"Sokaktan gelen o sesle yıkıldı dünyaam."
"Domates, biber, patlıcaaan!"
Pencereleri sonuna kadar açmakla iyi mi etmiştim acaba?
"Domates, biber, patlıcaan."
Elimde ki fırçayı su dolu kavanozun içine bıraktım.
Şuana kadar iyi giden resmime bir kez de uzaktan baktım.
Değişen şarkıya ayak uydurdum.
Ben şarkıya aynı tonda devam ederken bir pencere açılma sesi geldi.
Bu pencere karşı binada ki birisinin penceresiydi.
Henüz yüzünü görememiştim, önümde ki tabloyu yana çekerek penceresi açılan binaya baktım.
Bir adam bu tarafa çatık kaşları ve kasılan çenesiyle çok fena bakıyordu.
Eyvah püskürmese iyidir.
Beni görmesiyle çatık kaşları indi ve çenesini rahat bıraktı. Hayır ne bekliyordun ki? Bakın beni görenin dili nasıl tutuluyor? ;)
"Potrebbe abbassare un po'il volume della sua canzone signora?" (Şarkınızın sesini biraz kısar mısınız hanımefendi?)
"Certo, mi dispiace tanto." (Tabi, çok pardon.)
Yanımda duran hoparlörün sesini biraz kıstım.
Adam yüzünde ki ifadesizlikle hızla penceresini yüzüme kapattı.
Aa terbiyesiz! İnsanın öyle yüzüne kapatılır mı?
Haklıyım ama öyle de kapatılmaz diye düşünüp şarkının sesini iki kat daha fazla açtım.
Şimdi de kıs desin bakalım. Kısmam :D
Hiç birşey olmamış gibi fırçamı tekrar alıp resmime devam ettim.
Pencere tekrar açıldı. Hah tam istediğim gibi.
Evet arkadaşlar bende az değilim yani.
Adam eliyle yüzünü ovdu ve gözlerini sıkıca yumup açtı.
Ben tabi hiçbir şey olmamış gibi resim yapıyorum.
"Cosa stai cercando di fare?" (Ne yapmaya çalışıyorsunuz?) Dedi adam dişlerini sıkarak.
"Ya sabır." Dedi adam tekrar kısık bir sesle. Ama ben duymuştum.
"Aa Türk müsünüz?" Dedim sırıtarak.
"Ne?" Dedi adam şaşkınlıkla.
Canım komşum iki saattir Türkçe şarkılar dinliyorum ya? Hatta eşlik falanda ediyorum bağırarak? Aksandan falan anlarsın ya.
"Bende Türk'üm."
Şarkının fullediğim sesi beni duymasını engellemiş olacak ki kaşları çatık bana bakıyordu.
"Sen Türk'müydün ya?" Dedi adam.
Salak yemin ediyorum gerizekalı bu çocuk ya.
"Türkçe konuştuğuma göre Portekizliyim." Dedim alayla.
"Ne alakası var herkes Türkçe konuşabiliyor. Sen nasıl İtalyan olmayıp ta İtalyanca konuşabiliyorsun mesela?"
"Özür bekliyorum ben." Dedim kollarımı göğsümde kavuşturarak.
"Çok beklersiniz hanımefendi." Dedi o da benim gibi yaparak.
"Allah Allah?" Dedim kaşlarımı havaya kaldırarak.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OLMAZ, OLSUN! Böyle Komşu
RandomO müziği ve resmi seven bir kız.. O müzikten ve resimden nefret eden erkek... Elem, Pars'a müziği sevdirdi, Pars Elem sayesinde resimi sevdi. Siyah capcanlı renklere boyandı... (...) Önizleme; "Potrebbe abbassare un po'il volume della sua canzone si...