Çalışma odasında üst üste tütsüler yakıp, sadece kitap okuduğu sıradan bir günün ardından, üç duvarı kitaplarla kaplı çalışma odasında camın önündeki masasına oturmuş, piposuna en sevdiği tütünü doldurmuş, önünde uzanan ormana bakarak derin düşüncelere dalmıştı Gregor.
Bugün Gregor'um doğum günüydü ancak cüce ırkından hiç kimse bunu hatırlamamıştı -Gerçi diğer ırklardan da hatırlayan olmamıştı, şimdilik-. Cücelerin aptallıklarından ve cahilliklerinden nefret ettiği için hatırlamamaları pek önemli değildi.
Gregor Kadath da bir cüce. Cücelerin arasında pek de yeri yok. Koca bir ırkın içinde tek okuma yazma bilen kişi Greg. Ayrıca kitaplara ve yeni bilgiler edinmeye bağımlı bir cüce. Bu özellikleri yüzünden cüceler içinde sürekli dışlanıyor. Gerçi Gregor'un işine geliyordu bu. Sadece büyük kazılar için çağırılıyor, bu da kitaplarına daha fazla vakit ayırmasını sağlıyordu.
Her ne kadar doğum günlerini umursamasa da içinde bir burukluk var. Yıllardır yalnız olmak Greg'i zaman zaman mutsuzlaştırıyordu. Bir yanı bu mutsuzluğu saçma buluyor, diğer yanı ise yalnızlığın acısını eski bir dost gibi kucaklıyor. Gençken kendi başına vakit geçirmeyi çok severdi. Çalışma odasında saatlerce kitap okumak ve kendine yeni kazmalar tasarlamak en büyük mutluluğuydu. Bunları yapmak hâlâ onu mutlu ve huzurlu kılıyor ama karşılıksız sevgi duyabileceği, onu önemseyen, beraber keyifli vakit geçireceği bir hayat arkadaşı istemesi bu mutluluğu zaman zaman bastırıyor.
Camın önündeki masasınsa piposunu tüttürürken bir yandan bu derin duyguları ele alıyordu. Çoğu zaman hareketsiz olan ormanın sık ağaçlarının dökülmeye başlamış yaprakları nedeniyle oluşan açıklıkta uçan bir silüet gözüne takıldı. Ağaçların üstünden asilce uçan ejderhalar dışında pek canlı gözükmezdi bu civarda ama bu ejderha olamayacak kadar küçük bir canlı. Silüet ağaçların arasından çıktığı anda Mavi Ay ışığı, uzun tüylü, bakımlı ve tüylerinin koyu mordan gece mavisine geçiş yaptığı bir baykuşu ortaya çıkarttı.
Greg piposundan uzunca bir nefes alıp dumanı ciğerlerinin en diplerine ulaştıracak yoğunlukta iç çekti ve ayağa kalktı.
Yaklaşan baykuşu içeri almak için çalışma masasının üzerinden uzanıp camı açtığında saatlerdir tüttürdüğü piposunun hatırı sayılır miktardaki dumanı dışarı boşaldı ve odaya oksijen doldu. İçeriye dolan soğuk hava ve oksijen Greg'i ayılttığı anda, baykuşun rulo yapılıp bağlanmış bir kağıt taşıdığını gördü. Greg'e kazılar için yardım dışında mektup gelmezdi ve bu bakımlı baykuş kesinlikle cücelerin olamaz. Greg'in alışkın olmadığı şeyler ve kanına karışan tütün yüzünden kalbi ağzında atıyordu.
Şaşkınlık ve heyecandan donakaldığı masanın başında dururken baykuş asilce süzülerek odaya girdi. Baykuş odaya girer girmez Gregor'un yoğun kokulu tütsülerini bile bastıran büyüleyici bir koku yayıldı odaya. Greg'in etrafında bir tur attıktan sonra masanın ortasına kondu. Saygı gösterircesine kafasını eğerek, taşıdığı kağıdı Greg'e yakın bir yere bıraktı ve iki adım gerileyip sakince Greg'e bakmaya başladı.
Gregor mektubun cücelerden gelmediğini anladığı anda içini büyük bir heyacan kapladı. Bu heyecanı vücuduna yansıdı ve titreyen elleriyle kağıdın etrafındaki ipi çözdü. Biri küçük, biri orta boylarda iki kağıt masaya düştü. Bu kağıtlardan küçük olan çok eski görünüyordu. Mektupdaki bazı harfler geçen zamana yenik düşüp silinmeye başlamıştı.
İlk olarak kağıtların sağ üst kısmında yazan tarihler gözüne çarptı. Küçük olan mektup 11 Ekim 1212 yılında yazılmış. Neredeyse yüzyıl önce yazılmış bu mektup! Büyük kağıdın tarihi 11 Ekim 1307'idi. Kağıtları masasına koydu ve piposundaki tütünü tazeleyip yaktıktan sonra masasına oturup büyük kağıdı okumaya başladı.
"Çok saygıdeğer Madenci Cüce;
Bugün çok özel bir gün. Bugün Mavi Ay'ın ışığı madenlerinizin en derinliklerine vuruyor! Sizde kabul ederseniz bu sihirli günde madeninizdeki mistik havaya ortak olmak isterim.
Bugünün tarihini size anlatmama izin verin... Bundan 100 yıl önce biz mistik varlıklar bir arada yaşayamazlarmış. Katı bir ayrım varken bir gün sizin gibi madenci bir cüceyle benim gibi bir cadı Mavi Ay'ın ışığında bir madende karşılaşmışlar. Şey... İlk karşılaşmalarında cüce cadıyı kandırmaya çalışmış, cadı da cüceyi hapsetmiş ancak konumuz bu değil elbette. Cüce, cadının esiri olduğu yıllarda esir hayatından ziyade cadıyla bir arkadaş gibi yaşamış. Krallık bu iki arkadaşı soylarının yüz karası olarak isimlendirmiş, lakin bu vaziyet iki dostun pek umrunda değilmiş. Hiç kimseyi önemsemeden kendilerine özgü türde mistik çalışmalar yaparak güçlerini geliştirmişler.
Elbette kimse bıraktığınız gibi durmuyor. Bu iki dostun yakınlığı halk arasında kargaşaya yol açmış. Onaylamayanlar olsa da bu sınıf ayrımını ortadan kaldırmak isteyen bir kesim ortaya çıkmış. Bu grup gün geçtikçe kalabalıklaşırken isyanlar cadı ve cücenin kulağına kadar gitmiş. Böylesine büyük bir hadiseye sebep olmak ilk başta ikisini de ürkütse de yaşadıkları Innsmouth dünyasını değiştirme fırsatını yakaladıklarını fark edip ufak bir münakaşadan sonra isyanlara öncülük etmeye karar vermişler. İsyanlar bu iki dostun önderliğinde çok daha hızlı bir şekilde büyürken haftalar sonra kraliyet sövalyeleri ve isyancılar arasında kanlı bir savaş çıkmış. Kılıçlar, büyüler, ejderhaların sırtlarında uçan okçu elfler... Savaş çok çetin geçmiş, isyancılar çok kayıp vermelerine rağmen inandıkları şey uğruna kaybedilen her can güçlerine güç katmış.
Lafı çok uzattım... Uzunuğraşlar sonucunda bu bilgiye ve bu gözü kara önderlerin soyundan geldiğimizi öğrendim... Bu sizin için anlam ifade ediyorsa lütfen bana bir baykuş gönderin. Mektuba ek olarak atalarımın, atalarınıza yazmış olduğu bir doğum günğ notunu ekliyorum.
Vaktinizi çaldığım için bağışlayın.Saygılarımla
Kasabanın Deli Cadısı"Greg okuduğu orta boylu mektubu masanın bir kenarına bırakıp, az önce okuduklarını düşünürken bir kaç dakika bakışlarını tek noktaya kilitleyip sadece piposunu tüttürdü. Mektubu gönderen cadı ve kendi atasının geçmişte arkadaş olduklarını anladıkça gözleri daha da kısıldı ve bu bilgilere nereden ulaştığını merak etti çünkü cüceler okuma yazma bilmediklerinden tarih kayıtları tutmazlar. Cadının bu bilgiyi nereden elde ettiğini anlamak umuduyla diğer mektubu okumaya koyuldu.
"Sevgili Dostum;
Bugün çok özel bir gün! O kadar özel ki hayatımda hiç bu kadar heyecanlanmamıştım. Hayır hayır, bir yerleri patlatmayacağız. Bugün tek dostumun, yani senin, doğum günün!
Normalde böyle şeyler söylemem, duygularımın varlığının kanıtı niteliğindeki bu mektubu saklasan iyi edersin o yüzden.
Her zaman çok yakın, beraber bir şeyler yapabileceğim, uzun yıllar dost kalacağımız biri olsun istedim hayatımda. Fakat kimse "kötü" cadıyla arkadaş olmak istemedi pek... Şimdi sen varsın ama değil mi? Beraber geçirdiğimiz zamanlarda kendimi hiç "kötü cadı" olarak hissetmiyorum.
Normal bir genç gibi eğlendiğimi hissediyorum, çok mutlu oluyorum, beraber gülmemizin yanı sıra beraber de ağlayabiliyoruz. Bunlar en güçlü büyülerden daha paha biçilemez şeyler benim için.
Becerebildim mi duygularımı yazmayı? Umarım rezil olmamışımdır. Arkadaşım olduğun için teşekkür ederim. Nice mutlu yaşların olsun. İyi ki doğdun.Büyük Kötü Cadıdan
Madenci Cüceye"Gregor son satırları okurken gözyaşlarına hakim olamayıp ağlamaya başladı çünkü ilk defa birisi dolaylı yoldan da olsa doğum gününü kutlamıştı. Gregor için bu çok değerliydi ve kesinlikle bu cadıyla iletişimde kalmalıydı. Piposunu boşaltıp, önüne mürekkep, kalem ve bir kağıt aldı. Bunları yaparken cadının bu bilgileri atasının tuttuğu kayıtlardan öğrenmiş olabileceği aklına geldi. Masanın köşesine koyduğu iki mektuba bakıp hafif bir şekilde gülümseyerek gözyaşlarını silip mutlulukla yazmaya başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Youghsot
FantasíaGregor, yaşayacaklarından habersiz doğum gününde piposunu tüttürürken, bilinmeyen bir cadıdan gelen mektup. Ardından gelen özel kazı çağrısı. Bunlar Gregor'un alışkın olmadığı şeyler...