızarınca Alois bunu fark etmiş ve imalı bir bakış ve sırıtışla Ciele bakmıştı.Bunu gören Ciel daha fazla kızarmıştı. Sebastian ve Claude sa hiç bilmedikleri bir duyguyla başa çıkmaya çalışıyorlardı. Önce hiç böyle hissetmemişti iki şeytan. Neydi bu böyle? Neden bu hissi yaşıyorlardı?
Akşam yemeği bitmiş sohbet edilmiş ve çay içilmişti. Alois artık saatin geç olduğuna karar vermiş ve artık geç oldu biz gidelim demiş ve ayaklanmıştı. Cielde onu kapıya kadar geçirmişti kapıda sarılarak vedalaşdı iki genç kendilerine kıskanarak bakan iki şeytandan habersiz.
*Trancy malikanesi*
Alois eve gelir gelmez hemen banyo yapmış ve geceliğini giyerek yatmıştı.Claude sa hala yaşadığı bu hisleri anlamlandırmaya çalışmıştı tüm gece.
*Phantomhive malikanesi*
Cielinde Aloisden bir farkı yoktu oda onlar gider gitmez Sebastian ortalığı toplarken banyo yapıp üzerini değiştirerek uyumuştu.
O gece iki şeytanda tüm geceyi tüm bu hisleri anlamdırmaya çalışarak geçirmişti. Ancak bir sonuç elde edememişti ikiside. Neydi bu his?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Love of the Devil
FanfictionCiel Phantomhive ve Alois Trancy, iki ezeli düşman. Peki ya bu düşmanlık biter ve ikisi arkadaş olursa ve bir birlerine yardım ederlerse ne mi olur? Hadi birlikte öğrenelim. ⚠Sebasciel ve Claudeolis hikayesidir sevmeyenler okumasın ⚠