Duygu ne olduğunu anlayamıyordu. Aylanın ağladığını, diğerlerinin üzüldüğünü görünce doktora çevrilip "Anlamadım? Neden şübhelenmişdiniz ki?"
Doktor Emreye "Kendiniz söylemek istermisiniz,?" sordu. Emre kafasını evet diye salladı. Doktor odadan çıktı. Duygu soru dolu bakışlarla hala Emreyi izliyordu.
"Duygu.." Duygunun yanına oturup elini Duygunun elinin üstüne koydu. "Öncelikle bunu bil ki her zaman biz senin yanındayız ve bunu beraber yeneceyiz"
Duygunun gözleri dolmuştu "Buna eminim. Hastalığım ne?"
"Kanser..."
Duygu gülümsündü ama gözlerinden yaşlar akıyordu. "Her zaman yanımda oldun, Canerde.. eskiden olsaydı belki daha çok endişelenerdim ama artık yeni arkadaşlarımda var. Ben güçlü biri olmaya bilirim ama sizin güçlülüğünüz bana yeter. Lütfen... beni bu hastalıkla yalnız bırakmayın. Tamam mı?"
Kızlar ağlamamak için kendilerini zor tutuyordu.
Duygu taburcu olduktan sonra eve geldiler. Canerle Emrede içeriye geçtiler. Ayla "Ben bi kahve yapayım" dedi "Selin hadi bana yardım et"
Selinle Ayla mutfağa geçtiler. Ayla Selinin üzgün olduğunu anlamıştı. "Noldu sana? Hastanede de böyleydin"
"Hiç Duyguya üzülüyorum işte"
"Kızım bana gelme. Duyguya da üzlüyorsun tamam ama sanki başka bi şeyed-"
"Ayla ben aşık oldum"
"Ne,? Kimee? Bi dakka aşık olduğun içinmi üzgünsün"
"Evet kim olduğunu söylemeye utanıyorum ama.."
"Neden?"
"Pff sorma işte. Çok kötü insanım ben ya"
"Selin ne olursa olsun ne yaparsan yap, ben seni yargılamam ki yalnışsa uyarırım o kadar, söyle kimee?"
"Biliyorum, şey" Selin çok çekiniyordu bi an fikrinden taşınıb "Metin" dedi
"Metin kim kızım?"
Selin verdiği cevaba kendisi bile şaşırmıştı. Doğru-dürüst tanımadığı çocuğun ismini nasıl kullana bildi ki "şey kendim bile tam tanımıyorum dün akşam tanıştık"
"Eee ola bilir yanii, neden utanıyorsun peki"
"Tanımıyorum ya çocuğu o yüzden" Selin kendi konuştuğu yalanlara kendi bile inanmıştı. Arkadaşlarına çok az yalan söyler ama her söylediğinde kendini kötü his ederdi. Bu sefer hem kendini kötü his ediyor hem de kendini inandırmaya çalışıyordu.
"İyi tanışırsınız işte ne güzel, numarası falan var mı?"
"Hayır o panikle alamadım"
"Eee kızım nasıl konuşacaksınız şimdi imkansız mı oldunuz siz??" Ayla kendi dediğine gülmeye başladı
"Şey.. Canerin çocukluk arkadaşıymış"
"İyi hadi gel numarasını alalım" Ayla içeriye geçti. Selin onu durdurmayı denese de başaramadı.
"Caner" Ayla sanki herkes duysun diye yemin etmişti. Caner kafasını çevirdiğinde Selini endişeli gördü, soru dolu bakışlarını Aylaya çevirdi. "Metin çocukluk arkadaşınmış"
"Evet ilk okulda aynı sınıfta olmuştuk, noldu ki?"
"Numarası var mı sende ya Selin almayı unutmuş" Emre hemen kafasını çevirip Aylaya öfkeli bakış attı
"Sana ne kızım, hem yerimi şimdi"
Ayla, Emreye göz devirip Canere yöneldi "Sonra ben alırım senden"
Canerin üzgün olduğu çok belli oluyordu
Bi taraftan herkes Duyguyu düşünüyordu. Onun hayatta kalıp kalmayacağını bile bilmiyolardı. Belkide Duyguyla geçirdikleri son aylardı..
Duygu herkesin ona acıdığını gözlerinden anlaya biliyordu. Artık dayanamayıp sessizliği bozdu.
"Aaaaa ama yeter artık bu ne hal. Ben hiç sizin kadar üzülemiyorum arkadaşlar. Üzülmeyin lütfen, siz böyle olunca bende korkuyorum, siz güçlü olmalısınız ki bende olayım" Selin elini Duygunun eli üzerine koydu "Haklı arkadaşlar kendimizi toparlayalım, hem bizim Duyguyla yeteri kadar anımız yok ki bırakmayız onu demi"
"Evet haklı bizim doğru dürüst anımız yok, ve bizim bu anıları çoğaltmamız lazım" Damla muhteşem fikiriyle kendini odanın ortasına attı. Selin Damlanın böyle mutlu olmasına mutlu oluyordu ama kalbine de dur diyemiyordu..
"Hadi gelin oyun oynayalım"
"Ne oyunu?" Rüya sordu
"Bilmem onuda siz düşünün"
"Bu kadar beynini zorlama" Selin alaylı şekilde konuştu "tamam oyun fikride benden olsun o zaman, şu İtalyan oynu vardı ya yapmadıysan rakı içiyordun yaptıysan içmiyordun onu oynayalam mı?"
"Rakı mı içicez gerçekten? Muhteşem fikirmiş" Damla da aynı şekilde Selinle dalga geçti
"Tamam kızlar bizde su içeriz, hadi sularınızı hazırlayın" herkes Canerin dahiyane fikriyle anlaştı ve karşılarına bir bardak su koydular
Caner oyunu başlatdı "Ben yüzmeyi bilmiyorum" Selin ve Damla dışında herkes suyu içti.
"Çocukluktan biz çok gidiyorduk ya denize, Seline de ben öyretmiştim""Evet hatırlıyorum, beni boğuyorsun sanıp ağlamıştım"
Kahkahalardan sonra Rüya devam etti "Ben her zaman arkadaşlarıma karşı dürüst oldum"
Emre ve Damla dondu, Selininde az önceki gülümsemesi solmuştu. Ama kendini toparlayıp suyunu içti. Emrede Damlaya yavaş sesle "hadi" dedi.
Artık 10 dakikaydıki oyun devam ediyordu. "Tuvalette nöbet tutucaz birazdan, artık bitirsek mi?" Ayla gülmekten konuşamıyordu
"Olur ama Duygu hiç söylemedi birini de o söylesin" Rüyanın enerjisi bitmek bilmiyordu
"Tamam o zaman.. ben hiç sizden bişey saklamadım" Duygu sanki son sorunu bilerek verdi. Oyun boyunca zaten gözü Damla ve Emredeydi
"Arkadaşlar ben, daha doğrusu biz.." bakışlarını Emreye çevirdi "sizden bir şey saklıyorduk, onu söylememiz lazım artık, çünki ben daha fazla saklayamam, olmamış gibi davranamam"
Ayla yaslandığı koltuktan öne çekildi, sakin kalmaya çalışıyordu "Ne saklıyorsunuz?" dedi. Herkes merakla Damlaya bakıyordu.
"Bizim kutlama yaptığımız gün, hani ben gitmiştim ya bakkala. İşte eve döndüğümde.." Damlanın gözleri dolmuştu.
Emre onu böyle görüp "Anlatmak zorunda değilsin" dedi
"Hayır, hayır anlatsın. Bu zamana kadar bizden bir şey gizlemesi suç zaten" Ayla artık kendini tutamıyordu.
"Tamam, anlatıyorum. Sokağın başında biri vardı. Yüzü kapalıydı ama göremedim, üstüme doğru gelmeye kalkıştı, taciz etmeye" Damla Emreye baktı "Emre kurtardı beni.."
Baya uzun zaman oldu bölüm atmadığım.. Bu kadarıyla yetinin yakın zamanda yeniden atıcam iyi okumalarr✨️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kapının ardındaki yüz
Romance5 arkadaş yeni bi eve taşınıp, yeni bir hayata başlıyorlar. Peki bütün zorluklara rağmen bir birilerine sadık kala bileceklermi? Selin - kızlar arasında en büyük ve iradeli olan, genelde sorunları o idare eder. Ayla - aralarında en duygusal kız sev...