5 gün sonra..
Bugün çok farklı bir gün en azından ben öyle hissediyorum. Mutlu olacak gibiyim ama sonra üzüleceğimi hissediyorum hayat neden bu kadar garip olur ki?
Hayata zor bir başlangıç yapar bazen insanlar, bazende aşırı kolay olur daha sonra zor. Benim şu an bulunduğum durum da ikinci seçenek.
Tolgayla o günden sonra hiç konuşmadık, apartmanda beni görünce bile asansöre binmeyip merdivenle çıkıyordu neden böyle bir şey yaptığını anlamamıştım, umarım anlayabilirim.
''Gene ne düşünüyorsun Beren?'' ses Oğuz hoca'ya aitti evet şu an dersteydik ve ben aslında hocaya bakıyordum ama dinlemiyordum çünkü aklımdan milyonlarca şey geçerken nasıl ders dinleyebilirdim ki?
'Titre ve kendine gel' dedim içimden ve Oğuz hocaya cevap verdim ''Hiç dalmışım öyle'' tam cümlemi bitirmiştim ki zil çaldı, ah kurtarıcım olan zil. Tam zamanında çalmasına bayılıyordum kızlarla aşağıya indik ve bahçeye çıktık hava çok güzeldi ve okuldakilerin çoğu dışarıdaydı, Tolga da.
Etrafında gene bir sürü kız vardı. Bir değil iki değil üç değil tam BEŞ tane kız vardı. Ya bir kere siz sonradan yetmesiniz ne işiniz var Tolga'nın yanında diye sormaktan hiçbir zaman sıkılmayacaktım galiba. Tolgaya omuz silkerek baktım ve nefesimi dışarıya üfledim bu görmüş olacak ki bana kötü kötü baktı bende aynı şekilde ona ne var bakışı attım ve okula girdim tekrar.
Çocuk bana öyle bakmakta haklı tabi beni ne ilgilendirir ki yanında ki kızlar. Sınıfa girdikten sonra kimya dersi başladı ve kimyadan zerre anlamadığım için kafamı sıraya koyup uyudum.
Öğle arası tam bizim okul dağıldığı sırada hemen yan tarafta ki ilkokul da dağılmıştı o sıra da iki tane Beşiktaş formalı çocuk gördüm ve ''Pişşt gelin bakayım buraya'' dedim onlarda dönüp bana baktılar ve yanıma geldiler ''Aferin yavru kartallar, doğru yoldasınız şerefli takım tutun'' dedim onlar da gülümseyip yanımdan ayrıldılar o sıra da birisi kolumu tuttu ve beni kendine çekti ben ne olduğunu anlayamamışken konuşmaya başladı, karşımda olan kişi bizzat Tolgaydı ''Bundan sonra bana ters ters bakma'' kaşlarımı çatıp ''Böyle mi?'' dedim o da gözlerini sıkıca kapatıp ''Öyle'' dedi ve cevap vermeme izin vermeden gitti Sıla yanıma gelip ''Ne dedi gene'' dedi ve bende direk ''Hiç'' dedim ve ilerlemeye başladım.
&&&
Ertesi gün okula gittiğimde okulda Oğuzhan diye bir çocukla tanıştım o da yeni gelmişti ve tesadüfen bizim sınıfa denk gelmişti. O da İstanbul'luydu ve ilk günden çok iyi anlaşmıştık. Hatta kızları ekip her tenefüsde onunla gezmiştim Tolga'ya aldırmamıştım bile. Oğuzhan 1.80 boylarında kahverengi saçlı kahverengi gözlü aşırı derece de çekici birisiydi ve karakteri de gayet düzgündü.
