Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
⋅•⋅⊰∙∘☽༓☾∘∙⊱⋅•⋅
Hotaru: Neden söylemedin?
Ryusei: Üzülmeni istemedim. Sen öğrenmeden ayırırım onları sandım.
Hotaru: Aferin. Artık hem suçlu, hem boktan, hem mahçup hissediyorum. Nerdeyse Baji'nin ilişkisini yıkıyordum.
Ryusei: Özür dilerim. Sen üzül istemedim...
Hotaru: İyi bok yedin. Resmen orospu gibi hissettim kendimi.
Ryusei: Ya hayır senin suçun değil. Benim suçumdu. Baji'nin sevgilisi olduğunu bilmeme rağmen şan söylememek benim suçumdu. Sevgilisi olmadığını düşünmen benim suçumdu. [Görüldü]
⋅•⋅⊰∙∘☽༓☾∘∙⊱⋅•⋅
Wyvren: Dışarı çık.
Hotaru: Müsait değilim.
Wyvren: O odada kendi kendini yiyerek ağlamana izin vermeyeceğim bahar güzeli. Çık dışarı yoksa ben çıkarım yukarı.
Hotaru: Tamam tamam. Geliyorum.
⋅•⋅⊰∙∘☽༓☾∘∙⊱⋅•⋅
Genç kız kırmızı gözlerini kapatıcıyla kapatmak istedi fakat Wyvren'in kızacağını bildiği için kapatmadı. Üstünde tayt, uzun bir sweatshirt ve Converse ile çıktı. Burnu kızarmıştı ağlamaktan. Kapıya indiğinde kısık gözlerle ışığı açık motora baktı. Sıkıntılı bir nefes verip motordan uzaklaşıp kendine gelen gence baktı. "Gerçekten buraya gelmene gerek yoktu. Ben iyiyim."
Yüzünü avcuna alıp gözlerini silen oğlan sıkıntıyla iç çekti. "Sus ulan, sanki ben bilmiyorum seni. Yürü gidiyoruz." Zorla çekiştirerek kızı motora sürüklediğinde genç kız hiçbir şey demedi.
Kızı önüne oturtup saçlarını öptü. Hızla yola koyulduğunda soğuk rüzgar kıza diken gibi batıyor fakat tepki veremiyordu. Yaklaşık yarım saat sonra ıssız bir yerde durdular. Hotaru'nun adımları bildiği noktaya kadar sanki onun için nefes almak kadar kolaymış gibi adımladı. Onların ağacına vardıktan sonra Wyvren ağaca yaslandı, Hotaru ise oğlanın açık bacaklarının arasına oturup sırtını göğsüne yasladı. Önüne uzatılan mentollü sigarayla başını kaldırdı.
Wyvren gülümseyerek göz kırptı. "Sevdiğin gibi şeftalili."
Genç kız sigarayı alıp mentolünü patlattı. Dudakları arasındaki aromalı duman ciğerlerine kadar işlerken sessizce denizi izledi.
"Senin için topladım bunları bahar güzeli."
"Burası bizim yerimiz olsun bahar güzeli. Senin kadar özel ve nadir bir yer, bana seni hatırlatıyor."
"Bahar gülü hele gel yamacıma. Yeni gelin gibi niye uzak duruyorsun?"
Sigara dudakları arasında titredi. "Ben orospu muyum?" dedi ağlamaklı sesiyle.
Genç adam kollarını kıza dolayıp kendine çekti. "Sen çok şeysin, pırlantasın, güneşsin, baharsın, deniz kızısı, aşkın tanımısın ama asla orospu değilsin. Sakın bir daha duymayayım bunu."
"Başka birisine aşık olmasına üzülmedim ama ilişkilerini nerdeyse bitirdiğime nedense çok üzüldüm ben Wyvren." dedi hıçkıra hıçkıra.
Oğlan kızın saçlarını öpüp sıkıca sardı. "Senin güzel kalbini öperim. Ağlama bahar güzeli, ben herşeyi halledicem."
Genç kız gözlerini koluna silip hıçkırdı. "Neden? Neden seni terk etmeme rağmen gitmedin?" Özlediği kokuyla sarmalanmıştı genç kız. Baji Keisuke'ye aşıktı ama o, yani öyle miydi?
Oğlan gülüp ceketini çıkardı. Kızı sıkıca ceketiyle sararak ensesini öptü. "Çünkü aşığım. Boyu kadar siniri olan cüceye aşığım."
Genç kız çığlık gibi bir hıçkırık verdi. "Cüce değilim!"
Oğlan kızın dizlerinin altından tutup kucağına çekti. "Sen varya cücesin. Ağlamayı bırakmazsan da bunu kabul etmem."
Genç kız gözlerini silmeye başladı. "Ağlamıyorum ki! Sen körsün."
Oğlan kahkaha atıp kızın anlını öptü. "Seni yalancı. Bari inandırıcı bir yalan söyle be gülüm."
Genç kız sinirle yanaklarını şişirdi. "Döverim seni!"
"Dövsene bahar güzeli." muzip sesine karşı genç kız dudak büzdü. "Arsız herif."
