Sanırım...

124 16 1
                                    

İçinde ki yaşam enerjisini kaybetmiş gri renkli, sert ve kurat toprak eşliğinde mavi canlılığını kaybetmiş daha açık bir gri ile kaplı gök yüzü ve yaklaşık elli metre karelik alanın dışında yer yer yanan güçlü ateşler ve bir birlerine saldıran çeşitli canavarlar.

Elli metre karelik alanın ortasında ise etraflarını dikkatle inceleyen yedi kişi.

"Male yoksa burası?"

"Mutlak gücün evi ; Girdap boyutu Krasova, hayatta kalmak için güçlü olunması gereken yer."

Siyah saçlı ve siyah gözlü diğerlerine nazaran en uzun boylu olan, kırmızı bir cübbe giyen Krasova'nın sorusu, kahverengi saçlı ve kahverengi gözlü Maledicti tarafından cevaplanmıştı. Maledicti, Krasova'ya cevap verdikten sonra gözlerini kapatıp açtığında tekrar yaprak yeşili gözleri ortaya çıktığında Krasova da gard almak zorunda hissetmişti.

"Pardon kitap kurtları, girdap boyutu ne?"

Sarı saçlı ve mavi gözlü diğerlerine göre daha yakışıklı olan Parza'nın sorusu ile tüm gözler ona dönmüştü, Qudve ve Ursulada bu sorunun cevabını merak etse de Parza'nın da en azından bilgi sahibi olacaklarını düşünmüşlerdi.

"Gerçekten yeni avcılar kralı bu adam mı? Biz bittik."

"Ayıp oluyor Kras."

"Kes sesini sapık maymun, daha böyle tehlikeli bir yerin varlığından bihaberken avcılar kralı olmak için mücadele edip kazanan kişisin sen, söylesene maça nasıl bir hile karıştırdın?"

"Göstermemi ister misin?"

"Sakın geri durma Parza!"

Krasova ve Parza bir anda bilenmişlerdi, etraflarında ki güçlü kürkremelere rağmen bir birlerine olan odakları dış sesleri duymalarını engelliyordu, Parza yavaşça belinin iki yanında ki hançerleri çıkarırken Krasova'da belinde ki kamaya elini atmıştı.

"Durun."

İkilinin ortasına inen ağır kılıçla birliktr ikiside kırmızı gözlerle kendilerine bakan Qudve'ye dönmüştü, siyah saçlarının ucu hafifçen kırmızılaşmış kırmızı göz bebeklerinin etrafı hafif bir sarılıkla kaplanmıştı.

"Bir birinizi sonra öldürürsünüz, önce buradan çıkmamız lazım."

"Tüy yumağı haklı bir birinizle savaşmanız sizi saldırıya açık hale getirir, etrafı gözlemleyip ne yapacağımıza karar vermeliyiz."

"Senden bir parça koparmamı mı istiyorsun kas kafa?"

"Sıkıyorsa dene pire torbası!"

Bir kaç saniye önce Krasova ve Parza'yı ayırmaya çalışan Qudve'ye ilk başta yardımcı olmaya çalışan siyaha yakın bir koyulukta saça ve göze sahip olan Ursula, sadece bir saniye içersinde kılıçlarını eline alarak Qudve'ye karşı gard almıştı.

"Şu tartışmayı kesin."

Maledicti'nin sesiyle birlikte Qudve'nin bir kaç adım önünde topraktan dikitler yükselirken, Ursula'da boğazına dayanan bıçakla kollarını indirmişti. Siyah saçlı siyah gözlü Gusion yine karanlık içinde hareket ederek Ursula'ya arkadan yaklaşıp hançerini boğazına dayamış bekliyordu.

Dördü bir biri ile tartışan altılıyı izleyen Banzai ise sessizce sağ eliyle başını kaşırken etrafını inceliyordu, etrafta bir çok güçlü kaynak canavarı olmasına rağmen hiç biri bulundukları alanın merkezine elli metre karelik bir mesafeden daha fazls yaklaşmıyordu.

"Pekala herkes odaklansın, Eroni ve Esrir bizle savaşıp bizi zapt etmek için enerji harcamak yerine bizi buraya gönderdiler, ikisiyle de birebirde adil şekilde şansımız yok ikisi birlikteyken duruma göre berabere kalma şansımız var ama hala bizden üstünler. Buna rağmen neden bizi burada esir etmiş olabilirler? En başında bunu düşünmemiz gerekli, güç harcamamak için olsa enerjimizi mühürleye bilirlerdi ama hayır. Silahlarımız ve dantianlarımız mühürlenmeden burada tutsağız peki neden?"

Kayıp Prens: BanzaiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin