1. bölüm

690 158 30
                                    

____Yıllarca yazmayı düşündüğüm romanımı sizlerle paylaşmak istedim. Yıldız bırkamayı unutmayın lütfen. Yorumlarınız benim için değerli. Keyifli okumalar.___

Dalgalar hızla vuruyor sahile, o kadar şiddetli ki sanki göğe ulaşacak,  yanı başındaki bankta genç bi kız oturuyor. Korkuyla bakıyorum bi dalgalara bi kıza.       

"Hey kalksana  oradan görmüyormusun?"

Sesimi duymuyor bağırıyorum, yanına gitmek için adım attığımda geri itiyor bir güç beni. Neler oluyor anlamıyorum, etrafta hiç kimse yok ağlıyorum bağırıyorum. Daha dikkatli bakıyorum kıza. Siyah uzun hafif dalgalı saçları rüzgarda uçuşuyor. Oturuyor ama boyunun uzun olduğu belli oluyor. Arkası dönük denizi seyrediyor.

" Hey sana kalk oradan diyorum."

Ama beni duymuyor. Biri belirdi uzaktan uzun boylu ,esmer oldukça kalıplı gülerek kadına yaklaşıyor. Nasıl diyorum oda mı korkmuyor üzerine gelen dalgalardan. Etraf kara bulutlarla doldu birden  yağmur bastırdı. Elimi uzattım göğe  bir damla düştü avuç içime, bi sıcaklık hissettim ama  yağmur değildi bu küldü.

" Beyfendi lütfen oradan uzaklaşın dalgalar çoğalıyor"

O da mı beni duymuyordu nasıl olurdu ki bu. Kadın yanına yaklaşan adama döndü gülümsüyordu. Bense şok olmuş bir  halde genç kadına baktım bu kadın

" nasıl olur? "

Bendim evet bendim bu. Adam usulca oturdu kadının yanına, kadın yasladı yorgun vücudunu, dağ gibi duran adama...

Yataktan öyle bi uyandım ki kan ter içinde kalmıştım. Etrafıma bakındım odamda olduğum için şükrettim nasıl bir rüyaydı böyle. Yanı başımda duran sudan bir yudum aldım.
"Geçti asya , geçti kızım sakin ol alışmış olman lazım artık bu kabuslara."
Kendi kendime teselli veriyordum. Yine yalnızlığım kol geziyordu odamın içinde. Yine duygulanmıştım, çok sulu göz değildim ama kimsesizlik diye bir kor düğümlenmiş takılmıştı boğazıma. Annem olsaydı şimdi saçlarımdan okşar teselli ninnileri söylerdi bana geçip giderdi. Ama şimdi geçmiyordu ben zorla geçirmeye çalışıyordum. Elimin tersiyle sildim yanaklarıma süzülen onca yaşı ama kâfi durmak bilmez mi göz pınarlarıma dolan acı. Bitmedi ama zorla da olsa dindirdim. Telefonuma baktım saat 10 olmuştu nasıl bu kadar uyudum bilmiyorum. Kalktım yatağımın karşısındaki dolaptan kıyafetlerimi çıkardım dolabın kapısını kapatırken gözüm ilişti kenarları kırık aynaya. Ağlamaktan helak olmuş bir ben vardı karşımda. Güçlü bir kızdım ben ailem beni öyle yetiştirdi, ama içimdeki o küçük kız hep ağladı benim. Güldüm aynadaki yansımama
" Topla kendini sen güçlü bi kızsın" Ağzımı kulaklarıma kadar ayırdım, kendi yanaklarımı sıkıp sağ sol yapıyordum  evet kendi kendimi seviyordum şuan. Dışardan gören deli derdi az önceki kızdan eser yoktu ama ben buydum işte kendi küllerinden yeniden doğan. Duşa girip çıktım saçlarımı maşayla hafif dalgalandırdım , göz kalemi biraz rimel ve vazgeçemediğim bordo rujumu da sürüp çantanın içine attım. Telefonumu alıp saatimi taktım ve evden çıktım. Kahvaltı gibi bir alışkanlığım yoktu, kafeye oturup sert bir kahve içip kendime geldim. Bugün pazardı ve ben pazar günlerini hiç sevmezdim. Evet birçok arkadaşım vardı ama bu günü aileleriyle geçiriyorlardı. Yine de şansımı deneyecektim en yakın arkadaşım edaya mesaja attım.

" Her zamanki kafedeyim işin yoksa takılalım."

Çok geçmeden cevapladı eda bazen bu kızın telefonuna yapışık olduğunu düşünürüm.

" Tamam 20 dakikaya orda olurum." 

Edayla üniversitede tanıştık edebiyat bölümünde okuyor ben bir üst sınıf mimarlıkta okuyorum. Okula ilk geldiğinde ben koridorda broşürleri inceliyordum oda bana birkaç soru sormuştu bende ona sana eşlik edebilirim istersen seni götürebilirim demiştim. Birlikte kafeterya,  dekanın odası sağ sol derken  birbirimizle kaynaşmıştık. O gün bugündür sıkı dostuz.  Eda kafeden içeri girmişti yanında tanımadığım genç bir çocuk vardı okulda da görmemiştim aceba akrabası mıydı?
Ayağa kalktım sarıldık.

Duman KarasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin