episode 2

180 7 11
                                    

*Bölümün başındaki bazı kısımlar Lee DongHyuck için yazdığım kitabın bir bölümünden alıntıdır

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

*Bölümün başındaki bazı kısımlar Lee DongHyuck için yazdığım kitabın bir bölümünden alıntıdır.*

***

Kızgın bir yağın içerisine su dökerseniz yağ patlar ve etrafa sıçrardı.

Hayatı ağzına kadar dolu olan bir canlının hayatına girmek veya ona geri dönmek isterseniz o da size zarar verirdi.

Hayatımın en dolu ve bir yağ gibi kızgın olduğu dönemlerde hayatıma dönmeye, tekrardan girmeye çalışmıştı JooYeon. Yakmamıştım onun canını, yakamamıştım. Cayır cayır yanan odun ateşini andıran hareleri beni etkisi altına alıp ruhumu sakinleştirirken yakamamıştım onun canını.

Bir rüzgâr misali kollarına alıp götürmüştü beni. Kır çiçeklerinin arasında gezdirmişti, kuşlar gibi uçurmuştu, yapraklar gibi dans ettirmişti. Bazen de deli bir fırtına gibi coşturmuştu. Ama en çok havada asılı bir bulut gibi kaldığımız günleri sevmiştim. Hiçbir şey yapmadığımız ve gözlerimizin, kalplerimizin saatler boyu sessizce konuştuğu günleri.

İlk başlarda canını yakmayı düşünmüş ve çok istemiştim. Onu suçladığım zamanlara bunu yapmayı çok istedim. Birilerine tekrardan bu kadar yakın olmak bünyeme ters gelmişti. Kalbim her seferinde bir maratona çıkmışçasına atıyordu. Ama sebebi bu değildi. Kendi yalanlarıma düştüğümde onu da kendimle beraber sürüklemek istememiştim. Onu suçlamayı kendim istememiştim. Ona zarar vermek istememiştim.

Ve daha sonra öğrenmiştim ki ona hayatım boyunca verebileceğim en büyük hasarı çoktan vermiştim. O, görmediği diğer yüzümden nefret ederken gördüğü yüzüm ile ona sevgi veremezdim. Ondan nefret ettiğim, ona kin beslediğim günleri geçirmeye çalışırken nefret etmişti benden.
Hayır. Onu suçladığım için nefret etmemişti benden.

Benden, bizi yarım bıraktığım için nefret etmişti.

Güneş'in, Ay'dan uzak kaldığı gibi uzak kalmak istemiştim ondan. Ve şimdi ise arabasında oturarak önümüzdeki yıkık binayı izliyorduk.

Gökyüzünden yere doğru süzülerek düşen kar taneleri arabanın ön camını kaplarken hiçte acı çekiyormuş gibi görünmüyorlardı. Doğa, insan gibi değildi. Her zaman canımızı yakmazdı ve bizlere zarar vermezdi.

Doğadan bir parça olmak istedim bir anlığına. Kocaman bir çınar ağacı, bir anemon, kırmızı bir krizantem, sarı bir karanfil veyahutta dikenli bir gül. Gökyüzünde salınan yumuşacık bir bulut kütlesi olmak istedim. İnsanlara, çevremdekilere, sevdiklerime zararım dokunmadan sadece bir dakika geçirmeyi arzuladım. Kendi yangınımdan onları uzaklaştırmayı, soğuk dünyamda tekrardan bir başıma kalmayı ve geleceği ateşe vermeyi istedim.

Lavender Field | Lee JooYeon / Xdinary Heroes Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin