Çok geçmeden oldukça şatafatlı görünen bir evin önünde durduk. Ev olabildiğine güzel olan ışık sistemi ve yeşil bahçesi ile harikulade güzellikteydi. Elimi neden tuttuğunu anlamamıştım bu yüzden ona biraz ters bir bakış attım ve onun utandığını fark ettim. Elimi yavaşca bıraktı ve söze girdi.
"Kendini rahat içindi, rahatsız ettiysem özür dilerim."Hayır hayır yani aslında çok ta rahatsız olduğum söylenemez ama yine de abartı oluyordu bence.
"Kendini kötü hissetme, o kadar önemli değil."
Verdiğim cevaptan sonra usulca başını salladı ve biz devam ettik. Güzel bir detay olduğunu düşündüğüm çiçeklerin arasından geçip kapının önüne gelmiştik.
"Hatem, burası kimin evi?"
"Benim kendi evim."
"Çok güzelmiş."
"Teşekkür ederim, burada güzelce dinlenebileceksiniz Afitap Hanım."
Deyip göz kırptığında içimi değişik hisler kaplamaya başlamıştı bile.
Tam bu sırada Hatem zili çaldı, çok geçmeden kapıyı orta yaşları biraz geçmiş bir kadın açtı. Açıkçası Hatem'in evinde çalışan bir hizmetli olduğunu bilmiyordum. Lakin ilk kez göz göze gelmemize rağmen kadının bana korkutucu bakışlar attığında kalp atışlarımın nasıl hızlandığını hissedebiliyordum. Benden hoşlanmadığı aşikardı. İçeri geçmemiz için işaret ettiğinde birlikte içeri doğru yürüdük. Nihayet salonda ki rahat koltuklara ulaştığımda zafer kazanmışcasına mutluydum. Hatem de yanımda oturduğunda konuşmaya başladık."Beğendin mi evi?"
"Evet evet çok güzel. Ama sanırım hizmetli abla beni sevmedi."
"Aaa neden öyle dedin? Aslı abla çok sevecendir. Ben konuşurum onunla. Biz devam edelim, eğer acıktıysan bir şeyler hazırlatabilirim, ya da film izleyebiliriz, veya odana çıkıp dinlenebilirsin. İstersen kahve de içebiliriz, sen nasıl istersen."
"Çok teşekkür ederim, benim için şu an bu ihtimallerden en iyisi kahve içmek olacak sanırım."
"Tamam Aslı ablaya haber vereyim bize bir kahve hazırlasın sen bahçeye geçip oturabilirsin bende gelirim birazdan."
Başımla onaylayıp bahçeye çıktım, hafif hafif esen rüzgar eşliğinde yemyeşil ağaçlar ve hoş kokan çiçeklerle beraber son derece güzel gözüken bu yerde vakit geçirmek bir nevi cennette gibi hissettiriyordu. Bunun yanı sıra bahçenin ortasında sayılabilecek bir yerde duran masa ve sandalye oldukça hoş bir görüntü veriyordu. Karşılıklı duran sandalyelerin birine geçip oturduğum da hemen ardımdan Hatem de geldi. Bu sırada bahçede ki serinlikten dolayı üşüdüğüm sırada bunu o da farketmiş olacak ki bana kendi ceketlerinden birini getirdi. Onun yokluğunda hizmetli abla kahveleri masaya bırakıp gitti. Çok geçmeden Hatem de elinde ceketiyle geldi, ceketi hafifçe omuzlarıma bırakıp karşıma geçtiğinde benden sigara içmek için izin istedi. Başımla onayladığımda sigarasını yaktı ve sohbet etmeye başladık. Hastane dışında olmak ve hastane dışında konuşmak benim kendimi iyi hissetmemi sağlıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kırmızı Krizantem
Teen Fiction3 serilik hikayenin ikinci kitabıdır. Her gün yeni bölüm ❤️ 04.10.22 # 2- krizantem # 3 - kırmızı