At the Edge

407 37 15
                                    

- Kim'in ağzından-

Gözlerimi açık tutmaya çalışırken beyaz hastane ışıkları gözlerimi yakıyordu. Aynadaki kan çanağı gözlerime ve yorgunluktan tanınmaz halde olan suratıma baktım. Yarışmasına izin vermemeliydim. Bunu nasıl yapabildim? Aralanan kapıdan Sam'in özür dileyen bakışını gördüm.

"İyi misin diye kontrol etmek istedim."

Belli belirsiz kafamı salladım. Ayaklarımı sürüyerek Sam'in peşinden yürürken aynı düşünceler kafamı meşgul ediyordu. Heather'ın olduğu odaya geldiğimde yavaşça kapıyı araladım. Üç gündür değişmeyen aynı manzarayı her gördüğümde benim için daha kolay bir hale gelmiyordu. Nefes almasını sağlayan ve bir sürü diğer makineye bağlı, yüzü çizik içinde yatarken tekrar gözlerim doldu. Nefes alamadığımı hissettim ve kendimi dışarı attım. Sam beni sakinleştirmeye çalışarak koltuğa oturttu.

"Her şey yoluna girecek. Biliyorum bunu söylemem hiç bir işe yaramıyor ama en iyisini umut etmekten başka çaremiz yok."

Gözlerinin içine baktım. "Onsuz ne yaparım bilmiyorum Sam. Sadece düşüncesi bile nefesimi kesiyor."

Beni kendine çekerek sıkıca sarıldı. Üç gündür durmadan ağlamama rağmen hala ağlıyordum ve Heather bana artık sızlanmayı kesmemi söyleyene kadarda sona ereceğini sanmıyordum. Dean elinde kahvelerle gelip yanımıza oturdu. O da en az benim kadar yorgun görünüyordu. Odada durmaya tahammül edemediğim zamanlarda Heather'ın yanından ayrılmamıştı.

"Gelişme var mı?" diye sordu. Alacağı cevaptan korkuyor gibiydi.

Sam biz yokken doktorla konuşmuş olmalıydı. "Şuan durumu hala stabil ama doktor uyanmasının ne kadar güçlü olduğuna bağlı olduğunu söyledi."

"Bu da ne demek? Uyanmama ihtimali mi var?"

Dean omzumu sıktı. "Heather güçlü bir kız Kim."

Başımı ellerime dayadım. İçimde patlayan öfkeye engel olamıyordum. "Heather orada ölümün eşiğindeyken burada boş boş oturamam! Bu işi bitireceğim. Bana katılın ya da katılmayın." dedim ayağa fırlayarak.

Dean gözlerini devirdi. "Ne yapmayı planlıyorsun intikam meleği?"

"O piçin hayalet canına okuyacağım."

"O piçin hayalet olduğunu pek sanmıyorum." dedi Sam canı sıkkın bir şekilde elini saçlarına geçirirken. "Arabasını yakmıştık ama hiç bir işe yaramadı."

"O zaman bağlı olduğu başka bir şey vardır!"

"Bir tek o değil. Heather'ı arabadan çıkardıktan sonra silahını buldum. Mermilerini kullanmıştı ve eminim yakın mesafeden isabet ettirmiştir ama ondan kurtulamadı."

"Tamam pekala. O zaman önce ne olduğunu öğrenirim."

Dean Sam'e gitmesini işaret etti. "Ben Heather'la kalacağım. Sizin için araştırma yaparım." dedi yerden laptop çantasını alıp odaya girerken.

Sam peşimden gelirken bir şey hatırlayarak Dean'e dönüp bir kağıt parçası uzattı. "Benim için bu sembolün anlamını bulur musun? Bir yardımı olabilir."

Otoparkta impalayı tek başına gördüğümde tekrar canım yandı. Umarım Heather'ın arabasının hurdaya döndüğüne ağlamasına tanık olabilirim diye diledim. Herkesin gözünün önünde olan bu olaydan sonra yarışın yapımcılarının alanı bir süre daha açık tutmaları polis tarafından istenmişti.

"Bence önce ölen yarışçının ailesini bulup onlarla konuşmalıyız."

"Yapımcılardan bu konu hakkında bilgi alabiliriz sanırım." dedi.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: May 16, 2015 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

Family BusinessWhere stories live. Discover now