"Bence her şey yolunda gidiyor, ara vermemiz gerektiğini düşünmüyorum." Dedim kaputa yaslanırken. Bobby'nin yanına gidip bir kaç gün ara vermek için ısrar ediyorlardı.
"Bir haftadır durmadan avlanıyoruz Heather dinlenmeye ihtiyacımız var. Ayrıca Bobby'yi görmemiz gerek." Diye karşılık verdi Sam. Çoktan çantasını toplamış gitmeye hazırdı.
Kim'le Dean oda anahtarlarını teslim etmiş geliyorlardı.
"Bu kadar inatçı olmak zorunda mısın prenses?"
Gözlerimi devirdim. Kim yanıma gelip ona yer açmam için kalçasıyla beni ittirdi.
"Hem Bobby'den bizi neden birlikte çalışmaya zorladıklarını öğrenmeye çalışabiliriz."
İç geçirdim. Daha fazla kendimi yormaya niyetim yoktu zaten sabahtan beri ısrar ediyordum. Hiçbir şey demeden arabaya bindim.
Dean "Sanırım bu tamam demek!" Dedi impalaya binmeden önce.
Yolculuğumuzun sonuna gelirken Kim'e dik dik baktım. "Biliyorsun, Bobby'yi gerçekleri söyleyene kadar rahat bırakmayacağım."
"Onu ne kadar zorlamayı düşünüyorsun?"
"Ona işkence yapamayacak olmam çok yazık." dedim iç geçirerek.
"Denemeyeceğine şaşırdım." dedi gözlerini devirerek Bobby'nin garajına girerken.
Arabadan indiğimde öğlen sıcağında anında yanmaya başladım. Gömleğimi çıkarıp belime bağlarken omzumu zorlamıştım. Acıyla inledim. O sırada motor seslerini duyan Bobby dışarı çıkmıştı.
"Sizi bu kadar erken beklemiyordum.." derken gözü omzuma kaydı ve hemen yanıma geldi. "Ne oldu sana böyle?!"
"Önemli bir şey yok Bobby." dedim onu sakinleştirmeye çalışarak. "Bazı mızmızlar çabuk yoruldu sadece." Diğerlerine sinir dolu baktım.
"Peki, geçin bakalım içeri."
Koltuklara yayıldığımızda elinde küçük bir çantayla içeri giren Bobby yanımda oturan Dean'i kaldırıp kendi oturdu. Dean gözlerini devirerek masaya yaslandı.
"Bobby iyiyim dedim."
"Bende bakana kadar değilsin." dedi bandajı hızla çıkartıp yüzünü buruştururken.
"Ah! Derimi de sökmek zorunda değilsin!" Her nasıl olduysa son avda omzumdaki sıyrığın hemen altına bir bıçak darbesi daha almıştım ama Sam iyi bir işçilikle dikiş atmıştı. Neden hep benim başıma bir şey geliyordu.
"Heather gerçekten nasıl bu kadar yara aldığını anlamıyorum. Kendine daha çok dikkat et yoksa bir sonraki yaran benden olacak." dedi Kim tehditkâr bir şekilde.
"Kolunu fazla yormamalısın yaranın iyileşmesini engelliyorsun." dedi Bobby ilaçla yarayı temizlerken.
"Ama ne yapabilirim sol elimi kullanıyorum, savunmasız mı kalayım?"
"O zaman bu tatil tam yerinde bir karar." dedi Dean.
"Ne olursa olsun boşa vakit geçirmek istemiyorum." dedim öfkeyle odadan çıkarak. İşin aslı boşlukta kendimle baş başa kalmaktan kaçınıyordum. Eski arabaların yanından tamirhaneye yürüdüm. Saçlarımı toplayıp üstü örtülü arabadaki kumaşı bir çırpıda çektim.
"Görüşmeyeli uzun zaman oldu dostum." dedim 1969 model siyah Dodge Charger'ı süzerken. Sürücü koltuğuna kurulup direksiyonda elimi gezdirdim. Bunu bir gün yola çıkardığımda mutlu olacaktım. Radyoyu açıp dışarı çıktım ve arabanın altına girip her şey yolunda mı göz atmaya koyuldum. Ayaklarımla şarkıya ritim tutarken biri beni yakalayıp tekerleklerin üzerinde dışarı çekti. Kısa süreli bir şaşkınlıkla gözlerimi kısıp güneşin nerdeyse görmeyi imkansız kıldığı Dean'i fark ettim.
YOU ARE READING
Family Business
Fanfictionİki çocukluk arkadaşının aile mesleklerini devam ettirmek en büyük istekleriydi. Herkes bu işi yapmak için çok genç ve çok "kız" olduklarını söylemişti ama onlar her zamanki gibi dik kafalı davranarak ülkeyi baştan sona kat edecekleri dur durak bilm...