Son ders Oğuzhan yanıma gelip ''Beraber gidelim mi?'' dedi bende ''Kızlar beni öldürecek ama çok isterim'' dedim ve kabul ettim beraber inerken arkamdan birisi ''Beren'' dedi aslında bağırdı resmen bende Oğuzhan'a bir dakika dedim ve arkamı döndüm ve karşımda Tolga'nın sinirden kasılan yüzünü gördüm yanına gittim ve ''Ne var gene?'' dedim o da sert sesiyle bana kötü kötü bakıp ''O yanında ki kim veya boşver kim olduğunu neden her tenefüs onunlasın?'' güldüm ve cevap verdim ''SA-NA-NE'' sadece sanane demiştim ve direk Oğuzhan'la beraber okuldan çıkmıştım.
3 gün sonra..
3 gündür sürekli Oğuzhan'la takılıyordum kızlarla da arası iyiydi ama benimle daha samimiydi. 3 gündür de Tolganın ölümcül bakışlarıyla karşı karşıyaydım. Ama gene de onu pek umursamıyordum, ah hadi ama zerre umursamıyordum aslında. O yanında ki kızlarla takılsın hatta Makbule'yle bile takılabilir. Çünkü umurumda değil.
'Umurunda kendini kandırma'
'Sen her şeye karışma iç ses.' düşüncelerimi bölen şey apartmanın kapısının sesiydi.
Görüş alanıma birden deniz mavisi gözler girdi direk bana bakıyordu bende asansörün gelmesiyle asansöre bindim o sırada Tolga da benimle bindi ben 3'e basarken o da 4'e bastı, Tolga halen bana kaşları çatık bir şekilde bakıyordu bende derin bir nefes aldım ve ''Ne bakıyorsun be'' dedim o da direk cevap verdi ''Yüzünü ezberlemek için'' söylediği şeyle birlikte ağzım açık bir şekilde ona bakmaya devam ettim. Daha sonra asansörde 'stop' düğmesine bastı ve 2. katta durduk bende panikleyip ''Delirdin mi sen?'' dedim ve Tolga da ''Evet delirdim, delirttin beni ne halt yediğini sanıyorsun sen?!'' hiç düşünmeden cevap verdim ''Sanane benim ne halt yediğimden, kendini ne sanıyorsun neyimsin ki sen benim bana karışabileceğini sanıyorsun?'' Tolga kafasıyla onayladı beni ve konuşmaya devam etti ''Haklısın ben senin hiçbir şeyin değilim HİÇBİR ŞEYİN'' son kelimesini bağırarak söylemişti ve beni ürkütmüştü. Daha sonra bana uzun uzun baktı ve ben ne olduğunu anlamadan öptü beni, bense şoktan kımıldamadan yerimde duruyordum hiçbir şekilde ona karşılık vermeden ve birden kendime gelip onu ittim ve tokat attım ''Ne yaptığını sanıyorsun sen?!'' Tolga hiçbir şey demedi sustu, elim ayağım titriyordu resmen stop düğmesine tekrar bastım ve asansör çalışmaya başladı Tolga başını eğmiş yere bakıyordu o sırada bende asansörün durmasıyla birlikte direk eve girdim ve kapıyı arkamdan kapattım direk odama gittim ve yatağa oturup yeri izlemeye başladım. Nasıl yaptı bunu, neden yaptı? Aklım aşırı derecede karışmıştı bir tarafım karşılık verseydin keşke derken diğer tarafım ondan nefret ediyordu. Banyoya girdim ve aynadan kendime bakıp dudağımı sökercesine yıkadım. Bundan sonra Tolga'yı görmek istemiyordum ve o asansöre de bineceğimi sanmıyordum. Binmeyecektim de.
Düşüncelerimden kurtulmak istercesine yatağa girdim ve uyudum, şu an bana iyi gelecek tek şey uykuydu çünkü.
&&&&&
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Siyahtan Sonra
ChickLit"Karanlığın içinden aydnlığa çıkmak gibi bir şey bu, sen benim aydınlığımsın. Siyahtan sonra hayatıma beyaz oldun, hep böyle kalmalıyız bizim mutlu sonumuz siyah beyaz olsun." Beren Lena 17 yaşında bir kızdır ve hayatı kapkaranlıktır, en sevdiği ins...