かçocuk artık daha da çok endişelenmeye başlamıştı. sunoo hala ortalıkta yoktu ve şu an havada bulunan atmosfer çok rahatsız ediciydi. hepsi sunoo'nun çekip gitmesinden sonra sakin bir yere oturup konusmadan dakikalarca durmuşlardı.
fakat sunghoon artık bekleyemiyordu aklından o kadar çok kötü düşünce geçiyordu ki, sunoo'nun gelmediği her saniye kalbi daha da ağırlaşıyordu.
daha fazla dayanamadı ve oturdukları yerden bir hışımla kalkarak lobiye açılan kapıya doğru ilerledi. diğer hepsinin dikkatı ise bir anda ayaklanan sunghoon'un üzerine gitmişti.
herkes artık ne için bu kadar sabırsız olduğunu biliyordu ve o giderken soru sormadan sadece arkasından bakı verdiler ; sunghoon ise gözden kaybolunca hepsi önüne döndü ve birbirine baktı, şimdi hiçbiri ne yapacağını bilmiyordu.
か
sunghoon boş koridorlardan geçerken yavaşça sunoo'nun sesini haykırıyordu fakat camlara çarpan şiddetli rüzgar sesinden başka sunoo'ya dair hiçbir ses yoktu.
teneffüs zilinin çalmasına 5 dakika vardı ve o hala sunoo'yu bulamamıştı. koridorun sonuna vardığında ise derin bir soluk alıp geri bıraktı başını kaldırıp etrafına tekrar bakındı. koridorun sonundaki açık tuvalet kapısını görünce oraya doğru iletrlemeye başladı. içindeki ses artık sunoo'yu orda bulabilmeyi diliyordu.
kapıdan yavaşça içeri girdi ve tüm kabinleri kontrol etti fakat sadece bir tanesi kilitliydi. kilitli olan kabinin önünde durdu ve kabine arkasını yasladı.
kapının arkasından içeriye doğru seslendi.
"sunoo?"
hıçkırık sesinden başka hiçbir şey yoktu."sen olduğunu biliyorum, o kadar merak ettim ki seni çok korktum kendine tekrar zarar vermeye kalkacaksın diye. dışarda söylediğin her şeyde sana katılıyorum ve artık seni yalnız bırakmayacağım.
seni her defasında görmezden geldiğim içinde gerçekten özür dilerim."sunghoon yavaşça yere çöktü, artık o da sona geldiğini hissediyordu içindeki tüm pişmanlığı hissediyordu şimdi ve artık ağzına gelen her şeyi söylüyordu.
"seni çok özledim, çok çok özledim, kendimden cidden çok nefret ettim seni hayatın tam ortasında yalnız bıraktığımda, her saniyesinde pişman oldum ve çok özledim seni. bugün bana söylemek istediğin çok şey olduğunu gördüm gözlerinde ama acele etmeni istemiyorum çünkü bekleme sırası bende."
içeriden gelen sesleri duymuştu sunghoon kafasını öne eğdi yavaşça devam etti cümlesine çaresiz bir ses tonuyla.
"sunoo, seni seviyorum lütfen şimdi kapıyı açar mısın? iyi olduğunu görmeye ihtiyacım var."
sunghoon daha fazla dayanamamıştı söylemişti içindeki her şeyi. kabinin kilidinden gelen seslerle ayaklandı ve tam önünde durdu kapının.
kabinin kapısı yavaşça aralanırken hıçkırık sesleri artık daha da yakından ve net geliyordu. sunghoon karşısındaki oğlanın korkunç derecede titrediğini görünce ağlamak istedi oğlanın bu hale gelmesini o sağlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ineffable | jaywon
Fanfictionineffable : kelimelerle anlatılamayacak kadar muhteşem olan, anlatılamayacak güzellikteki şey. 03.08.22 〆jaywon