Balo

26 1 0
                                    

Dayanamadım ve ikinci bölümü de yazmaya karar verdim. Lütfen yorum yapın sizin yorumlarınız çok önemli...
Multimedya Yiğit

Arabadan inip bahçeye doğru ilerledim. Çok büyük bir bahçe vardı. Müdür kürsüde konuşma yapıyordu. Çok yakışıklı çocuklar vardı. Hele bi çocuk... Onu keserken bana döndü ve bi aüre bakıştık, bana bi gülüş atıp gözlerini müdüre çevirdi. Off saçmalamayın biliyorum Yiğit var.s Sadece tatlı dedim zaten. Tüm okul davetliydi. 11. sınıfın olduğu bölüme gittim. Kayıt sırasında yanımızda olan hocayla karşılaştım. Kızları yanına çağırdı ve beni tanıttı. Masanın yanında duran üç kızın yanına gittim. Hoca onların adını söylemişti. Bu kızlardan biri Deniz' di. Kısa kahverengi saçları ve kahkülü vardı. Mor uzun bi elbise giymişti üstünde bir de deri ceket vardı. Yanında ise Şeyma duruyordu. Şeyma çirkindi, kısa katlı saçları ve kalın kaşları vardı. O da yeşil dar ve çok kısa bir elbise giymişti neon sarısı topuklu ayakkabıları vardı. Bana en iyi davranan oydu, onunla iyi arkadaş olcaktık. Bir de Melisa vardı. Uzun siyah saçları vardı, kırmızı dar bir elbise giymişti. Biraz erkeksi bi tipti be erkeklere yakındı ama kötü biri değildi. Sonunda iyice konuştuk, numaralarımızı aldık. Balo sona erdiğinde babam beni aldı. acaba bizi neler bekliyordu...
*****
Okulların açılmasına iki gün kalmıştı çantama kadar herşeyim hazırdı. Okul forması vardı ama zorunlu değildi. Ben bunları düşünürken Şeyma' dan mesaj geldi " Kumsal seni Berfin ile tanıştırcam çok tatlı kız." ve bir de fotorafını atmıştı. "Çok tatlıymış, okulda görüşürüz." yazdım. Anında cevap geldi: "Sen, ben, Berfin takılırız dimi, başkalarını istemiyorum." O sırada anlamıştım Deniz' i istemiyolardı ama Deniz beni sevmişti ve takılmak istiyodu, şuan arada kalmıştım, napacaktım!
*****
Beni okula babam getirmişti. Babam beni bırakıp iş yerine grçiyordu, belki sonradan servise yazılabilirdim çünkü babamın iş yeri buraya uzaktı. Okulun kapısına geldiğimde derin bir nefes aldım ve içeri girdim. Duyuruyu duyunca bahçeye doğru ilerlemeye başladım. Arkamdan biri kumsal diye seslenince arkamı dönüp baktım ve Şeyma' yı gördüm. Berfin olduğunu düşündüğüm kişiyi kolundan tutmuş geliyordu. Bizi tanıştırdı. Gerçekten güzelmiş. Sesi biraz kısıktı, sarı uzun saçları vardı ama dipleri siyahtı. Burnu biraz domuzu andırıyordu ama güzeldi. Anne zoruyla forma giymiştim, belli ki herkesin annesi aynı düşünüyodu çünkü kimsenin benden bi farkı yoktu. Berfin ve Şeyma, Deniz hakkında öls şeyler söylediler ve benim onunla takılmamı söylediler, yoksa dışlanırmışım. Ben bu konuyu Deniz ile konuşmalıydım. O sırada Yiğit' den mesaj geldi, buluşmak istiyo ve bana yeni okulumda şans diliyordu. Bu arada bir hafta sonra yıldönümümüzdü. Ben mesajları okurken karşıma kaslı bir kütle çıktı. Dönüp baktığımda o çocuğun partideki çocuk olduğunu anladım. Tabi telefonum zaten kırılmak için bahane arıyo gibiydi. Yere düşmüş ve ekranı üç parçaya ayrılmıştı. Hala çalışması bir mucizeydi. Pardon yanılmışım çocuk yerden telofonu aldı ve kişi ismine baktı "Yiğitim❤️" Niye böyle kaydettiysem artık. Off kime ne sevgilimden, ilk kez gördüğüm çocuk için mi şey yapıcam. Telefonu elime verdi ve "Özür dilerim, sevgilinle konuşmanı böldüm galiba." dedi. İşte şimdi battım. Suratım donates kadar kırmızı olmuştu ve şuan morarıyordu. Bana bir bakış attı ve yanımdan geçip gitti. Gerçekten çok tatlıydı yiğit daha tatlıydı ama bı çocuk da ayrı bi taştı. Merdivenden aşağı inip Deniz' i buldum ona onun böyle biri olup olmadığını sordum ve bana kızdı. Kavga etmiştik galiba, işte Şeyma' nın istediği olmuştu. Ama Deniz' in bu kadar tepki vermesi şaşırtmıştı. Berfin ve Şeyma' nın yanına gittim. Beni çekiştirerek kantine götürdüler. Bi çocuk gösterdiler rampa saçlıydı, tuhaf bi gülüşü vardı. Off yine mi yanında da o çocuk vardı. Kahve saçları vardı, benim gibi. Lacivert bi montu vardı ve acaip odunsu bi kokusu vardı. Hangi parfümdü bilmiyorum. Tabiki çocuğu koklamaya çalışmadım, yanında geçerken koku geldi. Herneyse Berfin bana rampa saçlı çocuğun Bartu olduğunu ve benimle çıkmak istediğini söyledi ben ise tanımadığım kişiyle çıkmayacağımı ve sevdiğim birinin olduğunu söyledim. Yiğit e saat 3:20 de beni okuldan almasını istedim. Şirkette işi varmış, gelemicekmiş. Babasının bir araba şirketi var ve şirketin varisi Yiğit. Bazı işleri çıkabilir ona kızmıyorum Dündar amcaya kızıyorum, niye iş veriyo ki. Babamın da trafik yüzünden geç geleceğini öğrenince yıkıldım. Servisle gitmeye karar verdim. Zaten babam hep beni alıp bırakamzdı, en iyisi servisti. Serviste en arkadaki 4 lü koltuğun bi önündeki tekli koltuğa geçtim. Dışarı çıkmak için servisin kapısına geldiğimde yukarı çıkmakta olan taşı gördüm. Aynı serviste miydik?!?

Meraklı odunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin