Fırsatlar&Veda

119 4 8
                                    

Allah'ın karşımıza çıkardığı iyileşme fırsatlarından bahsedeceğim. Onlardan faydalanmak, bizim onları görüp kullanmamızla alakalı. Kadere irademiz dışında da olsa cüz i irademizle seçtiğimiz yollarda yürüyoruz.

Bir olay geçip gittiğinde kendinizi büyümüş olarak masadan kalktığınızı hissederek devam etmenin olayından. Sanki bir iş bitmiş. Paltomu geçirmişim sırtıma, hatta bahar şimdi, trençkot geçirmişim. Almak için biraz para biriktirmişim. Dışarda yemek yememişim pek. Hava karanlık. Etrafımdakilerin minnet dolu bakışlarından kaçarak, yüzümü yere eğmişim. Ellerim ceplerimde, kapüşonluyu kafama geçirmişim. Karanlık dar bir sokağa sapıyorum. Kayboluyorum gözden. Unutmaya çalışıyorum yaşadıklarımı. Hatırlamak istersem bir gün, aramak zorunda kalacağım.

Şimdi önümde bilmediğim yollar var. Hep yoldan bahsediyorum. Çünkü hayatın yol olduğu hakkında hem fikirim kalbimde. Duygusuz değilim, heyecanlanamıyorum çoğunlukla. Ve bana dalgın olduğumu söyleyen insan! Sen de burada değildin ki. İki zihin ama çok uzaklarda... Sen gelseydin kayıp diyardan, ben koşardım. Son bir kez yanımda olsaydın, çok değil... Giderken gözlerin bende olsaydı! Bende olsaydın içimdeki son umut kıvılcımı ayaklarımın altında ezilerek sönmezdi. İyi ki söndün! Sönmesen yangın çıkacaktı. Ben yanacaktım, sen yanacaktın. Biz geleceği mahvedebilirdik.

Şimdi can yeleklerime şükrediyorum. Sende seninkinin farkına var. Ama o kadar arkadaki gözlerin. O kadar içerdeki... Düştüğün kuyuya öyle alışmışsın ki, körlüğe bağlanmışsın ki bir tutam aydınlık seni acıtıyor. Ellerini gözlerinden çekmiyorsun. Yaşayan geçmişsin. Mezar bekçisisin. Uzattığım el boş kaldı. Halbuki yanmaya kanaat etmiştim. Bu çok sevmek değil. Bu aşk da değil. Bu bir gençlik baharı... Bu bir bal görünümlü zehir... Ben öyle bir kandım ki, zehir yemeden yaktı içimi.

El sallıyorum arkandan. Bu senin meselen değildi. Sen başrol görünsen de en az replik senindi. Mesele benim. Şimdi rafa kalkıyor. Canımı acıtmaya hakkım yok. Hissiyatlarımı yıpratmaya hakım yok. Büyü küçük prens! Hatta büyüme hep küçük kal ama patavatsız olma. Gezegenindeki çiçeğe biraz su göndermişim farkında olmadan. Biraz tuzlulardı. Kusuruma bakma. Sen akşamüzeri dörtte gelecekken, üç de mutlu olmaya başlayan kızın yolu uzun. H O Ş Ç A K A L !

Satırarası NotlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin