6. Bölüm

197 85 8
                                    

Nasıl bir şeyin içine düştü bu yorgun kalbim? Daha neler görebilirim ki herşeyi yaşadım ben, derken üstüne kat ve kat fazlası eklendi. Artık daha ne olacaklarda gözüm.
Fazlaydı bu çok fazla. Mutlu bi ailem yoktu benim, çocukluğumu yaşayamamıştım bile. Beni benden çok seven bir annem vardı sadece. Üç kişilik bir aileydik. Adı aileydi, evet maddiyat olarak çok iyiydik istediğim herşey alınırdı, her çocuğun hayali olan o oda benim odamdı hatta. Ama ben tek bir şey istedim o da babamın sevgisi. Gözlerinin içine bakardım hep. İşten gelip bir tebessümünü bekledim, başımın okşanmasını kaç kez rüyalarımda gördüm. Fakat acıdan başka birşey katmadı babam bize, annemi defalarca dövdü, aldattı. Yüreği güzel annem daha fazla dayanamadı bu olanlara kaç kez boşanmak istedi ama babam bizi asla bırakmadı. Bir gün yağmur gökten boşanırcasına yağıyordu.17li yaşlarımdayım, babam her akşam olduğu gibi yine içkili gelmişti eve annem şöminenin başında onu bekliyordu hep beklediği gibi. Bir saat öncesinden beni hadi kızım geç oldu yat artık sabah okulun var diye yatağa göndermişti, kokumu içine çeke çeke birkaç kez öperek. Odama geçmiştim ama içim huzursuzdu. Yine kavga edeceklerini adım gibi biliyordum, uyuyamadım döndüm durdum yatakta. Kapının açılma sesini duydum. Sonrası bağrış, çağırış, kırılma sesleri. Yatağımın en köşesine sinip bacaklarımı iyice kendime çektim olduğum yerde sallanıyordum. Bittti ,geçti ,şimdi bitecek. En son duyduğum annemin çığlığı oldu, sonra etraf sessizliğe büründü. Usulca araladım odamın kapısını korkuyordum, ağır adımlarla merdivenlerden indim. Babam dizlerinin üstüne çökmüş iki eliyle başını tutuyor öylece karşıyı izliyordu. Biraz daha ilerledim
"anne".
Annem öylece kanlar içinde yatıyordu. Ortada bir bıçak ve her yere dağılmış cam vazonun parçaları. Çok geçmeden siren sesleri duyuldu ambulans ve çokça polis geldi. Annemin başına gelen kadın hemşire bi süre onu kontrol etti , diğer hemşireye bakıp kafasını iki yana salladı. Annemi alıp götürdüler bu annemin evin kapısından son çıkışıydı. Ben bunu idrak ettiğimde artık çok geçti. Babamı da polisler götürdü. Babama göre annem kendi canına kıymıştı, ama ben buna hiç inanmadım. Annemin yerini ben almıştım babam artık beni dövüyordu sebepsiz yere ,hiç sesimi çıkaramıyordum. Gerekmedikçe konuşmuyorduk , yüzüne bile bakmıyordum. Evimizi değiştirdik , babam tüm parasını içkide kumarda yedi bazen bazı günler birkaç kadınla dahi gördüm onu ama hep görmezden geldim. Aradan bir sene geçti annem öleli ,aynı gün bir telefon geldi. Babam arabanın içinde ölü bulunmuş çırılçıplak bir şekilde. Ağlayamadım bile tek göz yaşı dökmedim onun için. İlahi adalet dedim iyi ki var.!

Asrın'dan

Üniversitede konuşma yapacaktım bugün, bir yandan kol düğmelerimi ilikliyordum, bir yandanda asyayı düşünüyordum o gün onu fazlasıyla kırmıştım. Ama neye bu kadar üzüldüğünü anlayamamıştım. Daha fazla düşünmemek adına iç sesimi susturdum. İşlere yoğunlaşma vakti gelmişti sürekli basit bir kızı düşünmeyecektim ya!

Okula geldiğimde konuşma yapacağım sınıfa geçtim arka fonda beklemeye başladım. Aradan gelip yerlerine oturan öğrencilere bakıyordum. Asyanında bugün burada olacağını biliyordum. Zira sınıfından yaşına, hayaline kadar herşeyini araştırtıp öğrenmiştim. Bugün bu sınıfa gelmeyi de tabiki ben seçmiştim. Ama kendime yediremediğimden ,onun bu sınıfta olmasını sadece bir tesadüf diye adlandırıp kendimi geçiştirmiştim.
Gelmişti hızla kalemlerini çıkarıyordu, terden boynuna yapışmış bir iki tel saçını geriye atıyordu. Onu ne kadar izledim bilmiyorum ömer beyin adımı zikretmesiyle kendime geldim ve konuşmaya başlamak için kursiye geçtim. Gözlerinin üzerimde olduğunu biliyordum hatta şuan şaşkın ifadesini bile görebiliyordum ona bakmadan. Herneyse konuya odaklanmalıydım. Asyanın fırsatı kaçırmayacağını tahmin ediyordum. Ve o sorularını acımasızca yöneltiyordu. Bir yanım nefret ediyordu bu kızdan, hayatıma girdiğinden beri alt üst etmişti beni. Bir yanımsa hep onun su misali duruşunu seyretmek istiyordu. Arafta kalıyordum, tanımadığım duygular tüm vücudumu esir alıyordu sanki ama yenilmeyecektim ben yenilmezdim.
Verdiğim cevap karşısında sinirle çıkıp gitti asya. Birkaç dakika sonra konuşmayı bitirip bende çıktım arkasından. Onu aradım konuşmak istiyordum bir daha karşıma çıkma demek istiyordum. Bir sürü tehditler savurup kendimden iyice nefret ettirmek istiyordum. Asyanın çığlık sesleri ve gözleriyle buluşmam an meselesi oldu. Dudaklarımdan bir parça küfür savruldu. Arabama bindim hızla arabayı takip ettim adamlarıma kim olduklarını bulmaları için plakayı attım. Duyduğum isim karşısında daha da öfkelenip deliye döndüm. Aydın korhun benim biricik abim. Vazgeçmeyecek uslanmayacaktı insanları haraca bağlar ödeyemez hale getirir kendisi için çalıştırırdı. Bir nevi kölelik onlara ne isterlerse yaptırırdı. Telefonu hızla elime aldım defalarca aradım ama bakmıyordu. Diğer tarafa fırlattım sinirle.
" O kızın kılına zarar verirsennnn" dişlerimi sıkıp direksiyona yumruklarımı geçiriyordum.
Abimin meşhur malikanesine geldim kapıdaki korumalar başlarını eğerek geçmemi bekledi. Odasına çıktım adamlarına

Duman KarasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin