∘₊✧──────✧₊∘
Aptal orospu,
Şerefsiz, kahpe, illet, şırfıntı. Öfkeyle adımlarımı daha sertleştirdim. Ne demek voleybol kaptanlığım sırf beden hocasının kızı diye orospuya gider? Öfkeyle spor çantamı soyunma odasındaki sandalyeye fırlattım.
Yumruklarımı sıkıp yüksek sesle çığlık attığımda öfkem çok da gelmedi. Sakince nefes alıp çantamdan klasik kıyafetlerimi çıkardım ve formamla değiştirdim. Kapı aniden açıldığında ve kahkahaları duyduğumda öfkem yine kendini belli etti.
Dışarı çıkmak için döndüğümde o aptal orospu bana çarptı, bilerek. "Pardon, eski lider görmedim." Bok görmedin, sanki bende aptalım.
Cevap bile vermeden seri adımlarla kendimi boğulduğum spor salonundan çıkardım. Önüme bile bakmadan yürümemin sonucu aptal orospunun sevgilisine çarptım. "Bari özür dileseydin!"
Arkamı dönüp dik dik oğlana baktım. Bu herif, o aptalın sevgilisiydi. "Önce o orospu sevgilin benden özür dilesin hakkımı yediği için!"
Öfkeme karşılık öfkeyle karşılık verdi. Üstüme yürümeye başladı. "Ne diyorsun lan orospu?!" Herif benden uzun, bir koysa siker belamı.
"Sen kime orospu diyorsun lan?!" Uçtu herif ama öyle böyle bir uçma değil. Üstünde Baji ile birlikte uçtu. Kahpenin feryadı, üstünde vampirle yerde yatıyordu, vampir de suratını parçalıyordu.
Şaşkınlığımdan kurtulmamı sağlayan şey o aptal orospu Azurni'nin sesiydi. Kei'ye saldırmak için atılmıştı. E bende ona saldırdım, ayrılıp ayrılmadığımız belli olmasa da o benim sevgilim herhalde. "Aptal orospu!" suratına en sertinden, ses çıkacak şekilde bir yumruktu.
Galiba burnunu kırdım.
Sekiz kişi gelip birden Baji ve beni çekiştirdiğinde ben zorlamadan kalktım, Baji ise zorla kalktı. Köpek gibi hırlıyordu adama. Aniden onu tutanlardan kurtulmak için sert bir hareket yapıp beni tuttu. Böyle belimden tuttu, göğsüne doğru çekti, boştaki eliyle yüzümü avuçladı. "İyi misin? O piç kurusu sana dokundu mu?"
Yala beni.
Yutkunup başımı iki yana salladım. "Yok iyiyim, sen iyi misin? Arada sana geçirdiğini gördüm." Dudağı kanıyordu. Ya ben azdım ya da bu herif çok ateşli.
Dudağındaki kanı silip güldü. "Bu piç beni deviremez!"
Lan bu beni terk etmişti, hayırdır?
Bir anda itip çantamı aldım. "Neyse gitsen iyi olur, eski sevgilinle görülmek istemezsin." dedim arkamı dönerek.
"Sen galiba beni yanlış anladın," sözlerine devam etmeden önce bileğimi tutup çekti. "Buraya öyle rastgele gelmedim, seninle konuşmak için geldim."
Ayh! Erkek yiaaa!
Dayanamadım, elimi kaldırdığım gibi suratına sert bir tokat indirdim. Vuruşumla sarsılırken bileğimi elinden uzaklaştırdım. "Sen beni yanlış tanımışsın galiba Baji Keisuke. Ben aptal değilim, beni onu aldatmakla suçlayan birisine gurursuz gibi dönecek değilim."
Ardından küçümser gibi bir bakış atıp beden hocasına baktım. "Şimdi git yoksa başın belaya girer." bir iki adım atıp hocanın önünde durdum. "Hoca-"
Elini kaldırıp sözümü kesti. "Atıldın, bundan sonra takımda değilsin." Aman ne güzel.
İç çekip başımı salladım. "Peki hocam." Aptal herif. Piç kurusu.
Baji'nin ne bok yediğini bilmeden çıkışa doğru ilerledim. Abimin motoru ve beyaz kafası görüş açıma girdiğinde yanına ilerleyip arkasına bindim. "Bundan da atıldım."
"Aferin işte benim kardeşim."
