TANITIM

360 13 1
                                    

"Bile bile ölüme mi gideceksin onun için" gözleri kanla dolu bakıyordu karşısındaki kadına. Nasıl yapardı bunu kendisine anlamıyordu. Bir insan bile bile nasıl kendini yok sayardı?

"Kararımı verdiğimi söylemiştim sana" buz gibi ses tonu hafif kırılır gibi oldu genç kadının. İçinde kopan fırtınalara rağmen başını eğmeden karşısındaki yola baktı boş gözlerle. Neyi kalmıştı ki zaten geride.

Belki bir umut diye fısıldadı içinde hala yaşamaya çalışan kız çocuğu belki bir umut ben bunu yapmak zorunda kalmam.

............................

İçi yanarak baktı karşısındaki adama. Yüreği dağlanırken sessizce otel odasındaki yatağın üzerine bıraktı bedenini. Yıkımı yaklaşmıştı. Cenazesi birazdan kalkacaktı. Adam derin bir nefes çekerek ona doğru döndüğünde gözlerindeki buzlarla afalladı kadın. Bu adam mıydı onu seven. Ellerini tutan... 

Yine de dimdik baktı o buz mavisi gözlere , dudaklarını ısırıp titreyen bedenini kontrol altına almaya çalıştı. 

"Babalarının günahlarının bedelini kızları ödermiş, duydun mu bu sözü" hiçbir duygu barındırmayan sesi kulaklarına çarparken gülümsedi ruhsuzca. Oysa deli gibi ağlamak istiyordu .

"Duymuş bulundum şuan" onun gibi ifadesizce konuşamadı. Bunu gerçekten çok isterdi.

"Öde o zaman" aldığı ilk hançer darbesi bu değildi. İçindeki hançeri çevirmiş daha derine saplanmasını sağlamıştı sadece. Nefesi tıkandı sözleriyle, dolan gözlerini manzarayı odaya davet eden cama çevirdi genç kadın. Ona gözyaşlarını göstermeyecek kadar yabancıydı artık. Halbuki iki saat önce yüreğindeki yangını vermişti ellerine. 

Kefeni olan aşkı giydi üzerine. Pişman değildi kararından. Yine olsa yine aynı şeyi seçeceğini gösteren gözleri camın ardında hareketlenmeye başlayan insanlarda takıldı. Seçenek sunulmamıştı ki ona. Ya gidecekti ya da şu anı seçecekti. Ve o en başından beri bilerek vermişti kararını. Sevdiği adamı...

MÜBREMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin