Black: 1

316 27 173
                                    

-Düzenlendi-

Gömleğinin bedeninden yavaşça ayrılıp yere düşüşünü izledi, boş ve yorgun gözlerle. Yorgundu ama kendisine bunu söylemeye devam ederse ilerleyemezdi. Boş verdi bu yüzden.

 Ufak bir adımla aynaya yaklaştı. Kendi bedenine değmedi elleri, aynaya dokundu. Morluklarda gezindi biraz, sanki yine kilo vermişti.

 Her zamanki gibi kendini kandırma amacıyla kullandığı ancak her geçen gün üzerine daha fazla yapışan, onunla bütünleşen umursamazlık ile tamamen soyunup su dolu küvete girdi.

 Bedeninde yer alan morluklar dayak yediğinden ya da hasta olduğundan kaynaklı olan bir şey değildi. Onların hepsi sevgiydi. Bay Lee'nin ona verdiği sevginin izleriydi. Bu yüzden ne reddeder ne de daha fazlasını isterdi. Bay Lee ne kadarını uygun görürse o kadarını alırdı. Eğer kendi duygularına yenilir ve daha fazlasını isterse elinde olan azıcık sevgi de yok olup giderdi. Biliyordu öğrenmişti.

Başka kim onu sevecekti ki zaten? Kim vardı hayatında? Kimi kalmıştı?

 Loş ışık altında, sözlerini dinlemediği ama ses olsun diye açtığı şarkıyla beraber düşünceleri arasında dolanıyordu ta ki müzik yerine telefonunun zil sesini duyana kadar.

 Tembel hareketlerle arkasına uzanıp telefonu eline aldı. Bay Lee arıyordu.

"Efendim."

"Yarın normalden bir saat daha erken gel." Bay Lee'nin her zaman sert çıkan sesi ulaştı kulağına.

"Anladım." dedi Hyunjin. Başka ne diyebilirdi ki zaten?

Telefonun kapanması için bekledi, belki güzel bir söz duyardı belki zaman geçirmek istediğini söylerdi ama beklediği her belki hiçbir zaman gerçekleşmezdi tıpkı şimdiki gibi. 

Telefonun kapandığını haber veren ses kulaklarına çalındığında telefonu küvetin dışına bıraktı yavaşça. Ardından kendini de suyun içine...

 Leş gibi geçen gecenin ardından yeniden sabah olmuş, güneş tepedeki yerini almıştı. Tavana diktiği gözlerini çekip yattığı yerde dikleşti. Hazırlanıp çıkması gerekiyordu sonuçta.

 Kısa bir duşun ardından bornozuyla beraber dolabının karşısına geçti. Herkes resmi giyinmek zorundayken kendisi istediğini giymekte özgürdü. Dışarıdan bakan biri için ayrıcalıklı bir piç kurusuydu ancak Bay Lee bir yerden veriyorsa bir yerden kesinlikle alırdı.

Hareketlerini kısıtlamayan esnek kumaşa sahip siyah pantolonunu giydi önce ardından da kolsuz ama boynu saran dar tişörtünü. Gerekli olan her şeyi sığdırabildiği kemerini beline taktıktan sonra oversize deri ceketini de üzerine giymiş uzun siyah saçlarını taramıştı. İnsanlara temas etmemek adına eldivenlerini de giydi. Malum elleri gereğinden fazla pisti ve pisliğini bir başkasına bulaştırmak gibi bir niyeti yoktu.

Evden ayrılmasının ardından motoruna binmiş Bay Lee'nin evinin yolunu tutmuştu.

 Kapının önünde motoruna yaslanmış bir şekilde dururken onun evden çıkmasını bekliyordu. Bay Lee izin vermediği sürece eve girmesi yasaktı. Tek kural bu da değildi her zaman kulağında birbirleriyle iletişim halinde olmalarını sağlayan kulaklığı takması gerekiyordu. Bu işe ilk başladığında takmayı unutmasının ardından iyi şeyler olmamıştı ama annesi bunun sevgi olduğunu söylemiş ve defalarca vurgulamıştı. Yine de bir daha olmaması için gelir gelmez takıyordu.

 Kapının önünde oluşan hareketlilikle beraber gözleri avına odaklanmış bir avcı edasıyla Bay Lee'nin üzerindeydi. Bunu yapmasındaki neden ise ondan gelen en ufak hareketi yakalaması gerekiyordu, tepki vermede geç kalamazdı.

Black | HyunhoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin