2

90 8 4
                                    

"...en nihayetinde de yaşamın elimizden alamayacağı tek şey , içimizdeki bizliğin farkında olmaktır. Unutmayın ki siz kendinizi sevmezseniz, aynı şekilde kimse de sizi sevemez. Cloudia Marhow'dan kısaltılmıştır."

Kafamı kaldırıp Profesör Mcgonagall'a baktım.

"Teşekkür ederim bayan Caroline. Bize bunu açıklamak ister misiniz?"

Hayır istemem.

"Tabii. Umm , benim anladıklarıma göre yazar burada bize yaşamdan nasıl zevk alabileceğimizi anlatmaya çalışıyor. Bunu yaparken akıcı bir dil ve de...sanırım bu kadar."

Mcgonagall ayağa kalktı ve ellerini birleştirdi.

"Sana parçayı anlat demedim hayatım. Bana ne anladığını anlat."

Gözlerim uzaklara daldı.

"Başımıza ne gelirse gelsin, hayat bizden ne canlar alırsa alsın ve gerekirse bizi şu hayatta bir başımıza bile bıraksa insan yaşamaktan mutluluk duymak istiyorsa bir yol bulur ve duyar. Lakin ne bir olumsuzluk ne de bir yalnızlık bizim gardımızı düşürecek kadar güçlüyse, en baştan kaybetmişiz demektir."

Mcgonagall gözlerimin içine gururla baktı.

***

"Ne zaman oldu?"

George ile uzun koridor boyunca koşar adımlarla ilerliyorduk.

"Bilmiyorum sanırım ilk ders başladıktan yirmi dakika kadar sonra."

Revirin yanına gelince bizi Bayan Pomfrey karşıladı.

"Bir terslik var Yüce Merlin bir şeyler ters." Dedi.

Ale acele içeri girdik. Harry yataklardan birinde uzanmış ve deli gibi terlemişti. Üstelik ağzından durmadan acı sığırışları yükseliyordu.

"Yalvarırım , izin ver- SİKTİR LÜTFEN. LÜTFEN-" Bir çığlık daha koyuverdi.

Hızla yanına yaklaştım ve elimi alnına koyup konuştum;

"Bana odaklan Harry , benim sesime odaklan tamam mı? Şimdi senden senin için yapması son derece basit bir şey isteyeceğim. Zihnini bana aç tamam mı? Açık tutmanı istiyorum."

Her birimizin bir ayağından veya kolundan tutmamız bir işe yaramıyordu çünkü ayaklarını yatağa şiddetle vuruyordu.

"Yapamam yapamam-"

"Harry bana güveniyor musun? Yapmak zorundasın tamam mı?"

Gözlerimi kapattım. Hadi Maddie bunu yapamayacaksan ne yapabilirsin ki?

"Benimlesin Harry."

"HAYIR HAYIR BENİ RAHAT BIRAK ACIMA SON VER YALVARIRIM!"

"ACINI DİNDİRMEMİ İSTİYORSAN BENİ DİNLEMEK ZORUNDASIN!"

"Harry onu dinlemek zorunda değilsin! Rüya görüyorsun bu bir rüya!"

***

Gözümü açtığımda odamdaki yatakta uzanıyordum. Yanı başımda uyuyan bir Hermione ve biraz yanında eline yaslanarak yine uyuyakalmış bir Cedric vardı. Tam tersi yönümdeki masaya bir bardak su almak için dönmüştüm ki diziminin üstünde uyuyakalmış bir de Draco ile karşılaştım. Su almaktan vazgeçip olduğum yerde uyumaya devam etmeye karar verdim.

Tekrar gözümü açtığımda saat çok geç olmuştu. İlk uyanışımın aksine kendimi daha bitkin hissediyordum.

"Tanrım kıpırdanma. Sana su getireyim."

SILENCE 2 : THE CURSEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin