10.BENİM DİVANE GÖNLÜM SENİ İSTER

1.6K 164 217
                                    

Hakan Yeşilyurt-Eftelya

Sevmek basit ama en devrimci eylemdi. Dünya faşizmle sarsılıp emperyalist güçlerin boyunduruğu altında ezilirken sevgi buna en büyük baş kaldırıydı.

Genç adam, duyguları yüzünden taşarken gülümsemesini engelleyemiyordu. Ne yapması gerektiğini, nasıl davranmasının daha doğru olacağını bilemeden arkadaşlarının yanında öylece dikiliyordu.

"Tortum'daki Büyük Uyanış Mitingi'nde gericiler yüzünden devrimciler lince uğramış."

Gençler hep takıldıkları kantinde oturup ülke gündemlerinden konuşuyorlardı. Bahsettikleri olay öyle büyük bir yankı uyandırmamıştı. Sadece devrimciler arasında bahsi geçiyordu.

"Erzurum'da devrimci örgütlenme daha yeni yeni oluşuyor. FKF'nin Erzurum delegesi Kadir Manga bayağı iyi işler yapıyor."

Hüseyin'in sözü dikkatleri ona çekti. Bunu nasıl bildiğini anlayamamışlardı. Gerçi grubun Sinan'la birlikte teori ve beyin kısmını oluşturduğundan her gelişmeden haberdar olması şaşılacak şey değildi.

"Ülkenin doğusunu da takip etmeye çalışıyorum. Bence bu çocuk Kürt halkının seveceği biri olacak gibi duruyor."

Gençler çaylarını içerlerken dediklerinin doğru olmasını dilediler. Devrimciler her şehirde ve köyde etkin olmalıydılar ki sosyalist devrim gerçekleşebilsin. Tabi önce bu gerici zihniyetten kurtulmak şarttı.

"Açıkçası işçi eylemlerine daha fazla katılım sağlamalıyız diye düşünüyorum."

Sinan'ın sözüne genel bir onay yükseldi.

"Sendikalar arttıkça bilinç de artıyor. Ama yine de Marx'ın da dediği sosyalist bilinci onlara biz götürmeliyiz. Bulduğumuz herkese anlatmalı, öğretmeliyiz."

Hoca, arkadaşlarının dikkatini çekince konuşmaya devam etti. Diğer masalar da pür dikkat onu dinliyordu.

"DİSK(Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu) geçen yıl kurulmasına rağmen bu işi iyi götürüyor. Ama biz de elimizden geleni yapmalı ve onları desteklemeliyiz."

Sinan, yapılması gerekenleri anlatırken Bahadır da artık kulaklarını dört açmıştı. Konu dava olunca aksi mümkün de olmuyordu zaten. Herkesin neler yapması gerektiğini tek tek konuştukları uzun bir sohbetti bu. Devrim yolunda işçi ve köylünün önemini defalarca tekrarladılar. Zira bunun en büyük kanıtı büyük devrimci Mao'ydu. Yola küçük bir köylü toplulukla çıkmış sonra Çin'de kızıl devrimi gerçekleştirmişti.

Gençler kendi aralarında konuşmayı sürdürürken havayı dağıtan bir giriş yapıldı kantine. Mahir, Ulaş ve İlyas hararetli olduğu anlaşılan bir tartışmayla kantine gelmişlerdi. İlk fark eden de sevdiğini yaklaşık bir haftadır görmeyen Bahadır olmuştu. Çekik gözlü devrimciden sonra diğerleri de bakışlarını onlara çevirirken Mahir ve yanındakilerin de gözleri Bahadır'ları bulmuştu.

"Selam olsun yoldaşlar."

Mahir, elini yüreğine koyarak selam verdiğinde Sinan ve tüm ekibi de aynı karşılığı verdi. Son zamanlarda sürekli karşılaştıklarından herkes birbirine alışmıştı artık. Bunun en büyük sebebi Mahir'in sürekli üniversitede bulunmasıydı. Devrimci faaliyetleri örgütlemek için orada bulunduğunu herkes biliyordu.

Mahir'in bu zamansız misafirliği bir rektörlüğün bir de Bahadır'ın işine gelmiyordu. Rektörlük öğrencilerle uğraşmak istemediği için ses çıkaramıyordu, Bahadır da daha dile dökülemeyen duyguları yüzünden susuyordu. İlyas'ın da diğer arkadaşları gibi sürekli Mahir Çayan'ın yanında olmasından bıkmışsa bile.

Taşırsın Yeryüzüne Ebedi Tohumları Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin