¡9!

17 2 6
                                    

mira'nın alaycı bakışları arasında elimi ağzımdan çektim ve yutkundum. bunların evimizde ne işi vardı ya?

"merhaba... hoşgeldiniz..."

sesim başka bir yerimden çıkmış gibi dursa da boğazımı temizledim ve koltuktaki babamın yanına sadece popomun ucunu koltuğa koyarak oturdum.

"merhaba oğlum... annen de tam oğlundan bahsediyordu... asal'dı değil mi?"

daha kırklarının başındaymış gibi duran kadın bana gülümserken gergince kafa salladım.

"evet evet... siz?"

"nilay ben. bunlar da oğlum merih ve kızım mira."

"tanışıyoruz biz anneciğim."

mira'nın sevimli olan ama artık bana sevimli gelmeyen sesi kulaklarıma ulaştığımda gözlerimi kaçırdım. rezil olacağım yine, iyi mi?

"öyle mi? nasıl tanıştınız?"

sorma baba. sorma işte. iç çekip ilk önce ben cevap vermek istesen de ağzımı açasım gelmiyordu. ki ben konuşmazken çaprazımda oturan merih elini bacağıma koydu ve bir iki kere vurarak gülümsedi.

"metroda arkadaşlarıyla beraberken tanışmıştık, aynı güzergahta gidiyormuşuz. sağ olsunlar çok yardımcı oldular bize, çok sıcakkanlılardı."

"ay diğer çocuklarla da mı tanıştınız? iyi olmuş sizin için de, okulda sıkıntı yaşamazsınız."

"ne okulu?"

sesim biraz yüksek çıkarken gözlerim etrafı turluyordu. en son merih'e dönüp baktığımda bana doğru gülümsedi.

"eski okulumuz buraya biraz uzak kalıyor. biz de daha yakında bir okula yazıldık. pazartesi başlıyoruz."

başımdan aşağı kaynar su dökülmüş gibi olsa da onun o sinsi gülümsemesine karşılık verdim.

"ah ne güzel... çok sevindirici bir haber."

"evet evet, bence de. pazartesi ve sonrasında okula beraber gitmeye başlarız o halde?"

"ben aslında cenan'la gidiyordum ama-"

"asal? dört kişi gidersiniz ne olacak? cenan da asal'ın arkadaşı, iyi çocuktur ben çok severim."

annem cümlesinin yarısında nilay teyzeye dönmüştü. yüzümü buruşturdum.

"sen cenan'ı benden çok seviyorsun zaten."

"senin aksine onun aklı havada değil çünkü."

gözlerimi kısarak anneme bakmamın ardından merih'in bacağımdan çekmediği elini elimin tersiyle iterek ayaklandım.

"bugün tüm gün dışarıdaydım ve çok yoruldum, izninizle ben uyuyacağım. tanıştığıma çok memnun oldum nilay hanım."

"teyze diyebilirsin oğlum ve izni istiyorsun? uyu sen, biz de çok oturmayacağız zaten. iyi uykular."

"teşekkürler."

gülümseyerek herkese kafa selamı verirken yakından duyduğum sesle merih'e döndüm. telefonunun ekranına vuruyordu. gözlerimiz kesişince gülümsedi ve telefonunu eline aldı.

bir şey demeden odama girip ışığı bile açmadan telefonumla birlikte yatağın içine kıvrıldığımda telefonumun ekranı yanıp sönüyordu.

merih: sürprizimi beğendin mi?
komşun oluyoruz.
cevap versene.
tamam cevap verme.
yarın sabah da kapınıza dayanırım.

yarasal: ne taktın lan sen bana?
ne istiyorsun yine?

merih: kalp kırıcısın.
sürprizimi beğendin mi diyorum?

sayısal loto ¡bxb!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin