-1-

191 26 10
                                    

Bir ölü, yedi şüpheli...

Dün gece gelen ihbarla birlikte çöp konteyneri içinde ölü bulunan Choi Beomgyu vakası üzerine otopsi sonuçları bunun bir cinayet olduğunu doğruluyordu.

Ceset üzerinde ve çevresinde hiçbir delil bulunmamasına karşın ailesi ile olan sorgulamada ve şahsın incelenen telefon gibi eşyalarından öğrenildiği üzere şüpheli olabilecek kişiler farklı odalarda, sorgulanmak için beklemeye alınmışlardı. Şaşırtıcı bir şekilde bu kişiler yakın arkadaşlarıydı kurbanın.

Soruşturmadan önce elindeki belgelere göz gezdirmek üzere sayfaları çevirdi polis memuru.

Choi Beomgyu... On sekizlerinde bir genç henüz. Lise sona gitmekle beraber, sorunsuz bir okul hayatına sahip görünüyordu. Dersleri ve okuldakilerle arası da iyi gibiydi.

Yaşıtları tarafından kıskanılacak bir hayata sahip olması beraberinde ondan nefret edenlerde vardı ama onların hiç birinin Choi Beomgyu'ya tırnağıyla dahi dokunamayacak şekilde korkuları vardı. Güçlü bir aileye sahip olmasıyla birlikte dokunulmazlığa sahip gibiydi çünkü.

Ölüm şekline gelecek olursak birkaç ağır darp izi ve bir kez bıçaklanma ile kan kaybından ölümdü. Öldürüldüğü sokakta konteynere atılmıştı ve çevre sakinlerinden birinin çöpünü atmaya gittiği sırada kurbanı fark etmesiyle her ne kadar hastaneyi arasada Choi Beomgyu orada çoktan yaşamını kaybetmişti.

Mantıklı bir açıklama bulamıyordu memur bey. Güzel bir hayata sahip olan biri nasıl bu kadar basit bir şekilde öldürülebilirdi? Üstelik bu kadar korunaklı biriyken...

Derin bir nefes aldı ve elindeki dosya ile soruşturma odasına ayak bastı.

Ortadaki masanın sandalyesinde oturmuş, tavandaki tek lambanın ışığını sarı saçlarından odaya yansıtan genç, gözleri ağlamaktan şişmiş, harap bir halde karşısındaki cama bakıyordu. Kang Taehyun... Öğrendikleri üzere uzun süredir Choi Beomgyu'nun sevgilisiydi.

Karşısındaki sandalyeyi çekip oturdu Bay Jung. Birkaç kişisel bilgiyi Taehyun'dan temin ederek asıl sorguya başlamadan önce boğazını temizledi.

"Baş şüphelimiz sizsiniz Bay Kang. Şahsın yani sevgiliniz Choi Beomgyu'nun son konuştuğu kişi olmakla beraber aranızın da limoni olduğunu öğrendik. Ne diyeceksiniz bu duruma?"

Taehyun'un gözleri kırmızının her tonuna bürünürken sert bakışları daha da geriyordu ortamı.

"Dediğiniz gibi, biz sevgiliydik ve her ilişkide olduğu gibi bizim aramızda da tartışmalar oldu. Ben suçlanacak son kişi bile değilim. Yanlış yerden başlayarak zaman kaybediyorsunuz."

Sesinde bir duygu barınmadan tekdüze konuşması Bay Jung'ı şaşırtmıştı. Karşısındaki şüphelinin bu durumda böylesine soğukkanlı konuşması onu bu davadan neler çıkacağına dair daha çok merak etmesine sebebiyet veriyordu.

"Madem yanlış yerdeyiz, bizi doğruya yönlendirebilecek şeyler de biliyor gibisiniz. Haksız mıyım?"

Taehyun gözlerini kaçırarak büyük bir hataya düşse bile anında toparlanarak tekrar memura baktı.

"Doğru yolu bilmediğim aşikâr. Fakat sizin de bir 'baş şüpheliden' beklentiler içinde olmanızda bilgisizlik yolunda tıkalı olduğunuzu gösterir."

Bay Jung, bu sözlerin doğruluğu karşısında kafasını eymemişti elbet. Yargılayan oydu, yargılanan değil. Ama işleri kızıştırmak da işine gelebilirdi.

"Bizim 'bilgisizliğimiz' üzerine sizin bilgi vermemeniz sevgilinizin ölümü hakkında içinizin rahat olduğu konusunda bizi ikna eder açıkçası."

Masanın üstündeki kelepçeli eller sıkı sıkıya kapanmıştı. Kan çanağı gözleri kocaman açılmış fakat sakinliğini korumaya çalışıyordu Taehyun.

"Bana laf çarpıtmak yerine işinizi yapın."

Bay Jung dudağının kenarını yukarı doğru kıvırarak gülümsedi.

"Pekala, devam edelim. Öncelikle şahsın odasında bulunan büyük bir oyuncak ayı parçalarına ayrılmış bir şekilde her tarafa dağılmıştı, yırtık ve yanık fotoğraflar vardı. Görünen o ki oyuncağın ve fotoğrafların sahibi de sizsiniz."

Taehyun kaşlarını çatmış ve kısık gözleriyle düşünür bir hal takınmıştı. Bunu beklemediği belliydi.

"Bunun benim yüzümden olması imkansız. Bizim tartışmamız onun bunu yapmasına neden olacak kadar büyük değildi."

"Peki tartışmanızın nedeni neydi?"

"Bu öğrenmeniz için gerekli bir bilgi değil."

"Etkisi olup olamayacağını bilemezsiniz."

Taehyun susma hakkını kullanarak cevabını belli ederken elleri çoktan gevşemiş ve gözlerinden kısa bir anlık hayal kırıklığının geçtiğini ancak görebilmişti memur bey. Duygularını saklasa da içten içe kendini yiyip bitirdiği düşünülebilirdi. Kang Taehyun ayakta kalabilmek için sonuna kadar direniyor gibiydi.

"Madem öyle... Şüphelendiğiniz bir kişi, bir olay veya herhangi bir şey var mı?"

"Her ay... Aynı gün... Bir buket gül gelirdi kapısına."

Taehyun uzun süre sonra gözlerini yorgunca kırptı ve derin bir nefes aldı. 

"Güller... Onlardan nefret ederdi. Özellikle de pembe olanlardan..."

— • —

Umarım becerebilirim
Şahsen okumayı sevdiğim bir tür
Cezbedici olmayacak gibi ama yapacak bir şeyim yoktur...
Baybayınnn

Lovesick || txthypenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin