Black | Hyunho

Black: 6

- Düzenlendi-

Siyeon & Dami (Dreamcatcher) - Shadow

 Bulutların ayın ışığını kestiği gece arabada oturan Minho, Chan'ın şoför koltuğuna geçmesini bekliyordu. Gece devriyesi bitmiş artık Vadi'ye geri dönüyorlardı. Ellerinde net bir şey bulamamanın getirdiği sinir varken mantıksız kararlar almaktan korkuyorlardı.

Ama her seferinde ellerinin boş olduğunu görmek umutlarını tüketiyor, çıkış yolunun varlığına inanmaktan uzaklaşıyorlardı.

  "Eve gidiyoruz yarın tekrar bakarız."

"Bir şeyi kaçırıyoruz. Toplantılara gelmiyorlar hepsi cephe aldı."

Minho, üzerindeki siniri torpidoya vurarak yansıttığında Chan'ın kaşları çatıldı. Arabasına vurmamak için dışarı çıkıp ağaç tekmelemişti ama bu herif arabasına vuruyordu.

"İlk olarak arabama vurma. İkincisi durumun ne olduğunun hepimiz farkındayız sesli dile getirdiğinde de emin ol bir şeyler değişmeyecek."

 Minho gözlerini devirip kollarını göğsünde çaprazladı. Bu herifin gereksiz sakin olması sinirini bozuyordu. Eğer şu an Changbin'le beraber olsaydı ortalığın içine sıçıp bırakmışlardı.

Belki de bunu yapacaklarını bildiğinden Chan onları ayrı takımlara koymuştu ama takılmadı buna. Sadece için ederin bir nefes çekip sırtını koltuğa yasladı.

 Her ay, iki kere yer altı dünyası tarafsız olarak belirlenen mekanda toplanır; talepler, sınırlar ve hedefler belirlenirdi. Şehir geneli ile Vadi arasında gerçekleşen toplantılarda bu ay Lee Jaewon katılmamıştı. 

Lee Jaewoon yeraltının büyük başlarına aday biriydi. Babasının ölümünün ardından piyasaya girmiş ve ilk talebi Vadi olmuştu. Başta toy olduğu için iddialı diye düşünseler de yaptıkları ile kendini yeterince kanatlamıştı Jaewoon.

 Vadi'nin sahibi olarak lanse edilen Minho durumu hızlıca gelip gerçek sahibine, Chan'a, anlatmış gelecek adımların planı yapılmıştı. Karşı tarafın kirli oynuyor olması Chan'ın sinirine dokunuyor, kendini tutmakta zorlanmasına neden oluyordu. Şimdi ise olan toplantılara katılmıyordu.

Şüpheli olan kısım bunun tesadüf olamayacak kadar sık gerçekleşmiş olmasıydı.

 Chan'ın kıyamadığı arabasını hoyratça kullanmasını sakin olmadığını gösterse de yüzünde mimik oynamaması Minho'ya onun sinirli olduğu imajını çizemiyordu.

Chan bir ara otobanda ışıkla yarışmaya karar verdiğinden normalin çok çok üstünde erken gelmişlerdi eve.

Arabanın hem tekerlek hem de motor sesini duyan Seungmin, kapının önündeki çardakta hızla ayağa kalktı. Meraklı ve endişeli gözleri gelecek olan ikilideydi.

"Rica ediyorum manitanı sakinleştir ölüme bu kadar hızlı gitmek istemiyorum."

 Kırmızı saçlı, siyah saçlıya ters bir bakış attıktan sonra sevgilisinin kollarına sığındı. Sakinleşmezse Minho ve Changbin gibi ortalığı aleve verecek gibi hissediyordu.

Gecenin sunduğu sert rüzgarlar eşliğinde az önce Seungmin'in tek başına oturduğu çardağa beraber oturdular bu sefer.

  Vadi için yıllarını vermişti ama dünkü bok burada gözü olduğunu söyleyerek ona aşık atabileceğini sanıyordu. 

"Chan, içeri girmeliyiz."

Sevgilisinin ses tonundan, hatta duruşundan bir sorun olduğunu anlayan Chan ikiletmeden kenetlediği elleriyle içeriye girdi.