Sei sessizce diz çökerken Nei kız kardeşine yine sert davranan babasına karşı kaşlarını çatsa da ses çıkarmamıştı, Nei Akira'nın bu dünyada korktuğu şeyler vardı ancak bunların arasında babasından şahsi bir korkusu yoktu.
Babasının gücünü biliyor ve birinci elden tecrübe etmişti, neredeyse yetmiş yaşında birisiydi babasının büyük dövüşlere katıldığını uzun süredir görmese de en son altmış yıl önce gördüğü arenada ki Shai'nin ortaya çıkmasıyla birlikte bir kez daha dövüşmüştü.
O anda Kai Akira'nın gücünden en ufak bir şey bile kaybetmemiş ve aksine adeta daha da güçlenmiş olduğu anlaşılıyordu, Kai Akira'nın gücünün limiti belli olmasa da bu Nei'nin umurunda değildi. Nei sakinleşmek için nefes alırken Kei bir adım öne çıkarak hızla ileri atıldığında Fenzi'nin bir kaç metre önünde ortaya çıkmış ve mızrağını Fenzi'ye doğru savurmuştu.
Amacı hem Fenzi'nin gücünü test etmek hem de eğer Fenzi Mogui zayıfsa onu bir an önce ortadan kaldırmaktı, yine de bu amacının komik bir şakadan ibaret olduğunu kendisi de biliyordu.
Kei'nin mızrağı tam Fenzi'nin göğsüne saplanacağı zaman görünmez bir duvara çarpmıştı, sıkıştırılmış hava tabakası Fenzi'nin vücudunu bir zırh gibi kaplarken Fenzi'nin yorgun bakışları Kei'nin gözlerine dönmüştü. Kei karşısındaki boş gözlere karşı kaşlarını çatarken yerden yükselen dikitle birlikte göğsüne aldığı darbe ile geriye itilirken düşmek üzere olduğu yer ateşler ile kaplanmıştı.
Çevik bir hamle ile mızrağının ucunu yanan toprağa saplayarak mızrağının üstüne çıkan Kei, ayağının altında ki yanan toprakla birlikte Fenzi'ye daha fazla odaklanmıştı. Fenzi Mogui sadece bir saniye de hem kendisini hava ile korumuş, hem Kei'yi toprak ile uzaklaştırmış hem de onu öldürme şansı olan basit bir hamle ile düşeceği yeri ateşlere boğmuştu.
"Kai'nin ilk oğlu, kendini baban olan o şeytanın emelleri için kullandırtma. Kai Akira sizin güvenliğiniz için endişelenmiyor, onun tek amacı gücü elde etmek. Lütfen geri çekil ve kendini öldürtme."
Fenzi Mogui'nin konuşmasıyla birlikte Kei geriye sıçrarken mızrağını da kendisiyle birlikte geri çekerek topraktan çıkarmıştı, yanan kısımdan uzaklaşan Kei ile birlikte ateşler söndüğünde bu sefer iki metalin çarpışma sesi yankılanmıştı.
'ÇOTANK'
Fenzi duyduğu ses ile hafifçe başını sağ tarafına çevirdiğinde kendisine saldıran Fei ve onu engelleyen Palro ile tekrar önüne dönmüştü, Kei açık bir şekilde saldırmış ve geri çekilmek zorunda kalmıştı. Fei ise kendisini gizleyerek saldırmış ancak son anda Kral Katili Palro tarafından fark edilmişti, iki kişi de tek kelime etmeden babalarının emriyle saldırmışlardı. Kei ve Fei'nin saldırıları Fenzi için önemli değildi.
Fenzi'nin gözünde şu an ikisisin de kendi oğlu Altair'den pek farkları yoktu, babaları tarafından ilgi görmek için rakipleriyle mücadele eden iki çocuk. Fenzi gençliğinde Altair'in babası Alphonse'u gururlandırmak için tek başına çıktığı maceraları hatırlayarak istemsizce gülümsemişti, Altair babası Alphonse gibi güçlü bir maceracı olduğunu duyurmak için bir çok güçlü canavar ve uzmanla mücadele etmiş ve güçlenmişti.
Artan gücüyle birlikte adı da yayılmış ve Alphonse kadar bilinen bir uzman olmuştu, elbet bu macerasında Altair bir çok defa ölümle burun buruna gelmişti. Kimi zaman bahsetmeye bile gerek olmayan yaralar olsa da kimi zamanda ağır yaralara sahip oluyordu.
Bu Fenzi'yi üzen şeydi, Fenzi Mogui Rio güçlü bir büyücüydü belkide gelmiş geçmiş en güçlü büyücü kendisiydi, Alphonse Rio'nun eşi, Mogui klanının son üyesi ve Usta Altair Rio'nun annesi olan bu kadın mavi iblis Banzai Rio'nunda üvey babaannesiydi ama her şeye rağmen unutulmaması gereken şey o bir anneydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kayıp Prens: Banzai
FantasiHırsızlar Kralı : Banzai, daha büyük bir macera ile devam ediyor. Dış dünyaya mühürlenmiş olan Kara Kıta / Mite'de macerasına devam eden Banzai ve ekibi, bu yolculuk sırasında Araknes'in gerçek amacını öğrenecek ve kararını verecek. güç, para ve bil...