Pazartesi
Nayeon yanından geçen öğrencilere baktı ve kısa bir süreliğine, normal ve sakin görünen bir hayata sahip olmanın nasıl hissettireceğini merak etti.
"Nayeon, lütfen," Dahyun yalvardı, dizlerinin üstüne çöküp birleştirdiği ellerini önünde sallamaya başlayınca Nayeon'un dikkatini tekrardan kendisine toplamıştı. "Moral desteğine ihtiyacımız var. Bu bizim ilk maçımız ve çok korkuyoruz ve çok küçüğüz."
Chaeyoung şiddetle başını salladı, kısa saçları gözlerine giriyordu, "Evet, lütfen gel! Geleceğine söz vermiştin. Profesörüne önemli olduğunu söylersin!"
Nayeon konuşmadan önce durdu, burnunun kemerini parmaklarıyla tuttu ve gülmemek için elinden geleni yaptı.
"Söyleyeceğim şey," Nayeon konuştu, sesi hafiften titriyordu, " öncesinde laboratuvar dersim olduğundan maça erken gelemeyeceğimdi. Tabii ki de maçta olacağım. Yıllardır maçların düzenli izleyicisiyim. Size söylemiştim: Takımda bir sürü arkadaşım var ve ikinizin oynamasını hayatta kaçırmam."
"Oh," Dahyun suratındaki kocaman gülümsemesiyle zıplayarak söyledi. "İlk başta söyleseydin ya!"
"Ben-," Nayeon konuşmaya başladı, ama Chaeyoung ona hızla sarılınca lafı kesildi.
"Sağ ol, Nayeon! Seni seviyoruz! Şimdi derse gitmemiz gerek."
Chaeyoung arkasını döndü, Dahyun'u da çekiştirerek koşmaya başladı, sınıfa gitmeleri için 2 dakikalarının kaldığıyla ilgili bir şeyler bağırıyordu.
Nayeon ise, Chaeyoung ve Dahyun onu üstünkörü bir konuşmaya dahil ettiğinde yapabildiği tek şeyi yaptı: kafasını salladı ve güldü.
Gideceği yere yürümeye devam etti, kendini yine etrafındaki sınıflarına ve sınıflarından aceleyle giden düzinelerce öğrencinin içine attı. Kendini şanslı olanlardan yana görüyordu; bu dönem ders programı mükemmel bir şekilde boştu ve sadece haftanın üç günü dersi vardı.
Cebinden telefonunu çıkardı, öğle yemeği arkadaşına mesaj atarken gözleri bir telefonunun ekranında bir de önündeki yoldaydı.
Gıcıkyeon
[1:23 PM] Biraz geç kalıcam. Bazı arkadaşlar lafa tuttu. Beş dakikaya görüşürüz.
[1:23 PM] Bi de, ben gelmeden sipariş vericeksen benim her zaman yediğimden de sipariş vermeye çekinme =D
Telefonunu cebine geri koydu ve başkasıyla karşılaşmadan gideceği yere varmaya odaklandı. Kampüs her zaman derslerin ilk haftasında çok hareketli oluyordu. Bunun için birinci sınıfları suçluyordu.
Birkaç kez telefonunun titrediğini hissetti ve kendi kendine gülümsedi. Jihyo'nun ona 'hatasız bir şekilde güvenilmez' olmasıyla ilgili mesajlar attığını hissediyor gibiydi ama biliyordu ki kafeye gittiğinde her zamanki öğle yemeği siparişi hazır ve onu bekliyor olacaktı.
Bu dönem oldukça güzel bir başlangıç yapmış gibi duruyordu.
//
Perşembe
Nayeon kapıyı açmadan önce duraksadı. Bu kapıyı açıp laboratuvar odasına girmek bu dersi daha gerçekçi yapacaktı. Parmaklarının ucuna değen kapıdaki metal kaplama soğuktu ve hangi alaşımdan yapıldığını merak etmişti. Kimya laboratuvarlarının uyması gerektiği belli bina yapım yönetmelikleri mi vardı?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Mascot
FanfictionNayeon'un laboratuvar partneri gülümsediğinde çok güzel oluyordu ve güldüğünde ise daha da güzelleşiyordu, ve okulun maskotunun yumuşak elleri ve güzel bir sesi vardı, ve cidden Nayeon'un kafası berbat bir şekilde karışmıştı. Bu %100 Chaeyoung ve Da...