LABRINTH - STILL DON'T KNOW MY NAME
"Bana William'ı çağır!" Bağırmama rağmen yüzü ifadesizdi.
"Şansını zorlama, Victor. Patronun senin gibi birisi ile işi olmaz artık."
Asıl o şansını zorluyordu."Buna William karar vermeli. Sen sadece o küçük ve saygısız işini yaparak bana patronunu çağır!" Gözlerini yüzümde gezdirdi bir süre. Böyle mi emin oluyordu patronuna zarar vermeyeceğinden? Çok zekice.
"İçeri gire bilirsin ama asıl misafirleri rahatsız edecek olursan atılmakla kalmazsın. Özellikle bu aralar patron ağır konuklar ağırlıyor."
Kimden bahs ediyordu? Yeni kadın olan ortak mı? Neden bunları bana anlatıyordu ki? O kadar salak mıydı William'ın adamları?
Hiç bir şey demeden soğuktan donan ellerime sıcak nefesimi üfleyerek mekana girdim. İlk önce gözlerim etrafı taradı. Ama görünürde ilgimi çekecek bir ''asıl misafir'' yoktu.
Buraya insanlar içip eğlenmeye gelmezdi. Ama her kes de bilmezdi burayı ve burada dönen dolapları. Ama benim burada olma sebebim başkaydı. Bana sadece beni bulutların üzerine çakaracak ilacım lazımdı. Kafayı yemek üzreydim. Geçtiğimiz 5 gün boyunca asla hissizleşmemiştim. Yaşadığım her duyguyu iliklerime kadar hiss etmek acı verici olmaya başlamıştı.
"Önüne baksana!"
Birden karşıma çıkan kadınla dengemi kayb edib düşmekten zorla kurtuldum. Korumaların tetikte olması ve sesimin yükselmesi tüm dikkati bana yöneltmişti. Hemen kendimi toparladım ve karşımdaki kadına odaklandım.
Çok özenli ve çok bakımlı bir parça vardı karşımda. Bir gece mekanına böyle özenmesi her şeyi açıklar nitelikteydi. Bu kadın William'ın yeni ortağı ola bilir miydi?
"Aff edersiniz ama karışma birden çıkmanızla ilgilenmeyeceğim."
Hafifce çenesini kaldırarak konuştu. Siyah saçları, beyaz kürkü ve pahalı topuklularıyla karşımda gergince duruyordu. Demek William'ın yeni ortağı seninsin nadide eser."Özür dilerim, hanımefendi." Sözleri yumuşak ve alçak sesle söylemem onu hem tatmin etmiş hem de gözlerini kaçırmasına neden olmuştu. İşte kadınlar...
Yanından geçecektimki kararımı deyiştirdirdim ve kenara geçip incelemeye başladım. Yanılmıyordumsa binanin alt katına doğru uzanan merdivene ilerliyordu. Yavaşca belli etmeden o ilk merdiveni indiğinde takip etmeye başladım. Siyah kıyafetlerim ile duvara sindim. Arkasında olduğumu hiss etmiyordu bile. Bu ne dikkatsizlik?
Merdivenleri indikten sonra perde ile kapanmış bir kapıyı hedefine aldı. Bu "büyük patronun" odasının kapısı olmalıydı. Bana satışı hep adamları yapardı William'ın ve şimdi bu kadar maziden sonra buraya gelmem hiç edepsiz olmazdı değil mi?
Kadın perdeyi yana çekti ve kapıyı açtı. Tıklatmadan hemde? Bu ikili uzun zamandır tanışıyor olmalıydı. William ağızının tadını biliyordu sonuçta.
İçeri girip kapıyı kapattı kadın. Hemen bir köşeye sindim.
"Bu kadar çabuk gelmen beni şaşırttı, Emma. Bu ziyaretini neye borçluyum?"
"Seninle konuşmam gereken bir konu var." Dedikten sonra es verdi. Bu kadar es vermesi ya William'a aşık gözlerle bakmasındandı ya da etrafı inceliyor olmasındandı. İkinci seçenek daha mantıklıydı.
"Dinliyorum?"
"William, bu konuşmayı yapmamın sebebi asla korkmamdan değil. Ama senden bi ricam olacak"
"Sadede gel, Emma" William, çok kabasın.
"Onu bu işten uzak tutmanı istiyorum senden. Lütfen, o benim için çok değerli. Bu işlere bulaştığımı bilmiyor. Ve bu aralar her şeyi sorguluyor. Şüpheleniyor sanırım bir şeylerden. Lütfen, William" O kim Tanrı aşkına?!