Göz yaşı

164 23 8
                                    

Jimin jungkook'a bintardı. Eve çok hızlı gelmişti. Evin kapısını açıp gözlerinden hala yaş akan ikiliye baktı.
"Noldu?!"
Jin göz yaşlarını silip jimin'e baktı.
"Jimin öğrenmişler!! Yine aynı mumaleri gorucegiz.
Annemiz olmadığını ögrenmisler. Ne yapacagız??
Okul degiştirelim mi? Buraya yakın bir okul daha var oda iyi..."
J hope abisine bakarak
"Yine bizi bulurlar ki?"
Jimin "Kim?"
J hope" Hatırlamıyorum üç kişilerdi. Sadece suga diye biri vardı."
Jin "Bir de namjoon, diğer ismi pek hatırlamıyorum.
Nasıl!!! Nasıl nasıl ögrendiler. Ya okulada dersler?!!"
Jin kafasına vurmaya başlamıştı.
J hope onu tutarak
"Yapma abi..."
İkisi de birbirine sarıldı. Jimin onlara bakıyordu. Gözleri dolmuştu. Onunda kardeşi vardı. Bir zamanlar herşeyden çok sevdiği...
Ama artık yoktu.
Sevdiği herkes onunla beraber jimin'i tek etmişti on yaşında annesi dediği kadın , babası dediği adam, herşey den çok sevdiği kardeşi İu, aşık olduğu kişi onu terk etmişti.
Jimin de kötü şeyler yaşamıştı ama hepsinin üstünden gelmişti. Aşkı beşinci sınıfta kalbinden attı. Anne ve babasına gelince altıncı sınıfta kuzeni jisoo ile bütün servetlerini aldı. Pişman değil di. Hak etmişlerdi. Kardeşine bakması gerekti o paraya ihtiyacı vardı ikisininde ama İu yanında degil di. Gitmişti.
Jin "Jimin? "
J hope "jimin??!"
Jimin omzuna değen elle kendine gelmişti.
"Evet."
Jin"İyi misin?"
Jimin kafasını sallayıp koltuğa oturdu.
"Kim söyledi sadece v Felix ve Kai biliyordu."
J hope"Onlar söylediyse..."
Jin" V yapmaz sonradan bizden özür dilemişti."
Jimin'e bakarak söylemişti.
"Onca yaptıgı şeyden sonra özür dilerse bile ne bokuma yarar ki...
Kesin Felix yaptı. Ondan başka kim yapar ki? Neyse ney.
Ögrenmişler. Siz onlarla muhattap olmayın. Konusmayın cevap vermeyin onların olduğu ortamdan uzak durun. Onlar nedesede ağlamayın.. güçsüz gözükmekyin. Eğer çok fazla derecede rahtsız olursanız şehir degiştiririz."
Jin" Jimin iyi ki bizim yanımızdasın benim j hope yapamadıgım abiligi sen yaptın sana minettarım. "
Jimin" Lütfen kendize dikkat edin. Aglamayın. Ne dselerde . Size vurmaya çalışırlarsa kursta gördügümüz şeyleri uygulamaktan çekinmeyin. Size dokunmalarına izin vermeyin."
J hope"Ara sıra abimden büyük olduğunu düşünüyorum."
Jimin" Zaten akıl olarak büyüyügüm."
Jin onlara cevap vermeden ayağa kalktı.
"Ben yukarı çıkıp uyyacagım. Yarın dinç olacagım kardeşim için. Bundan sonra her gelen dalga geçmiyecek!"
J hope"Bende çıkacağım. Bugün niye bu kadar abartıysak her zaman ki olaylar..."
Yüzünü aşarak ikili yukarı cıkmıştı. Olay abartılmadı. Zaten lisede hep yaşamışlardı. Jimin bugün kü çocuga akıldı. Ona iyi davranmıştı. Onu eve kadar getirmişti. Bir şey borcluydu. Ama ne yapabilirdi ki? Ödevi yapabilirdi resim de iyiyidi.
Yukarı odasına çıkıp gerekli malzemeleri çıkardı.
Şarkı açıp aklına gelen resmi çizmeye başladı.
...
Etraf bakmıstı. Dışarı baktıgında sabah olduğunu görmüştü. Kaç saattir çalışıyordu... Gözleri ağrımıştı. Bu gün okula erken gidip toblolorı renklendirmek gerekti. İkinci derse yetişmesi gerekti. Birini kendine diğerinde jungkook'a çizmişti. Üstünü değiştirip aşgı indi. Arkadaşlarına mesaj yazıp. Evden çıktı. Havanın tenine çarpamasıyla titremişti. Hava soğuk muydu yaoksa daha güneş dogmadıgı için mi? Umursamayıp bahçeden cıkıp çagırdıgı taksiye bindi...
Okula geldiğinde direk inerek. Resim odasına gitti. Tabloları çıkarıp boyamaya başlaldı.
...
Telofonun çalmasıyla işini bırakıp telofonu eline aldı.
Jungkook arıyordu.
"Olo"
"Jimin resim! Resim nolucak!!! Napacagız! Hoca bizi resimden bırakır. Sözlümüze eksi yüz girer."
Jimin gülmemek için kendini zor tutu. Endişeli halini begenmişti.
"Şöyle yapalım okula gel. Orda resim odasında buluşalım olur mu?"
Jungkook" Tabi seni gelip alayım."
Jimin endişeyle
"Hayır.! Gelme!!?."
Jungkook merakla
" Niye ki? Noldu? Bir sorun mu var?"
Ne diyecekti tabloyu söylemek istemiyordu. Süpriz olsun istiyordu.
"Ben evde değilim"
Telefondan sinirli bir o kadar da meraklı ses gelmişti.
"Evde değilsen nerdesin!?"
Jimin iyice paniklemişti. Yalan söyleyemezdi ki meceremezdi ki...
"Arkadaşım getirecek."
Jungkook merakla
"Senin arkadaşın var mı?"
Jimin gülerek
"Tabi ki. Beni götürdügün ev varya orda iki arkadaşımla kalıyoruz. Kardeşler. Ama onlar getirmeyecek."
Jungkook "Kim bu?"
Jimin"Luka"
Jungkook"Tamam."
...
Jimin daha da hızlanarak tobloyu tamamladı. Diğerine baktıgında olmamıştı yarımdı yapamazdı. Onu çöpe attı.Bunu kendi yapmıştı. Çok güzeldi. Anlamıda harikaydı.

 Anlamıda harikaydı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(Aslında böyle bir çizim yok birleşme anları

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(Aslında böyle bir çizim yok birleşme anları.)

Jungkook hızla kapıyı açınca jimin oturdu yerden bağırarak kalkmıştı.
Jungkook jiminin bu haline gülerek konuşuyordu
"Korktun mu?"
Jimin utanarak
"Biraz"
Jungkook gülmeyi bırakıp arkada duran resme baktı.
"Kim cizmiş? Harika ben böyle bir şey çizemem. Sen?
Hangi gurup yaptıysa hocanın yüzünü aldı."
Jimin "Güzel olmuş mu?"
Jungkook "Kimin bu?"
Jimin " Bizim. Ben yaptım hiç uyumadı!. Sen bana yardım ettim bende sana."
Jungkook"Harika çizmişsin. Resim'i seviyor musun?"
Jimin"Hayır."
Jungkook'un telofonun çlamasıyla
Jimin" Ben artık gideyim. Yoksa derse geç kalacagım."
Jungkook kafasıyla onaylayıp telofonu açtı.
"Olo suga?"
Jimin j hopeinin dedigi çocuk jungkook'un arkadaşımıydı?
Jungkook iyi biriydi öyle biriyle arkadaşlık kurmaz. Jimin içindeki seslere teşekkür edip. Dışarı çıktı.

....

Namjoon" vayyy vayyy. Burda kimleri görüyorum? Jin bey. Kardeşiniz nerede? Yoksa dünkü olaydan sonra intiar mı etti?"
Jin arkasını döndügünde yine o çocuğu görmüştü. Sinirle ona baktı. Hoç konuşmadan önüne dönüp okula gitmek için yürümeye başladı.
Kolundan tutulduğunda namjoon'a dönmek zorunda kalmıştı.
Yine dalga geçecek. Sakin ol ve kendini koru Jin kendini koru. Kendini koruman gerek Jin . Kardeşin için."
"Hey sen. Hangi dünyaya gittin?!"
Namjoon'un ona seslenmesiyle. Gözlerinin içine baktı.
"Bırak beni."
Jin ne kadar kurtulmak istesede olmuyordu. Namjoon'un eli dahada sıklaşmıştı ve jinin canı acımya başlamıştı.
"Babanda senin kadar güzle mi?"
Namjoon birden jinin üstüne eğilince Jin refleskle geri çekilirken dengesini kaybedip düşecekken namjoon diğer elini jinin beline geçirdi.
"Düşmek yarlanmak mı? İstiyorsun?"
Jin onun bu haline göz devirerek dikeldi. Ama namjoon belindeki elini hala cekmemişti? Çekmek gibi bir niyetide yoktu.
Jin ne yapacaktı. Yine aglıyacakmıydı. Kendini ve kardeşini ezdirecek miydi? Bu sefer değil.
Namjoon'un kolunda olan elini ısırdı. Müsait bir yerine vurup onu düşürdü.
Namjoon ona sinsi sinsi bakarken Jin konuştu.
" Bana ve kardeşime dokunmaya kalkmayın. Yoksa sonu kötü olur."
Nerden gelmişti bu Cesaret. Tabiki de böyle bir gücü yoktu. Onları dövmesi için kendinden on tane belkide daha fazlası lazımdı.
Daha fazla oyalanmadan. Yürümeye başladı...

Nasıldı... Diğer bölüm sope de olocak. Ne zamandır yeni bölüm paylaşmadım. Hem hesabım yoktu hemde diğer kitabım yeni bölüm yazdım. Yazılılar başlıyor ne zaman yeni bölüm atarım bilmiyorum.
İyi okumalar.
Umarım beğenirsiniz🙃

Geç kalan aşk "JİKOOK NAMJİN, SOPE"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin