6. Hafta - Cumartesi
Jeongyeon elini geri çekmeye başladı, kız arkadaşı daha sıkı tutunca Nayeon'a gönülsüzce kaşlarını çattı. "Jeongyeon, cidden mi?"
Jeongyeon cevap vermek için ağzını açtı ama Sana'nın kıkırdadığını duyunca geri kapadı. Birkaç metre arkalarındaki kıza kötü kötü bakmak için arkasını döndü ama daha öyle bakamadan Nayeon onu ileri çekmişti.
"Seninle çıkmanın bizi sürekli izleyen kişiler getireceğini tahmin etmemiştim." Jeongyeon homurdandı, Nayeon tutuşunu gevşetmek için parmaklarını oynattı.
Nayeon bir şey söylemedi ve bir süreliğine kulaklarına sadece bastıkları çakılların sesleri gelmeye başladı. Sana ve Chaeyoung bile bir anlığına sessizleşmişlerdi.
Jeongyeon biraz fazla yakınlarında yürüyen bir kaza temkinli bir şekilde baktı. Nayeon ile yürüyüşe çıkma şansı yakaladığı için mutluydu ama yanlışlıkla iki arkadaşlarıyla karşılaşmaları ve ellerindeki dondurma külahları tehlike eksikliğine yer bırakmıyordu.
Nayeon'un baş parmağı elinin arkasını okşadı ve biraz rahatladı.
"Ateşli bir çift olmamız benim suçum değil." Nayeon'un suratındaki ifadeyi göremiyordu ama sesindeki şakacılığı duyabiliyordu.
Jeongyeon gülüp Nayeon'un gözlerine bakabilmek için bakışlarını kaldırdı. Nayeon gülümsüyordu ama Jeongyeon suratındaki endişe kırıntısını görebiliyordu.
Jeongyeon aniden durdu, Nayeon'u da durması için elinden çekiştirdi. Nayeon tek kaşını kaldırdı. "Ne?"
Jeongyeon derin bir nefes aldıktan sonra arkasına baktı, keyifli birer Sana ve Chaeyoung'la göz teması kurmuştu. Sana ona öpücük atınca gözlerini devirme isteğine karşı koydu.
"Çok sinir bozucu arkadaşlara sahibiz." Jeongyeon söyleyip Nayeon'a bakmak için döndü. "Beni çok utandırıyorlar."
"Özür dilerim." Nayeon'un dudaklarının kenarları aşağıya düştü. "Durmalarını söyleyebilirim."
Jeongyeon başını salladı ve gülümsedi. "Yok."
Bir adım ileri attı, el ele tutuşmalarını bozup elini Nayeon'un beline koydu. "Sadece utandırma kısmı konusunda çalışmamız lazım."
Hafifçe eğildi, her Nayeon'u öpmeyi düşündüğünde içine yayılan heyecana kendini bıraktı.
Dudakları birleşti ve Jeongyeon Nayeon'un şaşkınlığını hissedebilmişti, rahatlayıp öpücüğe gülümsediğini hissetmişti.
Arkalarından gelen alkış ve ıslık seslerini duydu ama öpüşmeyi bıraktıklarında Sana ve Chaeyoung işlerine geri dönmüşlerdi bile, Chaeyoung'un resmini çizmek istediği bir çiçeği arama görevlerine devam ediyorlardı.
El ele tutuşup yürümelerine devam ederlerken ikisi de bir şey söylemedi.
Jeongyeon kendini sessizliğe gömülmeye bıraktı, Nayeon'un elinin kendi elindeki hissinden ve teninin altındaki memnun edici titreşimden keyif alıyordu.
Haftasonunun geri kalanında ne yapıyor olacağını Nayeon'a sormak için ağzını açmışken diğer kız konuştu.
"Her öpüştüğümüzde kulaklarının ucu kızarıyor. Çok tatlı."
Suratı kızarmaya başladı ve gözünün ucundan Nayeon'un sırıttığını görebiliyordu.
O yüzden Jeongyeon yapabileceği tek şeyi yaptı: dondurmasını yalarken Nayeon'a çarpıp yanağına dondurma bulaşmasına sebep oldu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Mascot
FanfictionNayeon'un laboratuvar partneri gülümsediğinde çok güzel oluyordu ve güldüğünde ise daha da güzelleşiyordu, ve okulun maskotunun yumuşak elleri ve güzel bir sesi vardı, ve cidden Nayeon'un kafası berbat bir şekilde karışmıştı. Bu %100 Chaeyoung ve Da...