Bölüm - 2

14 5 0
                                    


Biz kadınlar, çok farklı bakış açılarına sahibiz. Yeri geldiğinde tehlikeli, yeri geldiğinde çocuk, yeri gelir çok masum oluruz. Tamamen karşımızdaki insana verdiğimiz değere ve gözlemlerimize bağlı hepsi. Anka kuşu misali küllerimizden doğarız hep. İçimizdeki duygular sadece yansıttığımız kadar bilinir...

Bu akşam hem çok samimi arkadaşım hem kuzenim hem de kardeşim olan Can'ın nişanı var. Bu arada kendisi Mert'le de samimi. Mert kim? derseniz kendisi hoşlandığım çocuk. Kendisi de orada olacak. Mert aynı zamanda kızın kuzeni. Kız tarafı anlayacağınız.

Can hazırlanmamı merak ettiği için şirkette odamdan çıkmıyor. Neden gitmediğini sorduğumda verdiği cevap; sen hazırlanırken etrafındaki insanların koşturmasını izlemek çok zevkli olduğunu söylüyor. Kendisi de hazırlanıp gelmiş.


'' Can''

'' Efendim?''

''Yaşlanınca kırışıklıklarımın sorumlusu sensin.'' Sadece Can'la şakalaşırdık. Birbirimizden başkasına da ihtiyaç duymazyız.

'' Ne yaptım ben ya? Çok güzel cildin var. Ayrıca güzelliğin makyajla iyice ortaya çıkıyor.'' Utanıp gülümsedim sadece. En iyi o anlayıp konuşurdu benimle. Tabi böyle iltifatlar da eder. Ama ben iltifat edilmeye alışık birisi değilim.

'' Liva bu saçlarının uzunluğu ne?'' Ayağa kalkınca kalçamın biraz daha altında olan saçlarımı görmüştü.

'' Kesersin bir ara.'' Kuaför salonları var kendisinin. Aynı zamanda asistanlığımı yapıyor ve birlikte yaşıyoruz. İstanbul'a gelmem Can sayesinde oldu. Bu işi kurmamda tek ve en önemli destekçim. Birlikte yaşamamız ise benim insanlara olan güvensizliğim Can'ın beni koruma isteği doğrultusunda gerçekleşti. Benim ailem 5 yıl önce trafik kazası sonucu öldüler. Can'ın annesi ve amcam ilgilendi benimle. Zaten Can'la hiç ayrılmazdık.

   Makyajım biteli saatler oldu ama saçım bitmiyor. Bitmediği gibi işimi de yaptırmıyorlar. Ben bunları boşuna mı burada yaptırıyorum saçımı makyajımı.  Neyse. Saçım yapılınca elbisemi giymek için kendi odama geçtim. Saks mavisi tek omuzlu kalçamın altında biten bir elbiseydi. Sırtında büyük bir fiyonk ve fiyonkun hemen bitiş noktasından itibaren uzunca bir kuyruğu var. Elbiseyi giyip ayakkabı kutusundan ayakkabılarımı çıkardım. Gümüş rengi tek bantlı yüksek topuklu ayakkabıları giyip odama geçtim.

" Cancım saçlarımı atkuyruğu yapsak? Perçemlerim kalsa önümde sadece?" Can yanıma gelip istediğim şekilde saçlarımı topladıktan sonra nişanın olacağı mekana geçtik. Can'dan ayrılıp amcamın yanına geçtim. Sessiz konuşmalarımız çoktur amcamla. Gözlerimizle anlaşırız. İkimizde Can için mutluyuz. Ama amcamları üzen benim hayatıma birisini sokmamam. Can'dan başka Mert'i sevdiğimi bilen yok.

Nişanın ilerleyen saatlerinde yüzükler takıldı. Can, Can'ın nişanlısı Ece, Mert ve ben nişan sonrası herkes dağılınca bir eğlence mekanına geldik. Can dışında diğer ikisi benim sarhoş olacağıma o kadar eminler ki... Ama dayanıklılığım hakkında hiçbir bilgileri yok. Can'a yan gözle bakıp gülümsedim.

" Sizin seçtiğiniz içkilerden ilerleyelim o zaman. Sarhoş olmazsam içkiler sizden."

İkiside gece boyu içtiğim içkileri seçtiler ama tık yoktu. Yerimden kalkıp gülümsedim. Sarhoş olmadığımı kanıtlayıp mekandan ayrıldım. Artık Can'ın evinden yavaş yavaş taşınmam gerekiyor. Her ne kadar evlerimiz ayrılacak olsa da ayrılmak çok zor olacak.

Hayat kısa... Bizler yaşamanın tadını çıkarmaya çalışıyoruz. Ne kadar becerdiğimiz tartışılır. Her anımız tehlikelerle dolu olsa bile yaşamanın bir yolu vardır. İpuçlarını kaçırmamak gerek. Ailemin yaptığı trafik kazasında aynı arabada olmamıza rağmen benim yaşamam mucizeyken, her olay için bir umut vardır...

————

LivaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin