[1]

166 14 26
                                    

xu minghao 21 yaşında güzel sanatlar öğrencisi bir gençti sağlık sorunları vardı,aile ilişkileri pek iyi değildi hep ailesi ile olan ilişkisini iyi tutmaya çalışırdı ama ailesi bunu hep engellerdi. Hao hayatında hep bir eksiklik hissediyordu ta ki 3 sene önce konservatuar öğrencisi junhui ile tanışana kadar. Şu hayatta ona destek çıkan tek kişi jun'du. Jun hao'dan 1 yaş büyüktü belki de bundan kaynaklıdır ki jun heo hao'yu hep koruyordu...

"günaydın jun"

"günaydın hao"

"kahvaltı hazırladım gel hadi"

hao ailesi ile anlaşamadığı için tek başına bir evde yaşıyordu ama bazen -hatta çoğu zaman- jun da onda kalıyordu.

kahvaltılarını yaptılar ve giyinip okula yürümeye başladılar. Okula vardıklarında birbirleri ile vedalaşıp bölümlerine ayrıldılar

"görüşürüz jun" dedi hao gülümseyerek

"görüşürüz hao
"

ayrıldılar ve hao bölümüne doğru yürüdü. herkesin ona baktığını hissedebiliyordu bunun nedenini bilmiyordu üniversiteye başladığından beri çok fazla zorbalık görmüştü lisede görmediği zorbalığı üniversitede görüyordu. Kimse onun yanına yanaşmıyordu arkadaşı yoktu sadece jun vardı onun yanında duran

-----------------------

"kimi çiziyorsun hao"

öğretmeni sormuştu

"jun'u"

"sevgilin mi"

"hayır yani şey arkadaşım"

"emin misin? önceki çizdiğin arkadaşlarını hep siyah beyaz tonlarda çizerdin ama jun rengarenk sence de senin için farklı bir anlam içermiyor mu?"

hocası haklıydı,hao da bunun farkındaydı jun'un yeri onda ayrıydı. hao arkadaşlarını çizmeyi çok severdi. genelde lise arkadaşlarını çiziyordu çünkü üniversitede jun dışında arkadaşı yoktu. ve şimdiye kadar hepsini siyah ve gri tonlarıyla çizmişti ama jun rengarenkti. Belkide Jun, Hao'nun içinde hayatına renk veren tek şeydi.

"ders bitti çıkabilirsiniz"

hao hava almak için dışarı çıktı ve bir bank'a oturdu,etrafı izledi. İnsanlar sevdikleri ile vakit geçiriyordu ama hao yalnızdı,gene...

"hao iyi misin? solgun görünüyorsun"

hao'nun dünyası jun ile aydınlanıyordu resmen onu her gördüğünde tüm dertleri gidiyordu

"evet iyiyim başım ağrıyor sadece"

"emin misin"

hao dayanamayıp jun'a sarılıp ağlamaya başlamıştı. Jun ona gerçekten iyi geliyordu

"şşş sakin ol ben buradayım"

hao,jundan ayrıldı ve elindeki saate baktı çoktan dersi başlamıştı kaçırmamalıydı

"jun, ders başlamış gitmemiz lazım"

dedi ve kalktı hao. ve gene insanlar hao'ya garip garip bakıyordu ne zaman jun'la konuşursa insanlar daha da garip bakıyordu ona bunun nedenini hala anlamış değildi neden bir insan bir insana bu kadar iğrenerek bakardı ki?

--------------------

akşam olmuştu tüm dersleri bitmişti hao'nun eve gidip ilaçlarını içmesi gerekiyordu yanına almayı unutmuştu.

eve vardı ilaçlarını içti jun yoktu sanırım bugün gelmeyecekti.

hao hava almak için dışarı çıktı ve sahile doğru yürüdü. geldiği yer sürekli jun le geldikleri yerdi belki jun buraya gelir diye bir kaç saat bekledi ama gelmedi.

hao anlamıştı ki, hao'nun jun'a beslediği duyguyu jun,hao'ya beslemiyordu...

sacrifice | junhaoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin