"Gerçekten bir off çeksem karşıki dağlar yıkılacak ya; ne zahmetli..." dedi genç kazekage, kendini kağıtların içinde boğuluyormuş gibi hissederken.
"Mızmızlanmayı bırak, Shikadai. Bu sorumluluğu almayı sen kabul ettin sonuçta." dedi kuzeni ve aynı zamanda danışmanı olan Shinki, yeni bir sürü daha kağıdı masaya bırakırken.
"Yalnız, sen kazekage olmak istemediğini söylediğin için ben buradayım lütfen bunları göz önünde bulunduralı-"
"Sen bugün Konohagakure'ye gidecektin sanki?" dedi Shinki, kuzeninin lafını bölerek ve aynı zamanda konuyu dağıtarak.
"Aaaa doğru, hatırlamak çok zahmetli olduğu için unuttum." dedi yan bir gülümsemeyle Shikadai, kafasındaki kazekage başlığını çıkarırken. "Buraları birkaç gün idare edebilirsin, değil mi?"
"E herhalde, git hadi de kafa dinleyeyim biraz."
"Açık sözlülüğün... Hayranlık uyandırıcı." dedi Shikadai, kazekage ofisinden ayrılırken.
-----------------------------------------------------------
Mezarlar... Her nasıl bir durum içerisinde olursa olsun etkilerdi ister istemez bir insanı. Kasvetli havası, en mutlu ve enerjik bir insanı bile mum gibi yapıp, en duygusuz olarak nitelendirilen birini bile ağlatabilirdi. Tanımadığın bir insanın cenazesini görmeyi sağlayıp üzerdi seni ya da bir yakınını kaybeden insanı görüp ağlamana/üzülmene yol açardı. İster istemez empati kurmanı ister ve sağlardı. Gün geldiğindeyse empati kurup üzüldüğün kişinin yerine sen geçerdin.
Annesinden kendisine geçen zümrüt gözlerinden birkaç damla yaş akarken önündeki iki mezar taşına baktı:
Nara Temari ve Nara Shikamaru...
"Beni bu dünyada bırakıp gittiğiniz için bir tık kırgınım doğrusu ama..." buruk da olsa bir gülümseme sundu genç oğlan:
"Sonuçta cennette buluştunuz, öyle değil mi?"
**************************************************************
Göz kapaklarını yavaşça araladı Temari. Beyaz tavan...
Ne oluyor lan?!
Yerinden doğrulmaya çalıştığında kolundaki serum onu durdurdu. Neden buradaydı ve ayrıca en son rüyasında öldüğünü mü görmüştü? Yanına baktı, doğal olarak Shikadai'nin beşiği yoktu. Karnına baktı, hamile de değildi?.. Şu an hangi zaman dilimindeydi ve neden hastanedeydi? Gram fikri yoktu. Ağzındaki oksijen maskesini şimdi fark etmesi de bir garipti...
Yanındaki nefes alıp verme seslerini duyduğunu güzel zümrüt gözlerini o tarafa çevirdi. Kankuro'ydu bu.
Kafasında olayları toplamaya çalıştı: Şu an hastanedeydi, refakatçi olarak da Kankuro vardı. Ancak en son Shikadai ile birlikte değil miydi? Nasıl, nerede, ne zaman?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Özlem ~ShikaTema~
Fanfiction"Özlem duyuyorum, ağlak bebek... Sana çok özlem duyuyorum..."