LOC|7|

902 105 127
                                    

⋅•⋅⊰∙∘☽༓☾∘∙⊱⋅•⋅

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

⋅•⋅⊰∙∘☽༓☾∘∙⊱⋅•⋅

Arkadaşlar boş okuyup geçmesek, hani biraz yorum yapsak? Bende okunduğunu bilip daha fazla bölüm yazsam?

⋅•⋅⊰∙∘☽༓☾∘∙⊱⋅•⋅

İki buçuk ay sonra:

Sangu:
Aşkım bayadır konuşmadık, napıyorsun<3

Baji:
Hotaru ile takılıyoruz.
Sen?

Sangu:
Hotaru?

Baji:
Evet, Hotaru.

Sangu:
Hm, yeni bir kafe açılmış gidelim mi?

Baji:
Hotaru ve ben ordayız zaten.
Sende gel istersen ama birazdan kalkıcaz.

Sangu:
O kız ne alaka ya?

Baji:
Çok tatlı bir kız.
Arkadaşımın kardeşi.

Sangu:
Asah'ı kıskanıp inat yapmıyorsun değil mi?
Yani yobazlık yapmazsın tabi sen ama...

Baji:
Asah? Beni niye ilgilendirsin ki?
Neyse Hotaru kızıyor sonra konuşalım.

Sangu:
Of Keisuke ne diyorsun ya?
Sevgilinim ben senin neye kızabilir??
*İletildi*

⋅•⋅⊰∙∘☽༓☾∘∙⊱⋅•⋅

Genç kız elindeki telefonu bırakıp memnuniyetle karşısındaki oğlana baktı. "Tam istediğimiz gibi."

Keisuke önündeki içeceğin pipetini bardağın içinde karıştırıp ofladı. "Rahatsız hissediyorum." Sangu'nun ihanetini öğrendiğinden beri yaklaşık iki buçuk ay geçmişti. Pek bir şey olmadı aramızda. Sadece arkadaş olmuştuk. O gün eve kadar beni bırakmıştı saat akşam diye. Ryusei ile ne zaman buluşsalar benimle de sohbet ediyordu. Geçen gün ise benden yardım istemişti. Kız arkadaşını pişman etmek ve yaşattığını yaşatmak istemişti. Bende yardım etmeyi tabiki kabul ettim.

Surat asıp milkshakemi karıştırdım. "Sen naptın ki? Sadece yaşattığını yaşayacak. Hak etmeseydi yapmazdın." Omuz silkip önümdeki dangodan büyük bir lokma aldım. Tadına bayıldığımı söylememe gerek var mı? Bence yok.

Gözüm dışarı kaydığında parıl parlayan güneşi izledim biraz. "Gözlerin güneşe bakınca yeşil oluyor?" Sesi şaşkın ve meraklıydı. Ona dönüp önüme savrulan saçımı kulağımın arkasına ittim. "Evet gözlerim koyu yeşil ama çok koyu." Gülüp başımı eğdim. "Ryusei küçükken çok kıskanıp gözlerimi kaşıkla oymaya çalışmıştı." Abim diye demiyorum çok çatlaktır.

Gözleri şokla açıldı. "Hassiktir, ne?!" Bağırışıyla oturduğum yerden fırlayıp dudaklarına elimi bastırdım. "Keisuke sessiz ol, insanları rahatsız edeceksin." Utançla kızararak etrafa baktığımda geri çekilip oturdum yerime. Eteğimi düzeltme gereksinimi duyup aşağı çekiştirdim. Üstümde dar, boğazlı beyaz bir kazak, onun altında mini eteğin yarısı kadar yırtmacı olan, siyah etek var. Hava soğuk olduğu için siyah külotlu çorap, beyaz uzun bot ve ceketim de vardı. "Kalkalım mı artık? Eve geç kalırsam annemle babam kızabilir." dedim kolumdaki saate bakarken.

Keisuke ayağa kalktı. "Olur." Bende kalktım ve birlikte kasaya ilerledik. Paramı çıkarmıştım ki Keisuke elimin üstüne elini koyup kaşlarını çattı. "Geri koy onu. Benim yanımda para ödeyemezsin."

Göz devirerek yinede parayı çıkardım. "Saçmalama, ben de ödeyebilirim."

Omuz silkip önüme geçti. "Sana ödeyemezsin demiyorum, benim yanımda ödeyemezsin diyorum." Ardından koca gövdesiyle kasadan uzak kalmamı sağlayıp ödedi. Tekrar bana dönüp kapıya ilerledi. "Yürü şimdi."

Yanından ilerleyip eteğimi düzelterek çıktım kafeden. Güneş parlasa bile çok soğuktu. İçim titrediğinde durağa gelmiştik. Gelen araca binip arka kısma ilerlediğimizde tek boş yer vardı. Keisuke elimi tutup boş oturma yerine oturtmam için kolaylık sağladı. Ona bakıp kaşlarımı kaldırdım. "Sen otursaydın ben ayakta durmayı severim."

Başını iki yanına sallayıp kesin sesiyle konuştu. "Otur orda." Mecburen oturdum. Bir süre birlikte kediler hakkında sohbet ettikten sonra gözlerim biraz ileride, yırtmacımdan bacağıma bakan, yaşlı bir amcaya çarptı. Rahatsız hissettiğim için kıpırdandığımda Keisuke başını çevirip amcaya baktı. Bacağımı kapatacak şekilde durup ceketini çıkardı. Bacaklarımın üstüne serdiğinde aklıma gelen fikirle ona döndüm hızla. "Telefonunu çıkar ve hemen benim üstten fotoğrafımı çek. Hikaye olarak paylaş ve kalp ekle."

Keisuke telefonu çıkardığında uzanıp serçe parmağını serçe parmağıma dolayarak kameranın açısına aldım. Fotoğrafı çektiğinde içimde çırpınan kuşa hakim olmaya çalışıp gülümsedim.

⋅•⋅⊰∙∘☽༓☾∘∙⊱⋅•⋅

Sangu:
➡Hikaye'ye yanıt verildi.
Sikeyim! Keisuke bu ne?!

Baji:
Hotaru.
Çok güzel değil mi?

Sangu:
Neden ceketin kızın kucağında?!

Baji:
Kısa giyinmişti ve rahatsız olmuştu?

Sangu:
O zaman giyinmeseydi amk.
Sanane ya?! Sen nasıl verirsin?!

Baji:
Yobaz mısın Sangu?
Alt tarafı bir ceket, senin Asah'tan üşüdüğünde aldığın gibi.

Sangu:
İkisi aynı şey değil.

Baji:
Haklısın, sen benimkini reddedip Asah'tan almıştın.
Neyse yobazlık yapmaya gerek yok.
Meşgulüm sonra konuşalım.

Sangu:
Gebersin orospu.

⋅•⋅⊰∙∘☽༓☾∘∙⊱⋅•⋅

ロード・オブ・キャッツ || K. BajiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin