İ∞ KÖTÜ SÜPRİZ

78 6 0
                                    

Elimdeki anahtarlığa baktığımda bile sırıttım. Peluş bir ayıcık olan anahtarlığımla oynayıp kapıyı açtım . Yukarıda olan odama doğru merdivenlerden çıkarken, ağzıma dolanan lana del rey şarkısını söylüyordum.
I got the summer time , summer time sadness .
Su su su summer time ,summer time sadness
Derken ellerimden birini havaya kaldırınca diğerini indiriyordum. Odamın kapısına geldiğimde derin bir nefes aldım ve kapiyi açtım. Neden bu kadar heyecanlıyım bilmiyiyorum,daha geçen yaz gelmemize rağmen ne biliyim özlemiştim işte odamı. Kapıyı açıp hiçbişeyin yerinin değişmediğini gördüğümde gülümsedim. Biz yokken anneannem ve dedem burada kalıyorlardı. Onlar zaten temelli buradalar kendi evleride bizim evimizin alt caddesinde, bizde evi bir tek onlara bırakıyoruz kışın yazında onlar kendi evlerine geçiyorlar. Odama girip kapalı olan perdeleri sonuna kadar açtım ve kendimi ,üstünde peluş bir pike olan kocaman yatağıma bıraktım .Orada biraz kıvrılıp telefonumla uğraştıktan sonra karnımın acıktığını düşünerek mutfağa indim annem ve babam alışverişe gitmişlerdi. Ben bir şeyler bulma umuduyla buz dolabının kapağını açtığımda , anneannemin yapmış olduğunu anladığım yaprak sarmalarına öyle bir bakış attım ki insan olsa korkarlardı herhalde . Tencereyi elime aldıktan sonra yoğurt olduğunu gördüğümde''' piç smile''' yapıp yoğurdu derin bir kaseye dooldurdum ve tencereyi önüme çektim ,tabağa koymama gerek yoktu çünkü ben şimdi bunlarin hepsini yoğurda batırıp yiyicektim. Son dolmayıda ağzıma attığımda saat çoktan 3:30 olmuştu ve ben tabiki uyuyacaktım . Odama girdiğimde ,elime telefonu alıp annemleri aradım diyaloglarımız her zaman çok kısa ve canımlı cicimli olmazdi . ''' mom yazısını bulduğumda elimi sağa doğru kaydırarak annemi aradım. "Alo ?" karşı taraftan gelen sesle telefonuma daha çok dikkatimi verdim. "Alo.Anne , siz anahtarı yanınıza aldınız mı ?ben uyuyıcağım ve size kapı açmak istemiyorum " diye mizmizlanirken annem " babanla biz geç gelicez Fulyalar restorant açmışlar ve açılışına bekliyorlar sadece 10 dakikalığına eve uğramam gerekiyor , yarım saat daha sabredemez misin ? Bir elbise aldim magazadan cıkıyoruz yarım saate orda oluruz . Hadi bay bay " dediğinde telefonu benim konuşmama izin vermeden nazikçe yüzüme kapatmıştı artık telefonu bir insanın yüzüne kapatmak ne kadar nazik olunabilirse . Ağlamaklı bir ses çıkararak isyan ettim ve laptomu çıkararak google girdim . Supernatural'ı izlemeyeli çok olmuştu, 3. Sezonun 5. Bölümünün son 10 dakikasında kapı calmıştı oflayarak annemlerin geldiğini düşünerek sevindim sonunda rahat bir uyku çekebilecektim. Annem alalacele eve girdiğinde ona gözlerime inanamayarak baktım . Kapıdan girdiğinde elindeki yemek posetlerini bile fırlatmıştı. Ne var sanki bi açılışa gideceği için bu kadar telaşa girmek ? Hayır sen evlisin kime güzel gözükmek istiyosun anlamıyorum , yada bi Sude Beylice kadar zengin olsak diyeceğim hadi sosyeteye güzel gözükmek istiyor oda yok ama. Kafamdaki düşünceleri süpürdükten sonra annemin odasına girdim. Siyah spor bir tulum giymisti. Kum saati şeklinde bir vücudu olduğu için keten altı, bacaklarını streç film gibi sarıyodu. Üst kısmı ise straplezdi . Belinde ince püsküllü bir ip vardı . Altına da siyah süet bi stiletto giymisti .Sarı ve orta boy saçları omuzlarından dökülüyordu ve dalgalıydı.Gözlerinin üstüne çektiği ince eyeliner büyük gözlerini biraz kısıyordu. Son olarak eline de zarif bir şahmeran taktıktan sonra zerafetle bana döndü ,oldukça şık olmuştu. 5 dakikadan beri annemi kestiğimmi farkettiğimde , açıklama bekler gibi bana baktı. Ona islik çalarak "çok güzel , babam seni kıskanmalı " diyerek göz kırptım. Ve bu sefer daha yorgun çıkan sesimle " ama hadi yani biran önce çıkın şu evden de uyuyum. Lütfen . " diyerek belimi iyice kamburlaştırdım. Bana sinirli ve alaycı bakışlarından birini göndererek havalı bir şekilde yürüneye başladı . arkasiından duyabileceği bir şekilde "oh bitch " diye bağırdım . Bitchin anlamını bilmiyordu ,inşallah biliyosa sıçtık. Bana doğru döndüğünde koşarak yanına gittim " anahtarı elektrik kutusunun üstüne koyucam akşam geldiğinizde hiç kapiya vurmayın beni uyandırmayın . lütfen ! "Diye söylendiğimde oda bana " emredersin canim(!) . Eğer acıkırsan şu poşetlerin içinde shinitzel , hazır patates , ketçap mayonez ve kola var yaparsın artık bişeyler" dedikten sonra dışarı cıktı ve yarım saatden beri arabada onu bekleyen babama el salladı.
Arabaya binip uzaklaştıklarında , anahtarı elektrik kutusunun üstüne doğru atmaya çalıştım. İçine girmişdir kapıyı kapatıp hızla beyaz merdivenlerden yukarı doğru çıkmaya başladım. Yolculuğumuzdan beri üstümde olan kıyafetleri çıkartıp onun yerine popomun altında biten siyah bir şort onun üstünede beyaz bir rambo geçirdikten sonra .Sözde topuz olan -ama omuzlarımdan dökülüyor- saçlarımı açarak daha sıkı bir topuz yaptım ve kendimi yatağa attıktan sonra ayağımdaki terlikleri yere fırlattım. Cam açıktı ama cam açık olmasına rağmen evin içi , cehennem gibi sıcaktı. Yatağımın yanındaki komodinimin çekmecesini açarak göz bandımı taktım. Cünkü sabahdı ve bu ışıkta uyumak pek mümkün gibide gözükmüyordu.
Omzumdaki elle uyandığımda elime ilk aldığım şey telefonumdum ,saate baktıktan sonra koca bir "of" çektim. Saat daha 7:45 di ve hangi akılsız beyin özürlü beni bu saatde kaldirmıştıki ? Derken kapıda alayla bana sırıtan Barış' ı gördüm. Yok artik onun burda ne işi vardı ve buraya nasıl girmişti. Kafamdaki düşünceleri vakumlayarak attım ve ona fırlatacak bişey aradım .Elim direk telefonuma gittikten sonra arkamı döndüm ve telefonuma bakarak sesizce "ah bebeğim , çok üzgünüm " diyerek arkamı döndüğümde nerdeyse dibimdeydi. Burunlarımız birbirine değiyordu, aynı nefesi soluyorduk. Aniden geri çekildiğimde, kafasını yere eğdi ve gülümsedi ardından da sağ eliyle ensesini kaşıdı. Bu çocuk benim zaafımı mı yapmıstı şimdi ? Yok canım ,deve ! Yatağımda biraz daha
Geriye gittiğimde , yatağımın çökmüş olan kısmından kalktı ve bana baaktı. Ona tek kaşımı kaldırmış açıklama beklercesine ona bakıyordum. 30 saniye bakışmanın ardından gözlerini kaçıran o oldu ve yüzünü tekrar bana çevirdiğinde " bana öyle bakmayı kes " dedi ve güldü. Bir gülüşü var sanırsın son iki ders beden ( saçmalayan bir aslı , zeynepe selamlar sjsnxkz ). Hafifçe güldükden sonra "gülmeyi de kes sinirimi bozuyo " dedikten sonra daha cok güldüm ama bu sefer birşey demedi. Ona döndüğümde konuşmaya başladım " acaba neden evimize girdin anlatsana biraz ya " diye alaylı bir cümle kurduğumda yine oturdu ve konuşmaya başladı " Yolda yürürken bi anahtara basdım, üstünde peluş bir anahtarlığı olan bir anahtara " diye küçümseyici bi cümle kurdu ve ardından devam etti . Hangi evin anahtarı olduğunu bilmediğim için üzerine ev hakkında birşeyler vardır diye bakdığımda 23 numara yazıyordu ve bu sokakda bir tek 23 numara olduğu için buraya geldim , önce eve girmek aklımın ucundan bile geçmiyordu ama kapıya vurmama rağmen öyle bir uykuya dalmışsın ki kapıyı duymadın bile . Bende eve girip sessizce anahtarı bırakıp çıkıcaktım ama yukarıdan müzik sesi geldiğinde merakıma yenip düşüp buraya geldim ,işte hepsi bu kadar tamam ?
Onun anlattıklarından pek birşey anlamasam bile kenddimce düşünmeye başladım , anahtarı elektrik kutusunun üstüne diye yere atmıştım ve bulup eve girmişti . Yukarıdan müzk sesi mi geliyordu ? Ah tabii ya müzik dinlemeden uyuyamam Bu yüzdende muzik açık kalmıştı ama o geldiğinde ve onu burda görduğümden beri kendimde degildim ve suana kadar hala sarkinin calmaya devam ettigini anlayamamistim . Bana seslenmesiyle ona baktım " şarkıyı kapatmayi düşünüyo musun ? Acaba dedginde hemen cevap Büşra modd : on olarak " Hayır " dediğimde telefonumu eline aldı aklı sıra sarkıyı kapatacakdi . "Noldu sifre varmış dimi " dediğimde "Su sarkiyi kapat " dedi bende bu sefer ikiletmemeye karar verip şarkıyı kapattım. Ben ona aval aval bakarken, o benim gözümün önünde elini sallayarak ona bakmamı sağladı. Ona baktığımda "Şimdi seni bir yere götürüceğim ama, şu üstüne bir şeyler giyin çünküüü" diye ü' yü uzattığında ona gözlerimi devirerek baktım .. Cümlesini devam ettirmeye başladı " çünkü barlar sokağına gidiyoruz. Orala uygun bişey giy gözlerini ortaya çıkart " diyip göz kırpıktıktan sonra gözlerimi devirmemek için kendimi tutamadım. Bende ona " Küçüklüğümden beri burdayım ve giyim tarzını her şeyi biliyorum bana eğitim vermen gerekmez Bay ego yığını" diyip bende ona göz kırptım . Kafasını geriye doğru atıp gülmeye başladı. Yatağımdan kalktığımda ona bakmaya tenezzül bile etmeden , orta parmağımı kaldırarak bende onun yaptığı gibi aynı şekilde güldüm. Giyinmek için kıyafetlerimi seçmem gerekiyordu. Üzerinde Rihanna , Demi Lovato , İggy Azalea gibi ünlülerin buulunduğu panjura benzeyen dolabımı açmamla, üzerime dökülen kıyafetler bir oldu. Bir elimle kıyafetleri dolaba tıkmaya çalışırken kafam Barış'a döndü. Uttanmamıştım ama mahcup olmuştum . Dolaba kıyafetleri iyice tıkdığımdan emin olduğumda , kapattım ve valizime yöneldim. Valizi tamamen boşalttığımda yanıma neden bu kadar az kıyafet aldığım kanısında kendimle tartışıyordum. En sonunda , dapdar bacaklarımı saran en sevdiğim ,popomun altından itibaren bazı aralıklarla kesik olan pantolonumu ,yatağın üstüne attım , onun üstüne de birşeyler araken bu seferde göğsümün hemen altında biten ve üstünde "'Batman"' yazan bi tişort giymeye karar vermiştim . Tabikide Barış'ın dediği kadar kendimle ilgilenmiyecektim sonuçta yarım saatlik bir yere gidiyorduk. Yatağa attığım kıyafetleri sol koluma aldım ve, Tardis şeklinde olan (dış görünüşüde aynı) giyinme klubeme girdim. Dışarı çıktığımda , kendi etrafımda döndüğümde Barış'ın agzı "'o"' şekline dönmüstü. Ona anlamayarak baktiğimda , kaşlarının ortasında bir kıvrım oluşmuştu. Niye kaşlarını çatmışti ki bu ? "Bu kadar açık giyinmek istediğine emin misin ? Tıkış tıkış oolucağız orada ,seni güvenceye alamam "dediğinde muzipçe güldü. Ben ona en sinirli ama en aptal bakışlarımdan atarak " benim senin korumana ihtiyacım yok !" diye ani çıkışım sonrasında, makyaj aynamın onüne geçtim ve aynanın kendi pufuna oturdum . Şefaf çekmecelerimden birinden kapatıcılığı çok az olan bir renkli nemlendirici sürdüm ve elimle dağıttım. Kirpiklerimi kıvırıp ardından rimel sürdüm, gözlerin üstüne toprak rengi bir far sürüp eyeliner çektim. Ve son olarak bir lip balm sürdüm. Saçlarımın topuzunu açtığımda uçları zaten kıvrılmıştı. Saçlarımı ellerimle tarayıp parfümümüde sıktığımda Barış'a döndüğümde hala şaşkınlıkla bana bakıyordu ve ardından gözlerini devirdi. Kafamı sağa sola sallayarak elimi havaya kaldırdım, ne var demek istercesine ... Bu sefer konuştu " Cidden diğer kızlara hiç benzemiyosun, onlar senin bu yaptıklarını yapmak için 3-4 saatlerini veriyorlar peki ya sen ?" diyerek telefonunda açtığı ama durdurulmuş olan kronometreye baktım. Kaç dakika da hazırlandığımı kronometrede ölçmüştü, yok artık ! Yüzünde garip bir ifade vardı hala elinde duran telefonu yatağa bıraktığına kafasını eğdi ve konuşaya başladı " Sen , 4.28 saniyede hazırlandın hadi bunu geçtim dün , bana yaptığın o erkek konuşması " dediğinde utançla kafamı eğdim. Konuşmasına devam etti " seni bir erkekden ayırt etmek imkansız gibi ama bir yandanda değil ,muhteşem bir fiziğin ve yüzün var .Çok garipsin be inatçı eşşek ." dediğinde yanına gittim ve omzuna vurdum. Telefonumu aldım ve ona " uykumdan uyandırdığın yetmezmiş gibi barada geç kalmak istemiyorum " hadi ayaklan bay ego yığını " dediğimde güldü. " ha bu arada gururumu okşadığın için teşekkürler " dediğimde reverans yaparak "Her zaman " dedi ve elini koluma doladı. Gülerek merdivenlerden indiğimzde kapıda dünkinden farklıydı. Kapıda duran porshe tüm asilliğiyle sırıtıyodu sanki . Ben ağzım açık porshe 'ye bakarken -herzamanki gibi - Barış beni dürttü. Kendimr geldiğimde, ahşap amerikan beyaz kapıyı sesli bir şekilde Kapattım. Uzaktan kumandasıyla kapıları açan Barış'ın üstünde bara gidilecek uygun şeyler yoktu. Aniden kafasını bana çevirdiğinde onu süzmenin rahatsızlığıyla kafamı eğdim. Çenemden tutup yüzümün ona bakmasını sağladıgında ,utancımı gizlemek amacıyla 32 diş sırıttım. Benim sırıtmamı fırsat bilerek -ah saçmalamyın tabikide benim sırıtmamı fırsar bilmedi ,sonuçta çocuğa özgüveni ben vermiyorum- boğazını temizledi ve konuşmaya başladı " üzerimi süzdüğünün farkındayım ve bu yüzden benim eve gitmemiz lazım" dediğinde yüzüm grinin elli tonu amk . "ya madem üstünü ddeğiştiriceksin neden brni uykumdan uyandırıyosun ki ? Hem ben tanımadığım insanların evlerine gitmem." dediğimde güldü ama gülüşü yüzünden silindi. " tanımadığın insanlarin arabasina daha ilk günden biniyorsun ama evine gelmek istemiyorsun, bunun arasındaki fark ne ? Omuzlarımı düşürerek,konuştum "bak anlamıyosun tamam mı , dışarıda veya arabanda kendimi ne kadar güvende hissediyosam emin ol ki evinde de bi o kadar rahatsız hissedicem , kız içgüdüsü , anlamazsın "deyip yanagından makas aldım . Radyoya doğru eğilip fm leri gezmeye başladığımda, deri koltuklar iğrenç sesler çikartıyodu. En sonunda kulağımı enfes bir melodi doldurduğunda fm de takılı kaldım .Bir az daha zaman geçdikten sonra bu şarkının en sevdiğim şarkı olduğunu anladiğimda keyfim yerine gelmişti. (Kadebostany-castle in the snow ) Şarkının verdiği muhteşem hazla Barış'a "sanırım , sana bir şans verebilirim nasıl olsa az çok tanıyorum değil mi seni?"
Dediğimde, kafasini bana cevirerek elleriyle kafami dağitti." Aferin, inatci essek " dedginde koluna vurdum ve muz seklinde kilifi olan telefonumu elime aldigim sirada aklima iki gundur Sarp'ı aramadığım aklıma geldi. Bundan rahatsız olmalıydı, hemen numarasının iki tuşunu tuşladığımda alta "'Dünya'm"' diye çıkmıştı. Elimi üstünde tutup sağa kaydirdim ve gri buton yeşile dönüştüğünde telefonu kulağıma götürdüm,Barış'ın yanında Sarpla nasıl konuşucagimi bilmiyorum . Telefondan "herşeyim , çok özledim " dediginde bnimde onu ne kadar ozledigim aklima geldi. "Bende seni cok ozledim, hem hani sen gelicektin ?"
Dedigimde karsi taraftan gulme sesi gelince bende tebesum etttim. " Birleri beni mi ozlemis ?" dediginde kustahcs kahkaha attim ve benden hic beklenmeyecek sekilde edebiyat yaptim "kalp diyorum bayım ,özleme öyle bir dayanıyorki... Bazı geceler keske dayanmasa diye yalvariyor insan " dedgimde agzinin 1 degil 2 degil tam 10 karis acildigina adim kadar emindim cunku edebiyat yapamam ,grnlede hep o yapar hem edebiyatimin 35 olmasındaki sorun benim değil... "Hadi sende edebiyat yapma sırası "dediğide guldu ve konusmayya basladi "özlem en iyi öğretmendir, özlem seni güçlü yapar ,korku daha cesur, kırık bi' kalp ise daha akıllı." dediginde "aferin bayım, dersini iyi çalışmışsın , ama gerçekten buraya gelmeyi düşünmüyir musun " dediğimde sesim üzgün çıkmıştı "Maalesef, babamın şirketinde bazı sorunlar çıktı ve tek başına halledemeyeceğini söyleyip duruyor ,şirket batabilirmiş Yok bennim geleceğim çok önemliymiş falan filan rutin şeylerden nutuk çekti işte bu yüzden , ama seni çok özledim herşeyden çok , sigaradan bile " dediğinde içim Nehir 'in sevinç dansını yyapmaya başladı (solucan daki Nehir bilmeyenler için ,Zeynebe çok opucukler) oha dediğimde "ne oldu" dedi . şimdi cidden oha ben onu dışımdan mi soylemiştim. "Ya sen simdi cidden ben istedigim icin mi sigarayi biraktin ,ya seni cok seviyorum " Dediigimde histerik bir kahkaha atti , biz birbirimiz cok ozlemistik ve attigimz kahkahalar pekalada histerik oluyordu ,ama sanki Baris'in yanindayken Sarpi unutuyoddum ama aklima dank edince vicdanim bas gosteriyodu hemen. Konusmaya basladiginda " Birakmasaydim ,sonum olumdu be guzelim. Arkamda beni seven birileri birakmak -senin gibi beni seven birileri -birakmak cok brncilce olmaz mi ha ? " dediginde sol gozumden akan sivi ayni zamanda hickirmama da sebep olmustu onun daha fazla acikli sozlerine Dayanamiyackatim,eger dayanicak olsam yatin ilk ucakla istanbul'a giderdim. "Artık kapatsak, cidden dayanmayacağım " dediğimde anlayişla karşiladi ve kapattik. Barış 'ın yükses sesi arabayı doldurana dek "Sevgilin mi var ?" dediğinde yarım ağız gülerek "evet,de noldu ?" dediğimde bu sefer cenesi daha da kasıldı. " Bana söylemen gerekirdi, üç gündür burda takılıyoruz ve bana bi sevgilin olduğundan bile bahsetmiyorsun, bu çok saçma !" dediğinde şaşkınlıkla ağzımı araladım "Evet ,takılıyoruz ama bu sana benim bir sevgilim olduğunu söylemem gerekcesini
Degistirmez, ben de insanim unutmus olabilir ayrica sacma falan degil! Ozelim olabilir ki ozlelimi uc gundur tanidigim bir cocukla paylasmaya niyetim yok ! Hem bu seni niye ilgilendirsin ,seni kardes olarak goruyorum yetmez mi ?" dedigimde kafasini mekanik bi hareketle bana cevirdi, cenesi hala kaskatiydi "ozelini uc gundur tanimadigin bir cocukla paylasmiyorsun ,arabamda ne halt yemek icin canimli-cicimli konusuyosun ? Özelin var senin ,çok ayıp . " iğneleyici cümlelerini umursamaya çalışıyordum ama gözyaşlarım esir kaldiği bu yerden kurtulmak icin savasiyorlardi. Devam etti. "Beni cidden sıradan bi arkadaş olarak mı görüyosun ? Kardeş olarak mı ? Ahh ,ya ben seni öyle görmüyosam ? " dediginde beynimden vurulmusa dondum. Benim gercek bir arkadas veya kardes olarak gormuyorsa ne olarak goruyordu ki ? Fahişe olarak mı ? Yoksa ... Ahh saçmalama Büsra fahise olacak ne yaptin ki sen? Diye dusunurken beynimde tutamadigim sozcukler dilimden dokuluverdi. " ya beni ne olarak goruyosun ? Benden hoşlanıyo musun ? Eğer böyle bişey varsa söyle ama kendini sakın kaptirma ,benim sevgilim var ! Hadi bu şıkkı eledik son şık ! Beni fahişe olarak mı görüyorsun ha ? Düşünüyorumda fahişe olacak bir şey yapmadım ,afedersin ." dedigimde sanki sesimden sinir fışkıyodu. Arabayı sağa cekerek elleriyle yüzümü avuçladı."üzgünüm ,saçmalama tabiiki sana fahişe demek istemedim ama ne biliyim benim için şu göt kadar üç günde çok önemli oldun benim için ve böyle bir şeye hazır değildim .Ne biliyim harketlerin falan hic sevgilisi varmis bi kiz gibi durmuyosun ,neyse ya yinr her zamanki gibi herseyi mahvettim , hala bara gelme fikrini değistimediysen inelim " dediginde içimde ufak bi kırgınlık kırıntısı olsa da gülümsedim ve arabadan indim . Karşımda duran 3 katlı villaya her ne kadar dil çıkarmak istesemde, şımarık bir kız değildim ben. Barış'ın evine geldiğimizde ikimizde sanırım böyle kötü bir süpriz beklemiyorduk ...

İNTİKAMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin