3. KIZIL VE KARA

117 32 42
                                    

Bayım ben en çok sizin yanınızda olmayı ve sizin ruhunuzu seviyorum.


Ben bulmaca da doğru cevaptım, aklına başka kelime geldi diye onu yazdın ama cevap bendim.

Şarkı önerisi;

Pera -Şarap-ı ızdırap

Passenger- Let her go

Kalben - Kalp hanım

Shamrain - To leave

There is no one to blame, there is no one else to blame but me

Alper dediğim şeye karşı şaşırmış olmalı ki bakışlarını üzerimde gezdirdi. Anlamaya ve beni tanımaya çalışıyordu.

"Sen neden buradasın?" dedi tok bir sesle. Buradakilerle muhatap olmak istemediği belliydi. Beni hastalığıma göre yargılayacak ve ona göre benimle konuşacaktı.

"Disossiyatif kimlik bozukluğu tanısı aldım ve kendim burada yatmak istedim." dedim siyah gözlerine bakarak, insanlarla göz teması kurmayı seviyordum.

Güldü, başını tavana kaldırdı ardından bacak bacak üstüne attı. "İki deli bi araya gelmemeliydik."

Onun da benimle aynı hastalığı olduğunu öğrenmiştim, tuhaf bir duyguydu ama beni daha iyi anlayacak birini bulmak sevindirmişti.

"Ee anlat neden burada yatmak istedin? Buraya kendi rızası ile yatan nadir kişilerdensin. Ya aptalsın ya da çok zekisin küçük kızıl." dedi ve elleriyle oynamaya başladı.

"İnsanlara zarar veriyordum. Kelimelerimle, yaşamımla, yaşayarak. Ellerimle kendimi boğdum ama bu benim istediğim bir şey değildi. Yaşamak istiyordu bir yanım, bir yanım ise ölümü tatmak istiyordu. Alterler farklılaşmıştı bende, kendi bedenimi kontrol edemeyecek hale gelmiştim." derin bir nefes verdim. İyileşmek istiyordum, aynı zamanda da insanların yaşamını güzelleştirmek istiyordum...

"Anladım, seni en iyi ben anlayabilirim zaten küçük kızıl."

"Bana küçük kızıl demeyi bırakır mısın lütfen?" dedim gülümseyerek, hoşuma gitmişti...

"Hoşuna gitti, neden sana küçük kızıl demeyi bırakayım ki?" sağ elini boynunda gezdirdi, ardından gözlerini kırptı... Güzel gözleriniz varmış bayım...

"Evet hoşuma gitti, kara." dedim gözlerimin gülümsediğini hissediyordum. Bakışlar da gülümserdi.

"Kızıl ve Kara, hiç başlamamış bir hikayenin sonu gibi."

"Ya da başlayacak olan bir hikayenin olmayan sonu gibi. Sonsuz sonlar da olabilir. Alper Karayel." dedim yataktan kalkıp yanına oturdum.

"Bana sarılır mısın?" yeni tanıştığım birinin bana sarılmasını hiç isteyeceğimi düşünmemiştim. Ama şu anda bir omuz arıyordu ruhum. Küçük bir çocuk gibiydim, bana biri iyi davrandığı zaman onu ailem yerine koyuyor ve onlara çok değer verip bağlanıyordum. Çünkü ailem bana hiç değer vermemişti, küçük sevgi kırıntılarına muhtaç değildim. Fakat sarılmak, benim hiç kapanmayacak olan yaralarımın kabuk bağlamasını sağlıyordu.

FARZ-I MUHALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin