Birinci Bölüm

3.9K 138 18
                                    

Merhaba sevgili okuyucum! Umarım güzel bir gün geçirmişsindir. Ve yine umarım bu bölümü okuduktan sonra gününe keyifle dahil olurum. Hikayeye başladığın tarihi buralara tükürürsen çok sevinirim. Hayallerimin dışkısını aşağıya bırakıyorum. Hadi basıp sıvayalım🤗

DELİLERDE AĞLAR, 4 EYLÜL 2018

   Gece karanlığını çarşaf çarşaf sermişti gökyüzüne ama beni yine uyku tutmamıştı. Tavanı izliyordum. O bile karanlıklar ardına gizlenmişti. Etrafta yalnızca nefes alışveriş seslerim geziniyordu. Sessizlik bana her zaman daha gürültülü gelirdi. Çünkü etraf sessizken kafamdaki haykırışlar daha katlanılmaz olurdu. Pürüzsüz bir uykunun özlemini çekiyordum. Gözlerimi yumdum. Zihnimi karalayan tek bir kişi vardı. Kafamdaki haykırışların arasından sadece onunkini net bir şekilde duyabiliyordum.

  "Seni özledim."

   Tüylerim diken diken olmuştu. Korkuyla gözlerimi açtım. O buradaydı. Ağzıma kapakladığı eliyle çığlıklarımı def etti.

   "Şimdi ellerimi yavaşça ağzından çekeceğim ve sen sessiz olacaksın. Anlaştık mı?" dedi ve cevabımı beklemeden ellerini çekti. Nefes alış-verişlerimin düzene girmesine zaman tanıdıktan sonra "Ne istiyorsun?" diye sordum. Tamda istediği soruyu sormuş olmalıyım ki yüzünde tiksindirici bir gülümseme oluştu. Pençeleri yumuşak adımlarla yanağımdaki yerini alacakken refleksle bu temastan kurtuldum. "Seni unutamıyorum." dediğinde gülümsedim. Dün evimize gelen küçük misafir çocuğun bana aşık olmasına gülümseyemediğim kadar. Gülmeye başladım. Geçen gün annemin beni zorla getirdiği komedi filmine gülemediğim kadar. Kahkaha atmaya başladım. Geçen sene babamın kapalı olduğunu fark etmeyip cama kafa atmasına kahkaha atamadığım kadar. Son bir kez daha güldüm. Salatalık gören kediler namına. Ve sakinleştiğimi düşündüğüm bir anda "Bende seni." diyebildim. Gözlerime biriken su taneciklerine sövüyordum. Beni hiçte güçlü kılmıyorlardı. O, verdiğim bu cevaptan oldukça lezzet alırken boğazında kalmasını istediğim birkaç kelime daha sarf ettim.

  "Her gün seni nasıl öldüreceğimi planlıyorum."

  Çok kısa bir an yutkunduğuna şahit oldum. İğrenç kokan bedenini üzerime yığdı. Çırpınışlarıma rağmen kollarımı kafesleyip fısıltıyla "Bebeğim rahatla." dedi. Tükürüğümün her ne kadar ziyan olacağını bilsemde suratına bir tutam fırlattım. Elleri hala kollarımdayken dirseğiyle suratını sildi.

   "Biliyorsun, hiç acıtmam." Ne yaparsam yapayım sakin ve gülerek cevap vermesi beni deli ediyordu. Yüzünü unutmuşçasına incelemeye koyuldum. Hiç değişmemişti. Ensesine yeni yeni değen saçları yine kir içindeydi. Sakalları karmakarışıktı. Kalın düzensiz kaşlarının altındaki koyu kahverengi gözleri açlıkla bakıyordu.

  "Anlaşılan sende beni özlemişsin." Su altında konuşuyormuşçasına boğuk geliyordu sesi. Dudaklarını yavaşça dudaklarıma yaklaştırmaya başladı. Bir santimlik bir mesafede durdu. Nefesini dudaklarıma üfledi. Gözlerini bir an olsun gözlerimden ayırmıyordu. Kollarımdaki hakimiyetini tek eline emanet etti. Diğer eliyle göğsümü kafesledi. Çırpınışlarımı şiddetlendirmeme rağmen o bundan gram etkilenmiyordu. Göğsümü serbest bırakan eli bir süre belimde oyalanıp pijamamdan içeri girdi.

  "Bana güvenebilirsin, hiç acımayacak." Dediklerini algılamak için büyük bir çaba sarf ediyordum. Saniyeler sonra algıladığımdaysa "Ama ben senin için aynı şeyi söyleyemeyeceğim" dedim ve kafamı sol elmacık kemiğine geçirdim. Acıyla inlemeye başladı. Kollarım özgürlüğüne kavuştuğu an onu üzerimden ittim. Öfkeliydim. Odanın ortasında volta atmaya başladım. "Seni öldüreceğim. derken bir yandan da bunu nasıl yapacağımı düşünüyordum. "Ona zarar vermene asla izin vermeyeceğim." Öyle bir bağırdım ki tükürüklerim etrafa sıçradı.

AYDA ÇİÇEK AÇMIŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin