Before I Die

115 15 0
                                        

   Arabadan inip arkamdan kapıyı kapattığım sırada restorana doğru seri adımlar atmaya başlamışken, Zayn hızlıca bana yetişmiş, tek elini belime yerleştirerek beni yönlendirmişti. Restoranın geniş kapısından içeri girerek, Zayn'in garsonla yaptığı kısa görüşmesinden sonra bizim için rezervasyon yaptırdığı masaya doğru ilerlemiş, karşılıklı oturmuştuk. Kısa bir sipariş sekansının hemen ardından, günlük sohbetlerle geçen bir saatin sonrasında fazlasıyla iyi bir yemekle doldurduğumuz karınlarımızla beraber usulca şaraplarımızı yudumluyorduk.

   Gözlerim üzerinde gezinirken fazlasıyla iyi göründüğünü inkâr edemezdim. Üzerine tam oturan takım elbisesi, itinayla düzeltilmiş gibi görünen biçimli sakalları ve uzun kirpiklerinin ardından bana attığı yoğun bakışları ile karnımda anlamını bilmediğim bir sıcaklığın oluşmasına sebep oluyor ve bu kafamı karıştırıyordu. Çok güzel bir adamdı.

   Aldığı derin bir nefesin ardından, elindeki kadehi masaya bırakarak rahat bir tavırla arkasına yaslanmış, hafifçe mırıldanmıştı.

"Her şeyi bütün netliği ile öğrenmek istiyorum." Sonunda beklenen konuşmanın yaşanacağı ana gelebilmiştik. Yutkunup sandalyemde daha dik bir oturuşa geçtikten hemen sonra, ben de tıpkı onun gibi kadehimi masaya bırakmış, kollarımı masaya yaslamıştım.

"Senden istediğim tek şey anlattıklarımın içinden kendi kendine anlamlar çıkarmayıp aklına oturmayan kısımları direkt bana sorman. Eğer bunu yaparsan aramızda herhangi bir yanlış anlaşılma olmadan konuşmaya devam edebiliriz." Zayn gözlerini yüzümde gezdirirken usulca başını sallamıştı. Derin bir nefes alarak sordum.

"Nereden başlamamı istersin?" Omuz silkip mırıldandı.

"En başından." Başımı salladım ve aklıma ilk gelen cümlelerin dilimden dökülmesine izin verdim.

"Sana bunu zaten söyledim, Bay Gier'ın kafesinde çalışmaya başladığım zaman onunla tanıştım. Zaten ben orada çalışmaya başlamadan önce de Yaser ara ara Bay Gier'ı ziyaret ediyormuş." Zayn başını sallayarak onaylayınca yeni bir nefes alarak devam ettim.

"Babanın edebiyatı ne kadar çok sevdiğini bilirsin, benimle olan irtibatı da o noktada başladı. Bay Gier'ın ona beni tanıtırken ilk söylediği şey edebiyat okuduğum olmuştu. Bu tabii ki de babanın ilgisini çekti." O anları hatırlamak yüzüme küçük bir gülümsemenin yayılmasına sebep olurken üzerime çöken hüzün tanıdıktı.

"Çoğu zaman sohbetlerimiz kitaplar üzerinden oluyordu. Kendi hayatından o dönemde çok nadiren bahsederdi. Fakat zamanla birbirimize olan güvenimiz arttı ve Yaser'in kafeye gelişleri sıklaştı. Başlarda sadece birkaç haftada bir oraya uğrarken, sonradan bir düzen oturtmuş, haftada bir gelmeye başlamıştı. Ve artık sebebi beni görmekti." Dikkatle Zayn'in yüzüne baktığım zaman orada önyargı kırıntıları görmeye çalışmıştım. Fakat umduğumu orada bulamamak, kendimden daha emin konuşmama sebep olmuştu. Sadece dinliyor ve anlamaya çalışıyordu.

"Beni o dönem kimsenin yapamadığı kadar iyi anladı. Ne anlatırsam dinledi, anlattıklarım hakkında düşündü, benim iyiliğim için yorumlar yaptı. Önerilerde bulundu. Ve ben onun yapmamı söylediği hiçbir şeyden pişman olmadım. Aramızdaki samimiyet arttı, önce arkadaşlığa sonrasında ise dostluğa döndü." Zayn başını iki yana sallarken kafasını karıştıran soruyu sordu.

"Benim anlamadığım nokta şu; neden bize senden bahsetmemeyi seçerek seni gizli tuttu?" Gözlerine ilgiyle bakarken ona asıl gerçeği söyledim. Artık kartları açık oynuyorduk.

"Aslına bakarsan baban size benden bahsetmiş." Zayn'in kaşları anında havaya kalkarken yüzüne yerleşen şaşkınlığı saniyesi saniyesine yakalayabilmiştim.

All Too Well / z.mHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin