Gezi

18 1 1
                                    

Multimedya Oğuz

Gezi günü gelmiştii! Bavuluma dolabımın yarısını koymuştum. Orada ne lazım olacağını bilmezdik. Bir hafta kalacaktık. Toz pembesi ve krem çizgili kazağımı ve buz mavizi jean pantolonumu giydim. Krem rengi büyük çantamı alıp içine diş fırçamı, el kremimi, makyaj malzemelerimi vb. koydum. Büyük üçgen şekilli küpelerimi ve Yiğit'in aldığı toz pembe bilekliğimi taktım. Açık pembe rujumu sürdüm ve hafif bir makyaj yapıp aşağı indim. Telefon şarjımı, kulaklığımı ve telefonumu çantama attım. Topuklu ayakkabılarımı giyip dışarı çıktım. Annem ve babam dışarıdaydı, Furkan ile konuşuyorlardı. Yüz kez teşşekkür etmişlerdi. Yanaklarını öpüp arabaya bindim. Annem ağlıyordu. "Anne gurbete gitmiyorum, 1 hafta sonra geleceğiz niye bu kadar üzülüyosun?" dediğimde "Kızım ne olacağı belli mi. Allah korusun başınıza bişey gelebilir." "Tamam annecim kendime dikkat edeceğim zaten yanımda odu... yani
Furkan var." Furkan sırıtıp "Efendim kızınızın başına hiçbir şey gelmemesi için elimden geleni yapacağım." dedi. Annem ve babam başını sallayıp gitmemiz için işaret verdiler. Furkan arabayı çalıştırdı. Ön koltuğa oturmuştum. Bir süre sonra "Şimdi hiçbir yere kaçamazsın sorularımı cevaplayacaksın" dedi. Sessizce başımı saladım, çok ciddiydi. "Yiğit kim?" dedi. Bunca zamandır unutmamış mıydı! "Pisliğin teki." dedim. Bana bakış attığında "Şey eski sevgilim." dedim. Bilekliğimle oynuyordum, gözüm hep ondaydı. Hala Yiğit 'i nasıl düşünüyodum. O bana dokunduğu elleriyle başkalarınadokunmuştu. Gözümden iki damla yaş süzüldü. Furkan bilekliğe bakıp ağladığımı görünce " O mu aldı?" dedi. Başımı salladım. "Çok mu seviyorsun?" dedi. İşte cevaplamaktan en çok korktuğum soru buydu. "Bana yaptığından sonra hayır."
"Seni kazanmak için ben neler yapmazdım, seni nasıl kaybetti?"
"Boşver."
"Söyler misin?!?"
"Ya hayır yaa. Hem sanane benim neyimsin ki sen."
"Hadi ama beni uğraştırma."
"Ya neden soruyosun ki."
"Merak ettim."
"Etme!"
"Ettim söyleyecek misin?"
"Ya anlamıyo musun! Beni aldattı!!" diye bağırdım. Göz yaşlarım sel gibi akıyordu. Arabayı durdurdu. "O şerefsiz yüzündem ağlama, deymez." Ben Furkan'ı Yiğit olmadığı için seviyorum. Eğer Yiğit olsaydı Furkan'ı sever miydim? Bilmiyorum aklım çok karışık. Kafamı cama yaslayıp düşünceler arasındna kurtulmaya çalıştım. Sonunda kendimi uykunun kollaru arasında buldum.
Beni Furkan'ın yumuşak sesi uyandırdı. "Günaydın." "Günaydın. Geldik mi?" "Evet bir on dakika önce." "Niye beni uyandırmadın?" "Şey, hadi bizi bakliyolar gel." Neden söylememişti bilmiyorum. Şuan prk ofun gibi davranmıyordu. Ama kesinlikle odundu. Arabadan çantamı alıp otele girdim. Furkan bagajdaki eşyaların taşınmasını istedi. Görevli eşyaları alıp arabayı park etti. Odalarımız ayrıydı. Ben Melek ile kalacaktım. Hoca lobide son giriş belgelerini kontrol ediyordu. "Hocam biz geldik." "Canım nasıl geçti? Bayılmadın değil mi?" "Hayır hocam. Şey Melek' le benim odan kaç numara?" "Şey canım aslına bakarsan iki kişilik odalar var ama bir kişi artıyo hem kızlardan hem erkeklerden. Biz odaları belirlemek için çekiliş yaptık. Herkesin odası şuan belli, siz sonradan geldiğiniz için odanızı ayarlayamadık. Aynı odada kalmak zorundasınız. Otelde başka boş oda kalmamış." İnanmıyorumm!! Niye ben bunları yaşıyorum yaa. Ben e güzel melekle kalacaktım. Furkan akşam bana ne yapacak belli mi olur.Offff. Ama benim yerimde olmak isteyen birsürü kız olduğu için kendimle gurur duydum. Ama sinirim bozulmuştu bir de Melek ile kalsaydık çok eğlenirdik off. "Yapacak birşey yok mu?" "Malesef canım, geldiğimizden beri ona bakıyorum ama bişey yapamayız. Bu arada bir sürpriz daha var ama ben söylemeyim kendi gözlerinizle görün." Daha ne olabilirdi ki. "Hocam daha kötüsü olamaz ama saolun en azından çabaladınız." "Alın anahtarlarınızı." İki saat sonra yemek var. Yemekten sonra da lobide konuşma yapacağız. İyi eğlenceler ve geçmiş olsun." Biz bunları konuşurken görevli eşyalarımızı ( nerdeyse hepsi benim) asansöre koydu. Biz de bindik ve odamıza gittik.
"Yaa olmaz ya başka yorgan isteyelim sen yerde yat."
"Ben yerimden memnunum sen yat."
"Ya sen nasıl bir odunsun ya ben yere mi yatıyım yani."
"Ben sana yere yat mı diyorum yanım boş gelebilirsin."
"Hooo! Bis sapık, odun. Gelmicem yerde yatarım daha iyi hatta ben niye yerde yatıyım ki Bartu tek kişilik odada kalıyo zaten. Ben gitsem beni yanına alır."
"Bartu mu!?! Kankamı sana yar etmem."
"Siz kanka mısınız?"
"Evet, niye bu kadar şaşırdın? Bartucuğun sana anlatmadı mı?"
"Hayır ben sormadım çünkü umrumda değilsin."
"Tamam sen Bartu'nun yanına git ben de yatağa rahatça yayılırım."
"Ya oduna bak yaa. Sen doğuştan mı odunsun canım yoksa sonradan mı böyle oldun?!"
"Çevre koşulları." Yok ya çevre bir insanı bu kadar etkilemez doğuştan bu ya. Doğduğunda kamyon çarpmış ormana uçmuş ailesi onu bulamamış, o da odunları ailesi sanmış onlardan örnek almış. Tamam saçmaladım.
" O zaman Bartu'yu arıyım, sen de rahat et." Bende Bartu'nun numarası yoktu ki. Tamam çaktırmıyım. Telefonu alıp ekranı açtığımda bir el telefonumu aldı.
"Ya napıyosun sen."
"Ne gibi gözüküyo."
"Off verir misin şunu."
"Arayamazsın. Bu odadan bir kez çıkarsan bidaha giremezsin."
"Bak yi... yanı Furkan eğer hoca olmasaydı seninle kalmazdım. Ve ayrıca Bartu' yla sadece burada kalmak zorunda değiliz."
Sinirlenmişti ama belli etmemeye çalışıyodu. Ben nasıl mı anladım, ben de sinirleninde yudağımı ıssırıyordum. Onunla yatmak tabiki çok güzeldi ama onu sevmiyomuş gibi davranmalıydım ki beni sevmeyi bırakmasın. Bavulumu açıp içinden siyah beyaz elbisemi aldım. Sonuçta bugün oteldeydik, dışarı çıkmayacaktık. Siyah topukluluarımı ve siyah kalın bilekliğimi aldım. Maşamı da bulup lavoboya girdim. Ben üstümü değiştirirken kapı bir anda açıldı Furkan' ı görünce çoğlığı bastım. Üstümde sadece iç çamaşırlarım vardı. İyiki pembe falan deillerdi. Hızlıca elbiseyi üstüme tutup kapattım. Furkan gülüp kapıyı kapattı. Pis odun. Kapıyı kilitleyip üstümü giydim. Topuklularımı ayağıma geçirdim. bilekliğimi taktım. Maşa ısınmıştı. Saçıma hafif bukleler yaptım ve lavobodan çıktım. Tekrar bavuluma gidip elimdeki kıyafetleri koydum. Ön cepteki beyaz büyük el çantamı alıp içine telefonumu attım. Furkan kapıdan benim hazırlanışımı izliyordu. O tarafa dönünce koşup üstüne çıktım. Amacım vurmaktı ama yanlış bir pozisyona geldik. Aniden atlayınca ikimiz birlikte yere düştük. Ben onun üstünde duruyordum. Göz göze geldik. On dakikaya yakın bu konumda durduk. Sonunda odunumuz romantizimi bozdu ve "Şuan beni tahrik ediyosun farkında mısın?" dedi. Hemen üstünden kalktım. Koşarak odadan çıktım. Yüzüm kıpkırmızıydı. Kapıdan çıktım ve Furkan'ı beklemeye başladım. Yandaki odadan Bartu ve Oğuz çıktı. Oğuz biraz sosyal çocuktu. Yakışıklı bir tipti. Beni görünce Bartu bu tarafa döndü. Oğuzla kardeştik. Kızlardan en çok benimle konuşurdu. Yani tüm kızlar beni kıskanıyo. Hem Oğuz, hem Furkan.
BartuOğuz' a bişeyler söyledi, sonra yanıma geldiler. Oğuz "Kimi bekliyosun?" "Oda arkadaşımı." Bartu atıldı "Kiminle kalıyosun sen?" "Sanane" Tam lafım bitti ve odadan Furkan çıktı. Ya tam zamanında Furkancığım tebrikler. Bartu "Vay Furkan sen bu taşla mı kalıyosun? İşin bitince bana da gönder tek kişilik odada kalıyorum." dedi ve göz kırptı. Furkan dudağını ıssırıyodu. "Bartu git işine ya oda kalmadığı için birlikte kalıyoruz." dedim. Furkan'ın kavga etmesini istemiyordum. Bartu "O zaman sen benimle gel." dedi bana bakarak. Furkan "İstersen ben geliyim." dedi. Sinirlendiğini belli etmemeye çalışıyordu. Bartu'nun olmayan bizi öğrenmesini istemiyordu. Ben de istemiyordum. Oğuz "Ya Kumsal amacım bu değildi gerçekten." dediğinde. "Boşver zaten bişey olmadı, bana dedikleri umrumda bile değil. Sen niye onun odasındaydın?" "Bizin duş akmıyo da işimi halledip çıktım." "Hmm, tamam. Aşağı iniyo muyuz güzellik?" "Evet, prensim." İkimiz de gülüp aşağı indik. Yemekhaneye gittiğimizde açık büfe vardı, hayvan gibi dalamazdım yanımızda okul vardı. Melek, Melisa ve Deniz' in oturduğu masaya geçtim. Deniz beni Şeyma'nın kötülemeleri yüzünden pek sevmiyordu ama birgün tekrar en yakın arkadaş olacaktık, inanıyordum. Melek yemeğini bitirince yemekhaneden çıktık ve ben olanları anlattım. Şok oldu. "Kanka hayatını dizi yapsak reyting rekoru kırar." Ben gülmeye başladım. Ona sarıldım. Biz Şeyma ile küsünce Melek ile kanka olmuştuk. Bu kimse bişey demeden olmuştu. Hiç kanka olalım mı falan dememiştik. Zaten normalde de saçmalıyoduk. Dışarıdan nasıl gözükdek de çok eğleniyoduk. İşte Şeyma hayatından gidince çok güzel olmuştu. Gezide de yoktu. Bir hafta kafamı dinleyip kendi hayatıma odaklanacaktım Şeyme'nın yalanlarına değil...

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 12, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Meraklı odunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin