4

75 8 10
                                    

Akşamüzeri oldu sayılırdı. Bugün kendimi o kadar tuhaf hissediyordum ki bir şey beni içine alıp götürüyordu sanki. Buna rağmen Bitkibilimde elimden geleni fazlasıyla yapmıştım.

"...uzaktan duyduğu ses onu ürküttü!"

Elimle yukarıyı işaret ettim.

"Aman tanrım o da neydi?"

Ellerimizi havada birleştirdik ve etrafımızda dönmeye başladık.

"BECAUSE SWEATHEART , YOU'RE THE BEST! YOU'RE ON TOP , YOU'RE THE BEST PERSON AROUND THE WORLD! BECAUSE SWEATHEART YOU'RE THE MOST BEATIFUL THINGS EVER I SEEN CAUSE SWEATHEART I LOVE YOU MUCH!"

Koltuğun üzerinden onun sırtına atladım ve bütün ortak salonda çocuklar gibi eğlendik.

"Tanrım Cedric sen yaşadığım onca şeyden sonra tanrının bana bir hediyesi olmalısın."

Dedim kendimi kanepeye bırakırken.

"Amma cıvıksınız." Dedi Hermione okuduğu kitaptan başını bir an kaldırarak. Evet aramız bir tık kötüydü.

"Hayır Herm bize göre sen aşırı sıkıcı kalıyorsun." Dedim. Cedric'le beşlik çaktık.

"Merhaba." Dedi Draco otururken.

"Selam bebeğim, ah seni çok özledim."

Koşarak ona sarıldım.

"Biraz odana geçelim mi?" Dedi sessiz olmaya özen göstererek.

Çantasını yatağıma bıraktı ve oturdu.

"Bir sorun yok değil mi?" Dedim yanına kurularak.

"Cedric ile neden bu kadar yakınsınız?" Bu soru yüzüme tokat gibi gelmişti.

"Ne alaka şuan?"

Ellerimi tuttu.

"Hiçbir özel hayatına müdahale etmediğimi biliyorsun. Ama Cedric ile bu kadar yakın olman hoşuma gitmiyor."

Olduğum yerde oturuşumu düzelttim.

"Neden Cedric'e takıldın anlamıyorum."

"Sadece hoşlanmıyorum."

Ayağa kalktım.

"Şuan bana şaka yaptığını söyle." Dedim sinirden gülerek.

"Maddie o çocuk-"

"Senin öldüğüne dair ilk makaleyi okurken yanımda o çocuk vardı Draco!"

Gülümsedi. Gözleri de dolmuştu.

"Bu konuyu daha ne kadar yüzüme vuracaksın bilmiyorum ama umarım bir gün seni korumaya çalıştığımı fark edersin. Ve umarım o zaman bunun için çok geç olmaz." Dedi ve çantasını alıp çıktı.

İnsanları kırmayı ne zaman bırakacağım?

***

"Tanrım Maddie bensiz hayatını asla yoluna sokamayacağını anlamış olman gururumu öyle tatmin ediyor ki."

Gülmeye başladım. Ağzıma bol baharatlı cipslerden iki tane daha attım.

Pansy'yle zaman geçirmek beni çok rahatlatıyordu.

"Bu da yetmezmiş gibi senin yanına gelirken onunla bir kere daha ortak salonda karşılaştık. "

"Ciddi misin?" Dedi bir kahkaha koyuvererek.

SILENCE 2 : THE CURSEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin