Ne oluyor . Yer ve gök arasında, mesafeler arasında, iki hudut arasında. Ayasofya ve Sultanahmet arasında, Galata ve Kız kulesi arasında, iki yaka arasında, Eminönü Karaköy arasında, kalp ile beyin arasında ben ve sen arasında... Bir şeyler var hep bu saydıklarımın arasında.
Beraber anılırlar. Bir sayılırlar. Birinden bahsedince yanındakini kastedersin. Kelimeleri de bir olmuş ve devam ederler. Bunların arasında yürünecek mesafeler vardır. Adımlayarak sayabileceğim mesafeden sana koşmak nasip olmadı. Sen orada öylece kaldın. Her şeyi sesi çıkan sen sustun ve bekledin. Gel diyemedin. Demedin. İstesen gelirdin.
İlk aşamada seni bol bol suçlayıp kendimi haklı saymaya devam edemiyorum. Geleceğimi hiç söylemedim ki desene. Diyememeni isterim. Beni bu hâlde görmemeni de isterim. Karşısına büyüleyici çıkmak istediğin insanlar vardır. Bazen onun gözünde çok güzel olmak için bazende her kimse çatır çutur çatlatmak için istersin. İkisininde aklı sende kalsın. Biri mutlu hissetsin diğeri mutsuz olsun diye. Sen mutlu ol isterdim. Tanıştığına memnun ol. Aynı şekilde bende. Hâlâ yanılmaktan korkuyorum. Oysaki...
Oysaki hiçbir şey yok bir yandan, ya da her şey var her yanda. Ne olur bir cevap demeyeceğim. Cevap aradıkça kötü oluyor. Gerçek ve yakınlık tüm kusurları döküyor.
Hadi toplayalım. Ben bu manevrayı atlatmak istiyorum. Ben seni kaybetmek istemiyorum. Kendi kendime kızmak ve sakinleşmek güzel değil ki. Gel, demiyorum cam çerceve indirelim ama istersen yaparız. Kapıyı çarpıp da çıkabiliriz. Sana bağırınca haydaaa de mesela. Bana kızınca kaşlarım çatılsın. Masaya aynı anda insin yumruklar. Yüzün sinirden kızarsın, benim ellerim yakandan tutarken bir anda gözlerinde kalayım. Affedeyim seni çocuk. Sen de bana kıyama, yakandaki ellerim ellerinde olsun bir anda. Bir anda parladığını ve söndüğünü ben okuyayım gözlerinden. Bir zaafa tahammül edebilirim o da sen olursun ancak.
Ben hazırım diyorum. Koşarak terliklerle pijamalarla gelmeye hazır oldum. Ben tarafında kulağımda çınlayan çanlar yer üstünde vızıltı oluyor. Benim yer altında kulaklarım sağır oluyor. Yer üstü öylesine bir sinek doğdu sanıyor. Yaz geldi diyorlar. Ne yazı/k! Ben titriyorum. Bir günde dört mevsim üstüne depremler yaşıyorum. Ya kendime gelmeliyim. Ya da gel artık ortada buluşalım.