Saplantı

(2) Otorite

-EZRA-

EVET.Kafamı kaldırmamla silahları görmem bir oldu.Sonra masanın en başındaki adamla göz göze geldim.Adamın gözleri resmen kapkaraydı.İçimden  bir ürperti geçti.Adamın öyle bir bakışı vardı ki resmen bakarken karşısındakine aynı zamanda işkence çektiriyordu.

Birden bütün masa ayaklandı.Masadaki silahların hepsi yüzüme doğrultuldu korkudan neredeyse küçük dilimi yutucaktım.Siyah gözlü adam tehditvari ses tonuyla 'senin burda ne işin var çocuk' diye tıslayınca her konumda konuşan ben kekeleyerek 'k-k-kah-ve ' diyebildim.

Masanın sağında olan saçlarıkırlaşmış beyaz saçlı adam 'daha bir odaya sahip çıkamayan adamdan bütün işlerin yürütülmesini bekliyorsunuz'  diyince ben daha gözlerimi açıp kapamadan siyah gözlü adam  silahını konuşan adamın ağzına dayamıştı tüyler ürperten bir sesle 'ben asla bana söyleneni cezasız bırakmam İsmail,bunu burada oturan herkes bilir ,bilmeyenlerde seninle öğrenir' Bir anda çıkan sesle kır saçlı adam yere yığıldı.

İlk defa yanımda biri vurulmuştu.adamı görünce kulaklarım duymaz gözlerim algılayamaz olmuştu.Bir anda yer altımdan kaydı.

-YİĞİT-

Keremin seslenişiyle uyandım.Öyle çok uyuyabilen bir bünyeyede sahip
değildim "abi bugün liderlerle toplantımız var" "Biliyorum kerem umarım ismail piçi gene beni zorlamaya kalkmaz.Artık sınırlarını aşmaya başladı" kerem kafasını sallayarak odadan çıktı.bende hemen kendimi duşa attım.Giyinme odamdan siyah takımımı giydim odadan çıktım.

Arabaya bindiğimizde "abi kahve ister misin " "şirkete söyleriz" dedim.Şirkete girdiğimiz gibi herkes kafasını eğerek selam verdi. Selamları kafamla geçiştirdim. Asansöre binip 30. Kata çıkmasını bekledik. Yeni sekreterim Azra'ya "Toplantı hazılıklarını tamamla ve bana bir kahve getir" Azra "tamam yiğit bey" toplantıdan önce dosyaları incelemeye başladım.

Kapının tıklatılmasıyla "gel" "abi toplantı vakti geldi salona geçelim mi?" Kafa sallayarak odadan çıktım.Çıkarken Azra'ya " geldiğimden beri kahvemi getirmeni bekliyorum Azra hanım eğer aynı anda birkaç işi yapamıyorsanız istifanızı masamda görmek isterim." Azraya baktığımda gözleri dolmuştu "özür dilerim bir daha olmaz Yiğit bey" "Toplantının hazırlıkları tamam mı?" "Kahveleri bekliyorum yiğit bey gelince servisi yapıcam " Azra hanım bizim gibi kocaman bir şirkette farketmişsinizdir ki hizmetliler var onlara söylediğiniz takdirde onlar kahveleri yapar bu kadarı fazla şirketimizle ilişkiniz kesilmiştir." Azra ağlayarak " yiğit bey" çoktan adımlarımı toplantı odasına yöneltmiştim "Kerem bundan sonra sekreterlerimi akıllı olarak seç bundan sonra salak insan istemiyorum " " Tamam abi"

Salona girdiğimizde herkes ayaklandı. Masanın başına geçtiğimde herkes silahlarını çıkarıp masaya koydu. Babam mafyalığı devrettikten sonra yerini ben almıştım. Babam Türkiye mafya dünyasının lideriydi. İşleri bana bırakınca   Diğerleri genç olduğum için beni kabul etmemişti ama babam hepsini susturarak koltuğunu bana bıraktı. İsmail en çok sorun çıkaranlardan biriydi. Halada köstek olmaya devam ediyordu.Ben masaya oturunca hepsi yerlerine oturdu.

İsmail 'Yiğit bir kahve ikram etmiycek misin?"  " İsmail işimiz bitince kahveni içersin" " Yiğit dünya liderleriyle olan toplantı yaklaşıyor Dimitri silahlar konusunda problem çıkartıyor ve aldığım duyumlara göre bu seneki haracını ödemiyceğini söylüyormuş" " Dimitrinin çaresine ben bakarım gerekeni de yaparım." İsmail " Yiğit insanlar senin otoritene boyun eğmiyor. " sinirlerim tepeme çıkmıştı "İsmail otoritemi senin üzerinde göstermemi istermiyorsan kapa çeneni "

Birden kapının açılmasıyla kapının yanındaki korumalar silahlarını kapıdan giren siyah saçlı kıza doğrulttu kız onların farkına varamadan elindeki kahvelerle yere düştü kahvelerin ortasındayken kafasını kaldırmasıyla büyük yeşil gözleriyle karşılaştım gözleri masanın üzerindeki silahları görmesiyle yeşil gözleri dahada büyüdü. " Senin burda ne işin var çocuk?" Kız kekeleyerek "k-k-kah-ve " diyebildi. İsmail "daha bir odaya sahip çıkamayan adamdan bütün işleri yürütmesini bekliyorsunuz."

Kan beynime sıçradı ismail artık çok olmaya başlamıştı. Diğer mafyalarda ne olacağını bekliyordu. Burda ismaile cevap vermemem demek otoritemin sarsılması demekti. Silahımı hızla İsmailin ağzına dayadım biranda ne olduğunu anlayamamıştı " ben asla bana söyleneni cezasız bırakmam İsmail,bunu burada oturan herkes bilir ,bilmeyenlerde seninle öğrenir" dediğimde ismailin gözleri ne yapacağımı anlamış gibi açılmıştı. Artık çok geçti böyle bir hareketten sonra İsmaili affedemezdim silahı ateşledim ve cansız bedeni yere yığıldı kerem de İsmailin korumalarını halletmişti.

Kapıya başımı çevirdiğimde yeşil gözlü kızın bayıldığını gördüm kereme "çocuğu odaya götür." Kerem başını sallayarak kızı kucakladığı gibi odadan çıkardı. Diğerlerine dönerek "Beyler herşeyi konuştumuza göre iyi günler." Adamlar baş selamı vererek odadan çıktı Fuat " abi İsmaili ne yapalım" " Deponun oraya gömün " odadan çıkarken yeşil gözlü kızla ne yapıcağımı düşünüyordum.